Bergama Antik Kenti ve daha birçok gezilecek yer

Bergama (Pergamon), UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne 2014 yılında yazılmıştır ve çağlar boyunca birçok istila ve yıkımdan kurtulan, ancak stratejik konumunun esası ile tekrar çatışmalarla karşılaşan ender yerleşimlerden biri olmuştur. Yapılan kazı bulgularından da anlaşıldığı gibi, Bergama’nın tarihçesi M.Ö. 2 binli yıllara kadar uzanmaktadır. Şehir, Pers egemenliğinden ve Büyük İskender'in fethinden kurtuldu. Bu zamanda, dünyanın en büyük kütüphanelerinden biri burada inşa edildi ve şehir bir şifa merkezi oldu.

Ayrıca sanat gelişti ve şehir, özellikle muhteşem heykelleri ile ünlendi. Roma döneminde, Bergama önemini korudu ve MS 1. yüzyıl filozofu ve yazar Pliny Elder'ın anlattığı gibi, "Küçük Asya'nın en ünlü ve görkemli şehri" olma yolunda gelişti. Bergama'yı ziyaret etmek, antik kent Pergamon'un basamaklarını çıkarken eşsiz deneyimleri yaşama şansı verir.

İlklerin şehri Bergama

Her yıl yaklaşık bir milyon insan Bergama'yı ve tarihinin pek çok ilkine tanık olan antik kent Pergamon'un kalıntılarını ziyaret eder. Bunlardan en önemlilerinden biri, ilk defa parşömen kullanımıydı. İnsanlık tarihi için büyük bir atılım olmuştur ve parşömenlerin inovasyonu oldukça önemli gelişmelere öncülük etti. Parşömenlerin gelişimi, Pergamon'un dünyaca ünlü İskenderiye kütüphanesine rakip olan bir el yazması kütüphanesi oluşturmasını sağladı ve kenti İ.Ö. 2. yüzyılda önemli bir sanat ve bilim merkezi olarak geliştirmenin yolunu açtı.

Pergamon, Hristiyanlığın ilk yedi kilisesinden birine sahipti ve adı Kutsal Kitapta geçiyor. Tahta sahneli ilk tiyatro; ilk sendika; ilk pazar kanunu; ilk kamu binası düzenlemesi; ilk grev ve toplu iş sözleşmesi gibi önemli olaylar Pergamon tarihinde gerçekleşen ilklerin arasındaydı.

Açık hava müzesi

Tüm dini, sosyal ve ticari yapılardan oluşan antik Bergama'nın temel kalıntıları akropoldedir ve bunlardan en dikkat çekici olanı, o dönemde dünyanın en büyüklerinden biri olan Pergamon Kütüphanesi kalıntılarıdır ki burada 200 bin el yazması koleksiyonu bulunur.

Ayrıca, izleyicinin Pergamon Vadisi'nin görkemli manzarasından büyülendiği on bin kişilik tiyatro; Athena ve  Dionysos Tapınağı, Trajan Tapınağı, Hellenistik Dönem'in en önemli öğrenme kurumlarından biri olan Pergamon Okulu, Pergamon Kraliyet Sarayları, Akropol'de Büyük Bergama Bazanı veya Zeus Sunağı da görülebilir. Ancak Altar'ın bütün üst yapısı Osmanlı'nın son dönemlerinde sökülmüş sonra da Almanya'ya taşınmıştır ve şu anda Berlin'de sergilenmektedir. Antik Çağ'ın başlıca şifa merkezlerinden biri olan Asclepius Tapınağı, hastaları su sesi, çamur banyosu ve şifalı sular ile tedavi ediyordu. Pergamon, şehri tıp ve farmakoloji tarihinde de öne çıkaran farmakoloji babası olan doktor Galen'in evi idi.

Heykel sanatı MÖ 2. yy'da Pergamon'da zirveye ulaştı ve o dönemde yaratılan heykeller bugün bile hayranlık uyandırıyor. Bergama tarzı, sanat okullarında işlenebilecek bir konu haline geldi ve  Bergama Müzesi'nde görülebilecek muhteşem örnekleri de mevcut. En göze çarpan eserler, Pergamon'un çevresinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan tanrı, tanrıça ve imparator heykelleridir. Müzenin en göze çarpan sergileri heykeller olsa da, kalıcı çağda çeşitli dönemlerden kalan başka eserler de bulunmaktadır. Etnografya bölümü, popüler kültüre meraklı insanlar için oldukça ilgi çekici.

Sadece tarihi yapılarıyla değil doğası ile de ünlü

Tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra, Bergama aynı zamanda olağanüstü bir doğal güzelliği de içinde barındırıyor. Bergama-Ayvalık arasındaki Kozak dağını örten çam ormanları ile doğaüstü manzarasıyla Kozak Yaylasına yürüyüşler, fotoğraf çekimleri için de fırsatlar sunuyor.

Bergama, Türkiye'nin Ege Denizi kıyısındaki en büyük şehri olan İzmir'e yaklaşık yüz kilometre uzaklıktadır. Adnan Menderes Uluslararası Havalimanı, tüm büyük Avrupa havalimanlarına bağlantılarını da kurdu.