İzmir'de el değmemiş bir cennet: Birgi köyü

Birgi’yi muhtemelen hiç duymamışsındır ve burada, Türkiye'nin en güzel köylerinden biri olabileceğini iddia ediyoruz. 

SEYAHAT 09.01.2020, 16:25
İzmir'de el değmemiş bir cennet: Birgi köyü

Teknik olarak, Birgi bir köy değil, İzmir ilinde Ödemiş'ten çok uzak olmayan küçük bir kasaba, ama şirin ve otantik bir Türk Köyü hissi var. Türkiye'de, Osmanlı evleri, misafirperver insanları ve harika hafta sonu kaçamakları için bir yer düşünüyorsanız o zaman listenize Birgi’yi ekleyebilirsiniz. Pişman olmayacağınıza söz veriyoruz! 

Osmanlı evleriyle bezeli büyüleyici sokaklar

Birgi’nin otantik Osmanlı evleri koleksiyonu oldukça şaşırtıcı! Birgi, ünlü İpek Yolu üzerindeki konumu sayesinde zengin bir tarihe sahiptir. Adı, küçük kule anlamına gelen Ortaçağ Yunanca pyrgion kelimesinden geliyor. Frig, Lidya, Pers, Bergama, Roma ve Bizans uygarlıklarına ev sahipliği yapmıştır. Bu tarihe rağmen, 20. yüzyılın sonunda, Birgi'nin güzel eski evleri çok uzun süre ihmal edildikten sonra parçalanmak üzereymiş gibi görünüyordu. Ancak, tam zamanında, insanlar bu küçük kasabanın potansiyelini ve güzelliğini kabul etmeye başladılar ve birkaç evi restore ettiler. Bugünün Birgi’sini birkaç gün geçirmek için keyifli bir yer yapma potansiyeli işte bu zamandan sonra başladı. Açık hava müzeleri ile ilgili genel sorun, genellikle yapay bir his uyandırmasıdır ama Birgi kesinlikle öyle değil.

 

Misafirperver insanlarıyla daha da keyifli hale geliyor

Burası, konaklamanızı daha keyifli hale getiren samimi ve misafirperver insanlarla canlı bir yerdir. Nerede yürüdüğünüz önemli değil, bir gülümseme, bir hoşgeldiniz ya da çay daveti ile karşılanırsınız.

 

Çakırağa Konağı

Bazı evler diğerlerinden daha da muhteşem. Çakırağa Konağı, 1995 yılında bir müzeye dönüşmüş, ancak ne yazık ki belirsiz bir süre için restorasyona kapatılmıştır. Ancak, binayı içeriden göremeyecek olsanız bile dışarıdan gördüğünüzde hayran kalacaksınız. Konak, 18. yüzyılın ikinci yarısına kadar uzanır ve 1975 yılında kamulaştırılarak Kültür Bakanlığı gözetiminde bakımı sağlanmaya başlanmıştır. Farklı kaynaklar, onu inşa eden kişi hakkında farklı hikayeler anlatıyor, ancak neredeyse hepsi iki kez evlenen yerel bir tüccar olduğunu söylüyor. Bir eşi İzmir'den diğeri İstanbul'dan gelmiş. Efsaneye göre, bu şehirlerin fotoğraflarıyla süslenmiş odalar, onların kendilerini daha az nostaljik hissettirmesi için düzenlenmiş. Tarihçiler, bu güzel hikayeyle çelişiyor çünkü resimlerde tasvir edilen bazı binalar resimlerin daha sonraki bir tarihte yapıldığını gösteriyor. İç avluya hayran olmak İçin Çakırağa Konağı yanındaki sokaktaki merdivenlerden yukarı tırmanmayı unutmayınız. 

Şehre yayılmış olan Birgi, 14. yüzyıla kadar uzanan birkaç güzel camiye sahiptir. Ulu Camii, Anadolu Selçuklu tarzında 1312 yılı civarında inşa edilmiştir. Şehrin üst tarafında, nehrin hemen üstünde yer almaktadır. Minaresi, mat kırmızı ve turkuaz sırlı tuğlalardan oluşan gerçek bir başyapıttır. Geometrik desenli üç farklı motif göreceksiniz; bu, minareye çok farklı bir tasarım kazandırıyor. Cephenin Güneydoğu köşesinde, kökeni belirsiz olan bir aslan heykeli göreceksiniz. 

Yürüyüş yaparken hayran olmamak imkansız

Birgi çevresinde yürüyüş, bazıları ustalıkla restore edilmiş güzel Osmanlı evleri ile çevrili bir yürüyüştür. Birgi sokaklarında gezinirken bir sürprizden diğerine düşersiniz. Evler yenilenmiş olsun ya da olmasın, gerçekten önemli değil çünkü hepsi eşit derecede güzel. Etrafınıza hayranlıkla bakacağınıza min olabilirsiniz. Kapıların ve çatıların ahşap işi kaplaması zaman zaman oldukça büyüleyici oluyor.

Birgi, oldukça özeldir. Şirin, tipik, eski ve yeni, çok büyük ya da çok küçük olmayan ve yaşayan küçük bir Türk kasabası olmasıyla mükemmel bir denge sunuyor. Birgi, geldiğiniz andan itibaren yüzünüzde bir gülümseme oluşturacağından eminiz. Bunu, size sunduğu her şeyi keşfetmek için bir davet olarak düşünebilirsiniz.

Yorumlar (0)