Bahçeli’den ilginç Buça yorumu: “Türkiye düşmanlarının işi olabilir”

MHP Lideri Bahçeli, haftalık toplantısında enflasyon hakkında açıklamalarda bulundu. “Enflasyon artmış olabilir ancak bu geçicidir.” şeklinde konuşan Bahçeli, tarihi yolculuğa metanet ve sabırla devam etmekten başka hiçbir seçeneğin olmadığını dile getirdi. Buça’daki sivil katliamı hakkında da konuşan Bahçeli, o görüntülerin, Türkiye’nin arabuluculuğundan rahatsız olan ve Türkiye'ye düşman olan kişiler tarafından oluşturulma ihtimalinin bulunduğunu kaydetti ve görüntülerin araştırılmasını talep etti.

SİYASET 07.04.2022, 13:46 07.04.2022, 18:19
Bahçeli’den ilginç Buça yorumu: “Türkiye düşmanlarının işi olabilir”

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, haftalık olağan grup toplantısında ülke ve dünya gündemini değerlendirdi. Bahçeli’nin konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekildeydi: “Ülkücü, milliyetçi hareket tohum olmuş dört bir yana saçılmıştır. Tohumlarımız filiz olup serpilmiş, çınar olmuş genişlemiştir. Gazı olup yüreklendik, şehit olup yüceldik. Bizim geçmişe borcumuz yoktur, geçmişten alacağımız vardır. Milliyetçi hareketin veremeyeceği hiçbir hesap yoktur. Karışık ve karanlık ilişkilerimiz de yoktur. Mücadelemizin lideri, merhum Alparslan Türkeş’tir. Milliyetçi Hareket Partisi tam 53 senedir tüm tuzakları bozmakta ve Türk İslam ülkücülüğüne leke sürmek isteyenlerin hevesini kursağında bırakmaktadır. Bizim partimiz oranlarla, yüzdelerle ifade edilemez. Düzenli olarak belirli aralıklarla servis edilen ve artık sistematik hale gelen algı operasyonlarıyla partimizin geriye gittiğini, eridiğini yazıyorlar. Siz kokuşmuş araştırma şirketleri, size soruyorum: Anketleri yaparken Kandil’i mi yoksa CHP Genel Merkezi’ni mi dolaşıyorsunuz? Milliyetçi Hareket Partisi düşmanlığı, şeytani emelleri olanların sipariş ettiği düşmanlıktır. Bu kirli tahkimat karşısında direncimiz millet sevdamız, irademiz ve imanımızdır. Şimdiden söylüyorum size: Haziran 2023’te sokağa çıkacak yüzünüz bile kalmayacak.”

“Kara propagandalara alet olmayacağız”

“Savaşlar ve çatışmaların çehresi, kötü devrimlerle acımasızlaşmıştır. Savaş, siyasete dayalı araçlarla idame edilmiş bir saldırıdan başka bir şey değildir. Tarih boyunca değişmeyen tek kural vardır o da bir devletin rakiplerine karşı aşırı derecede silahlanması halinde tehdit haline gelir ve savaş başlar. Nasıl ki Kartaca, Roma İmparatorluğu için yıkıldıysa da birkaç yüzyıl sonra Roma İmparatorluğu’nun da tarihten silinmesi kaçınılmaz olmuştur. Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşta da bu bahsettiklerimi görmek mümkün. Artık yeni savaş konsepti siber saldırılar, yalan haberler ve ekonomik manipülasyonlardır. Ukrayna’nın Buça kentinde yaşandığı iddia edilen sivil katliamı hakkındaki haberler kesinlikle incelemeye alınmalıdır. Toplu vahşet mezarları dünyada ciddi tepkilere sebep olmuştur. Katledilen 410 sivilin görüntüleri, vicdanları dağlamıştır. Ancak bunun bir katliam mı yoksa düzmece bir olay mı olduğu henüz tam olarak belli değildir. Biz, sürdürülen kara kampanyalara hiçbir şekilde alet olmayız. 

