Çavuşoğlu'ndan AB'ye tepki: Para verelim, Türkiye göçmenleri tutsun anlayışı bize işlemez

Afganistan ile ilgili açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kabil Havalimanı ile ilgili “Burada en önemli şey, havalimanının güvenliği... Türkiye veya Katar’ın tek başına üstleneceği bir iş değil” açıklamasını yaparken, göçmenlere ilişkin AB'nin tutumuyla ilgili 'Biz para veririz, Afganları ülkede tutun gelmesinler' anlayışıyla herhangi bir işbirliği olmaz" ifadelerini kullandı.

SİYASET 02.09.2021, 16:48 04.09.2021, 09:28
Çavuşoğlu'ndan AB'ye tepki: Para verelim, Türkiye göçmenleri tutsun anlayışı bize işlemez

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hollanda Dışişleri Bakanı Sigrid Kaag ile ortak bir basın toplantısı gerçekleştirdi.

Göçmen mutabakatına ilişkin açıklama

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye’ye çalışma ziyareti gerçekleştiren Hollanda Dışişleri Bakanı Kaag ile bir görüşme gerçekleştirdi.

Görüşmenin ardından Çavuşoğlu ve Kaag, bir basın toplantısı düzenledi.

Bir gazetecinin, 2016’da AB ile mültecilere ilişkin yapılan anlaşmanın güncellenmesi hakkında, "AB 3 milyar euro gibi bir teklifte bulundu. Türkiye bu teklifle ilgileniyor mu? Afgan halkının bu anlaşmaya ilave edilip edilmeyeceğini de sormak istiyorum. Çünkü benim bildiğim kadarıyla söz konusu anlaşma Suriye vatandaşlarıyla ilgiliydi." sorusunu sordu.

Gazetecinin sorusuna yanıt veren Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Samimiyetinize güvenerek ben de samimi bir açıklama yapmak istiyorum. 2016’da, 18 Mart’ta AB ile ortak problem olan göç ile ilgili bir mutabakata vardık. O günden beri bunu birçok kez söylemişizdir fakat bir defa daha vurgulamak istiyorum. Biz, Türkiye olarak üzerimize düşeni yaptık. Avrupa ülkelerine göç eden göçmen sayısı, yüzde 95 azaldı. Ne yazık ki Avrupa Birliği, kendi yükümlülüklerini yerine getirmedi. Buna devletler arası farklı tutumlar ya da bürokrasi deyin ki bu söz konusu bu tutumlar, bugün eskisinden daha iyi bir yerde değil. Neticede, bu mutabakatın ortak deklarasyonu güncellemesi için hemfikir kaldık.”

“AB, 1 yıldır geri dönüş sağlamadı”

“9 Mart 2019’da Sayın Cumhurbaşkanımızın Brüksel’e gerçekleştirdiği ziyarette, Cumhurbaşkanımız ve Avrupa Birliği’nin iki lideri Ursula von der Leyen ve Charles Michel  tarafından mutabakat sağlandı. Biz daha sonra bu konuda, yani göç mutabakatının güncellenmesi için önerilerimizi ve düşüncelerimizi 1 ay içinde Avrupa Birliği’ne ilettik. Fakat aradan 1 sene geçmesine rağmen AB, bize dönüş sağlamadı. O zamanlar AB şöyle düşünüyordu; nasıl olsa şu an Kovid-19 var, insanlar bir yere hareket edemez. Bu sebeple acele etmeyelim anlayışında oldular. Ardından biz ısrarla bunu güncellememiz gerektiğini söyleyince, son zirvede Avrupa Birliği tek taraflı bir karar aldı. ‘Türkiye’ye 3 milyar euro verelim’ gibi bir karar aldı. Bu yalnızca bir karar.” 

“Para verelim, mültecileri Türkiye tutsun anlayışı bize işlemez”

“Oturup konuşup müzakere ederek bir anlaşmaya bağlamamız gerekiyordu. Öyle ben istediğim gibi alırım, para vereyim mültecileri Türkiye tutsun gibi bir anlayış bize işlemez. Bunu açık bir şekilde söylememiz gerekiyor. Buna Afganların da dahil edilip edilemeyeceğine gelirsek, Yunanistan’ın o mutabakata göre geri yolladığı kişiler arasında hiçbir ayrım yapmadık. İçinde Suriyeli de Afgan da vardı. AB ülkeleri de bunun karşılığında bire bir formülü denilen, Türkiye’de bulunan Suriyelileri Avrupa Birliği ülkelerine yerleştirecekti. O konuda dürüst olmamız gerekiyor, yaklaşık 2 bin kişiyi biz geri aldık, Avrupa Birliği, 20 bin kişiyi aşkın Suriyeliyi yerleştirdi. Burada AB’nin de hakkını yemeyelim, dürüst davranalım.”

“AB, para verilir bu iş çözülür anlayışından vazgeçmeli”

“Neticede Afganlar konusunda şu an para veriyoruz. Afganları ülkede tutun gelmesin anlayışı gibi bir şey olursa bu tarz bir işbirliği olmaz. Yarın Afganların, Afganistan'da istikrarı ve güvenliği tesis edilirse bunların onurlu ve gönüllü bir şekilde geri gönderilmesi dahil, Suriyelilerin güvenli bir biçimde Suriye'ye geri gönderilmesi dahil olmak üzere pek çok konuyu içerecek şekilde bu mutabakatı güncellememiz gerekiyor. Çünkü bu problem her geçen büyüyor, problem de yaratıyor. Avrupa Birliği için problem oluyorsa, Türkiye için de problem. Bilhassa ırkçı gruplar veya muhalefet, iktidarı sırf yıpratmak için bunu kullanıyor. Sonuç olarak bir problem. Bu sebeple AB’nin, basit anlayışla veya formüllerle bu işin üstesinden geliriz, para veririz bu problem çözülür anlayışından vazgeçmesi gerekiyor. Gerçekçi çözümler üretmek gerek. Afganistan’daki Afganlara ve komşu ülkelerde yaşayan Afganlara vereceğimiz yardımlar dahil olmak üzere, AB’ye bu konuda düşüncemizi iletmemize rağmen kapsamlı bir biçimde güncellenmesi için maalesef olumlu bir adım göremedik."

Yorumlar (0)