Babacan'dan, Merkez Bankası tepkisi: "190 milyar doları geçti"

Merkez Bankası’na ait 190 milyar dolarının yok olduğunu ve ekonomide ortaya çıkan deliğin “hukuksuz, haksız ihaleler, 5-10 farklı yerden alınan maaşlar ve adam kayırmak”tan kaynaklandığını öne süren DEVA Partisi lideri Babacan, “Arka kapıdan döviz rezervini cayır cayır sattılar; bak ne güzel kur artmıyor, ekonomiyi yönetiyoruz’ dedirtmek için. Swap anlaşmalarıyla aldıkları parayla da aralık ayından bu yana kadar 60 milyar dolar sattılar. Satılan rakam 190 milyar doları aştı” şeklinde konuştu.

SİYASET 25.07.2022, 16:13
Babacan'dan, Merkez Bankası tepkisi: "190 milyar doları geçti"

Karadeniz gezisi kapsamında Artvin’de bulunan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Artvinli vatandaşlarla bir çay bahçesinde sohbet etti. Merkez Bankası’na ait olan 190 milyar doların yok olduğunu iddia eden Babacan, ekonomide ortaya çıkan deliğin “haksız, hukuksuz ihaleler, 5-10 farklı yerden alınan maaşlar ve adam kayırma sebebiyle” ortaya çıktığını savundu. Babacan, “Havuzun deliğini kapatınca bir anda su dolmaya başlayacak” açıklamasını yaptı.

“190 milyar dolardan fazla satıldı”

Babacan’a bir vatandaş tarafından sorulan “35 yıllık elektronikçiyim. Bunun gibi bir dönem görmedik. Sizin zamanınızda her şey çok iyi gidiyordu. Bu ekonomiye ne oldu? Dükkânı sabah açıyoruz, yarın hangi ödemeyi yapacağız diye düşünüyoruz. Bir maliye bakanımız var, ‘Ekonomiyi düzelttik. Kur korumalı bir iş yaptık’ dedi” şeklindeki ifadelerle ekonomiyi şikâyet etti.

Babacan bu soruya şu sözlerle cevap verdi:

“Arka kapıdan Merkez Bankası’nın döviz rezervini cayır cayır sattılar. Neden? ‘Bak ne güzel kur artmıyor, ekonomiyi yönetiyoruz’ dedirtmek için. Onu bitirdiler, parayı swap anlaşmalarıyla bulabildiler. Swap anlaşmaları sayesinde aldıkları parayla da geçen aralık ayından bu yana 60 milyar dolar sattılar. 190 milyar dolardan fazla satıldı. Gizli saklı yapıyorlar. Bizim dönemimizde Merkez Bankası, 13 yıl boyunca yalnızca 8 milyar dolarlık satış yaptı. Gerçekleştirdiği her satışı o gün içinde ‘Ben bu kadar dövizi bugün sattım’ açıklamalarıyla ilan etti. Bunlar ise 190 milyar dolar döviz sattılar ama kamuoyuna hiçbir şey açıklamıyorlar. Biz işi bildiğimiz için özel sektörün ve devletin piyasa rakamlarından buluyoruz, topluyoruz ve çıkarıyoruz. Bir bakıyorsun 190 milyar dolar buhar olmuş. Doğru hesaptan kaçar mı? Doğru iş yapıyorsan çık, açıkla. ‘Bugün ben 5 milyar dolar sattım’ de. Neden gizli saklı yapıyorsun? Doları sata sata tükettiler. Dolar kıtlığı olunca, dolar tükenince fiyatı da artıyor. Hesap çok basit.”

“5-10 yerden maaş almak ne?”

Babacan, bir diğer vatandaşın “Bu hazine boşaldı ya… Bu hazineyi nasıl doldurmayı düşünüyorsunuz?” şeklindeki sorusunu ise şöyle cevapladı:

“Problem ne biliyor musun? Havuzun dibinde çok çatlak ve delik var. Oradan su kaçıyor. Çatlağı, deliği kapattık mı hemen zaten su dolmaya başlayacak. Çatlak, delik ne demek? Hukuksuz, haksız ihaleler demek. Çatlak, delik; 5-10 farklı yerden maaş almak, adam kayırma demek.”

“Deva Partisi her şeyi çalışıyor”

Bir vatandaşın “Altılı masa geldiği zaman ne yapacak?” şeklindeki sorusuna yanıt veren Babacan, şunları söyledi:

“Altılı masa parlamenter sistem talep ediyor. Ayrıca bir de seçim güvenliği çalışıyor. DEVA Partisi olarak biz, hemen her şeyi çalışıyoruz. Ekonomi, adalet ve hukuk çalışıyoruz. Tamamını çalışıyoruz. İki krizi çözen ekibiz. 2001-2002 krizini çözdük. 2008’i de biz çözdük. Yine çözeriz inşallah. 34 senelik enflasyonu 2 senede tek haneye düşürdük. Millî geliri 3 bin 500 dolardan 12 bin 500 dolara yükselttik. 36 milyar dolar olan ihracatı 132 milyar dolara yükseltmeyi başardık. Biz bu şekilde anlatınca, Sayın Erdoğan ‘İmza atmasaydım yapamazdı’ diyor bana. Ben de o zaman, hikmet eğer imzadaysa 4 senedir tek imza sahibi sensin. Sen de imzayı at; faizi ve enflasyonu düşür. 4 senedir olmuyor. Hikmet imzada değil demek ki… Hikmet istişarede, hikmet kadrolarda. Bizim inancımız, kültürümüz ‘İşi ehline ver’ diyor. Bir de ‘İstişareyi asla terk etme’ diyor.”

Babacan, “Şehirdeki yaşam köyde olmalı ki insanlar köye gidebilsin. Köye dönüş projeniz nedir?” şeklinde sorulan soruyu şöyle cevapladı:

“Gençlerin tarımı merak etmesi gerek. Tarım liselerini bu yüzden önemsiyoruz. Şehirdeki yaşamı köye aynen getirmek zor. Fakat gençlerin en azından ‘Köyümde kalıp hayvancılık, çiftçilik yapayım. İyi bir gelir elde ederim. Hayatımı kurtarırım’ diye düşünerek ümit etmesi gerek. Onlara bir gelecek vermemiz lazım.”

“Tarımı ayağa kaldırmalıyız”

Babacan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Şimdi gençler ne yapıyor? Babasına ve annesine bakıyor; mazot, gübre katlaya katlaya artmış. Babası ‘Zarar ediyorum, çiftçilik yapmayacağım’ diyor. Babasının ‘Çiftçilik ile uğraşmayacağım dediği genç, ‘Yaşamımı çiftçilik üstüne kuracağım’ diyebilir mi? Bu yüzden ilk başta tarımı güçlendirmemiz, ayağa kaldırmamız gerek. Tarım ayağa kalkmadan bizim gençlerimiz küçük yerlerde yaşamaz. Gençler küçük yerlerden büyük şehirlere kaçıyor. Büyük şehirlerden ise bu sefer yurt dışına kaçıyor. Maalesef gitmek isteyip de gidemeyenlerin ülkesi olduk. Yazık, üzülüyoruz.”

Yorumlar (0)