“Adıl problem, müzakerelerde bunun yaşanması”

“Buça’daki asıl problem, barış ve ateşkes müzakereleri sürerken tam da yol kat edilmeye başlandığında bu görüntülerin ortaya çıkması. Rusya bu görüntülerin kurgu olduğunu dile getiriyor. Ancak NATO’dan AB’ye ve diğer ülkelere kadar herkes Buça’da savaş suçu işlendiğini ifade ediyor. çatışmalar ve savaş sırasında saptırılmış ve yalan haberlerin sık sık icra edildiğini biliyoruz. Irak’ın işgalinde de kimyasal silahlar gerekçe gösterilmişti. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı, Birleşmiş Milletler toplantısında Irak’ın sözde kullandığı kitle imha silahlarını dile getirmiş ve Irak’ın işgalini savunmuştu. Kuveyt’in işgali döneminde de 312 Iraklı bebeğin öldürüldüğü dile getirilerek sözde görgü tanıklarının ifadelerine yer verilmişti. Ama sonra o sözde görgü tanığının hiçbir hastanede çalışmadığı ve böyle bir olayın yaşanmadığı ortaya çıktı. Buça’da gerçekten sivil katliamının yaşanıp yaşanmadığına dair şu anda görüş bildiremeyiz. Elbette böyle bir olay gerçekleşmişse bunun hesabı sorulmalıdır. Sivillerin katledilmesini hiçbir şey haklı gösteremez. Bize dayatılan haber ve fotoğrafların peşine düşmek yargının sorumluluğundadır.”



“Türkiye’nin arabuluculuğundan rahatsız olanlar var”

“Buça’daki görüntülerin araştırılmasına neden ihtiyaç var? Çünkü Türkiye’nin arabuluculuk yapmasından ve heyetlerin İstanbul’da görüşmesinden rahatsız olan çok fazla kişi var. Bu katliam görüntülerinin İstanbul’daki müzakerelerin ardından basına servis edilmesi şüphelidir. Ayrıca bu konuda İYİ Parti’nin ne dediği de CHP’nin ne üfürdüğü de önemsizdir. Nihayetinde Türkiye’nin takip ettiği milli bir dış politika vardır. Uzun vadeli çıkarlarımız desteklenmektedir. Kimin nasıl bir planlama yaptığı da kimin kiminle yürüdüğü de bilinmektedir. ABD, PKK YPG için yine yüzlerce milyon dolarlık bütçe ayırdı. Bu durumda biz ABD’nin telkinlerine nasıl itibar edebiliriz? Sözde dostlarımız bizim rehavete düşmemizi dört gözle bekliyor. Biz bu dostlara nasıl güveneceğiz? ABD’nin politikalarında bu ana fikir hakimdir.1900’lü senelerde bu fikri güden bir devlet daha vardı: Sovyetler Birliği. Buça meselesinin ardından müzakerelerin nasıl sürdürüleceği merak konusu. Zelenskiy ve Putin’in Ankara ya da İstanbul’da savaşa son vermesi talebimizdir. Öte yandan bu savaştan kimin veya kimlerin stratejik kazanç elde ettiği gizlenemez duruma gelmiştir. Ülkemiz, barışın filizlenmesi için mücadele verirken hem kendinin hem de dünyanın güvenliğini korumaya da çabalamaktadır.”

“Müttefiklerimizin davranışları utanç vericidir”

“Müttefik olarak bildiğimiz ülkelerin hem mıhına hem nalına vurmaları utanç vericidir. Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş, Avrupa Birliği ülkelerinin hem kendi içlerinde hem de dışa dönük kabiliyetlerini güçlendirmiştir. 5 bin kişilik intikal gücü kurulması kararı verilmiştir. Ancak öte yandan ülkemizi hedef alan yönleri vardır ki kendileri tamamıyla ikiyüzlüdür. Doğu Akdeniz’deki haklarımızı yok saydıkları da Rumların ve Yunanların tuzaklarına düştükleri de açıktır. Türkiye’nin NATO üyesi olmasını hiçbir şekilde dikkate almıyorlar. Ülkemizin kesin tutumu ve direnci olmadan Avrupa kesinlikle rahat edemez. Yeni bir dünya düzeninden bahsediliyor. Eğer böyle bir düzen kurulacaksa buna Türkiye’nin dahil olmaması mümkün değildir. Avrupa Birliği’nin stratejik iflası, vizyon eksikliği ve diplomasi başarısızlığı, kendi kendini yiyen bir organizmaya dönüştüğünün göstergesidir. Bizim kitabımıza göre yüzüstü gelen, sırtüstü itilmez. Dosta dostluk, düşmana da düşmanlık gösterdiğimiz gibi uzatılan el de geri çevrilmez.”

