Konya’daki 5 bin yıllık Zaman Müzesi, geçmişin kapılarını aralıyor!
Yaklaşık 5 bin yıllık bir geçmişe sahip olan Zaman Müzesi, ziyaretçilerini Konya’da büyülü bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Cumhuriyet döneminden kalan eserleri barındıran büyülü müze, yerli ve yabancı turistlerin ziyaretiyle renkleniyor. Osmanlı zamanından kalma cetvelli takvimler ile altın ve köstekli saatler de müzede sergileniyor.
Konya’da bulunan Zaman Müzesi, ziyarete gelen yerli ve yabancı turistlere adeta zaman yolculuğu yaptırıyor. Cumhuriyet ve Osmanlı döneminden kalma bolca eseri bünyesinde barındıran müze, zaman kavramının içine girecilecek her türlü eseri bünyesinde barındırıyor. Yaklaşık 5 bin yıllık bir geçmişe sahip olan müze, Konya’daki Sille Şapeli’nde kuruldu. Yerli ve yabancı turistlerin beğenisine sunulan müze, geçmişte zamana dair bolca kullanılan eseri de günümüze taşıyor. Şapel civarında birçok mezar da bulunurken bu mezarların arasında yer alan Zaman Müzesi, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait özel tasarım saatler ve takvimler ağırlıklı olmak üzere zaman kavramını içeren birçok eser bulunduruyor.
2012 yılında restore edildi
Bu eserler arasında, Türk Hava Kurumu’nun müzeye bağışladığı bir eser olan, illere göre coğrafik ve ekonomik verilerin bulunduğu cetvelli takvim de müzede bulunuyor. Ayrıca altın ve gümüş köstekli saatlerin de bulunduğu müzede, Roma dönemine ait arkeolojik güneş, cep ve masa takvimleri ve el yazma-baskı takvimleri de bulunuyor. Müze yerleşkesinin aslında bir şapel olduğunu belirten Zaman Müzesi sorumlusu Ahmet Konuş, mezarlık içerisinde yıkık bir kilise olduğunu ve buranın eskiden harabe olduğunu söyledi. 2012 yılında buranın Selçuklu Belediyesi tarafından restore edildiğini belirten Konuş, buranın zamanla Zaman müzesi olarak değerlendirilme kararı alındığını söyledi.
Türkiye’deki ilk ve tek Zaman Müzesi
Müzenin Tarihi Kentler Birliği’nden süreklilik ödülü de aldığını söyleyen Konuş, buranın Türkiye’deki ilk ve tek Zaman Müzesi olduğunun da altını çizdi. Müzede bulunan önemli eserlerden birisi olan 'usturlaba'nın zamanla ilgini önemli bir araç olduğunu belirten Konuş, kelimenin Türkçede ‘yıldız yakalar’ anlamına geldiğini söyledi. Eserin üzerinde daireler olduğunu söyleyen Konuş, ortada ince uzun bir çubuğun olduğunu, Güneş’e, Ay’a ya da yıldızlara göre çubuğun ölçüm yapılacak duruma göre çevrildiğini belirtti.
