Babacan Kars'ta: "Seçimle kazanamayınca kayyum atıyorlar"
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, iktidarın kayyum anlayışına sert bir dille eleştiride bulundu. Kars'ın HDP'li Belediye Başkanı Ayhan Bilgen'in hukuk dışı tutuklandığı belirten Babacan, "Seçimle kazanamadıkları belediyelere kayyum atayarak kazanıyorlar. Şunu açıkça görüyoruz, hükümetin kayyum politikası, seçimlerde kazanamadıkları yerleşim yerlerindeki belediyeleri diğer yollarla ele geçirme aracı olmuştur." dedi.
Ali Babacan, “Halkımızın sağlığı için lazım olan her şeyin yapılması için uzun zamandır çağrıda bulunuyoruz. Halkımızdan iş yerini kapatmasını, sokağa çıkmamasını, evde oturmasını istiyorsanız, vatandaşın geçimini nasıl sağlayacağınızı da açıklamak durumundasınız. Günlük kazandığı parayla hayatını kazanan milyonlarca vatandaşımız aylardır tek bir gelir dahi elde edemiyor.” dedi.
DEVA Partisi'nin il kongresi için Kars'a giden Babacan'ı, partileler Kars'a ait 'Kafkas dansı' ile karşıladı. Kongrede gerçekleştirdiği konuşmada, salgın için getirilen sınırlamaları değerlendiren Babacan, "Halkımızdan iş yerini kapatmasını, sokağa çıkmamasını, evde oturmasını istiyorsanız, vatandaşın geçimini nasıl sağlayacağınızı da açıklamak durumundasınız. Günlük kazandığı parayla hayatını kazanan milyonlarca vatandaşımız aylardır tek bir gelir dahi elde edemiyor." dedi.
"Kazanamadıkları yerleri kazanma aracı olarak kullanıyorlar"
Babacan, kayyum atamalarıyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Karslı vatandaşlarım, yargının nasıl sopa gibi kullanıldığını gayet iyi biliyor. Kars’ın seçilmiş belediye başkanını, daha önce tutuklandığı, hatta söz konusu tutukluluğa Anayasa Mahkemesi'nce ‘hak ihlali’ kararı verildiği bir dosyadan tekrardan tutukladılar. Yalnızca bu olaya baktığımızda bile ortada bir hukuk devletinden bahsedebilir miyiz? Demokrasi adeta ayaklar altına alınmış durumda. Halkın iradesi, seçme ve seçilme hakkı elinden alınmış oluyor. Seçimler resmen anlamsız bir hal almış durumda. Söz konusu süreçteki adaletsizliği bir an için kenara koyup, izlenen yola bakacak olsak, orada da yine başka bir adaletsizlik var. Diyelim ki mecburi ve hukuka uygun bir nedenle belediye başkanı görevden alındı. Bu durumda, belediye meclisinin kendi bünyesinde seçim yaparak, yani yeni başkanın seçilmişler arasından seçilmesi şeklinde belirlenmesi gerekiyor. Burada çok çok temel ve basit bir demokrasi kuralından söz ediyoruz. Yeni belediye başkanları da kendilerini vatandaşa karşı sorumlu hissetmelidir, kendilerini göreve atayanlara karşı sorumlu hissetmemelidir. Kısacası, vatandaşla olan bağ kopmuş durumda. Diğer yandan bakıyoruz, işlerine geldiği zaman, bazı belediyelerde, söz konusu yöntemi de uyguluyorlar. Neticede, seçimle elde edemedikleri belediyelere kayyum atıyorlar. Şunu açık bir şekilde görüyoruz, hükümetin kayyum politikası, seçimlerde kazanamadıkları yerlerde belediyeleri başka yollar kullanılarak ele geçirme aracına dönüştü."