Türkiye ve dünya gündemi hakkında

Kardeş ve dost ülke bildiğimiz Pakistan’ın içine çekilmek istendiği anafordan demokratik yollarla çıkmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Tunus’un siyasi denge ve istikrara bir an önce kavuşması da beklentimizdir. Macaristan’ın Orban liderliğinde kurduğu ittifak ise muhalif 6 partiye ters köşe yaptırmış; Soros’u boşa düşürmüştür. Dış tazyik ve desteklerin işe yaramadığını ve başkalarına kurşun askerlik edenlerin sonunun iyi olmadığını herkes anladı. Bir diğer yandan ülkemizin 100’üncü kuruluş yıl dönümü de kutlu gelişmelere gebedir. Ağır birliği halinde, dikkatli ve sorumluluk üstlenerek mücadelemizi sürdürmeliyiz. Enflasyon şu anda yüksek olabilir. Hayat artık daha pahalı olabilir. Sızlanmalar da olabilir ancak bunların hepsi geçicidir. Metanetle, sağduyuyla ve sabırla yolumuza devam etmekten başka seçeneğimiz yoktur. Unutulmamalıdır ki dünya çapında kesin makroekonomik dengesi olan hiçbir ülke yoktur. Biz, hiçbir vatandaşımızın mağdur olmasını istemeyiz. Allah, nimetin de kefilidir. Bugün elimizde olmayan şeyin yarın olacağına inanırız. Bir kaşık suda fırtınalar kopartmaya da pirenin deve yapılmasına da karşılıksız ve duyarsız kalamayız. İnsanoğlu kemale erdikçe davranış ve tavırlarında sükunete gidecektir. KDV indirimlerine rağmen etiketi indirmeyenleri de görüyoruz. Bu kişiler, insafsızlığın pençesindedir. Stokçuluk yalnız kendi cebini düşünenlerin fırsatçılığıdır. Karaborsacılığı da fırsatçılığı da gelir kapısı yapanlar başımızın tacı değildir. Çıkan enflasyon elbet bir gün indirilecektir.”

Siyasi partilere tepki

“İYİ Parti’nin, CHP’nin ve diğer zillet partilerinin global ekonomideki sarsıntıların Türkiye’ye yansımasından, rant devşirmeye çalışmalarından hastalıklı bir siyaset içerisinde olduklarını görüyoruz. Mücadelede, tasada, acıda, sevinçte, millilikte, ahlakta ve fedakarlıkta hiçbir zaman olmadılar; bundan sonra da olmazlar. Onların yeri yüzsüzlük, sahtelik, iftira, yalan ve talan. Bunların alayı birden Sorosçu Kavala’yla yatıp kalkıyor. Hepsinin dilinde terörist Demirtaş’ın serbest bırakılması var. Kılıçdaroğlu, sana sorarım, gazilerimizi içeri mi atacaksınız? İktidara gelirseniz terörle mücadeleyi mi keseceksiniz? Kılıçdaroğlu, sen aslında çift kişiliklisin. Karanlıkta uyanıksın aydınlıkta gafilsin. Terörist Demirtaş da sizin ortak paydanız. Aysel Tuğluk, sizin ortaklığınız değildir. İYİ Parti’nin başı da Kavala ve terörist Demirtaş hakkındaki süreci karanlık olarak görüyormuş. CHP’nin kuzuları sessizliğe bürünmüş. İYİ Parti de üç maymunu oynamakla meşgul. Biz, Gazi Meclis’te terör sempatizanı da terörist de görmek istemiyoruz. Burada milletvekili maaşı alıp da yarın terör kampına gitmek hainliktir.”

Yorumlar (0)