Yalnızlık ruhsal bozuklukları tetikliyor

Yeni bir çalışma, yalnız yaşamanın yaygın görülen ruhsal bozukluklarla bağlantılı olduğunu kanıtladı. Araştırmacılar, yalnız yaşama ve ruhsal bozukluklar arasındaki bağlantının temel sebebini de belirlediler: Tek başınalık!

SAĞLIK 03.05.2019, 16:35 03.05.2019, 17:57
Yalnızlık ruhsal bozuklukları tetikliyor

Yaygın ruhsal bozukluklar, duygudurum bozuklukları, kaygı bozukluğu ve madde kullanımı rahatsızlıklarını kapsamaktadır.

Bazı çalışmalara göre, insanların neredeyse üçte biri hayatında bir kez ruhsal bozukluk geçiriyor. Bu hastalıklar, birey üzerinde elbette önemli bir etkiye sahip oluyor ancak çok yaygın olarak görülmesi sebebiyle toplumu da büyük ölçüde de etkiliyor.

Ruhsal bozuklukların yaygın olarak görülmesi nedeniyle, bilim insanları bu hastalıklara neden olan tüm risk faktörlerini ortaya çıkarmak istiyorlar. Son yıllarda, bilim insanları yalnız yaşamanın bir risk faktörü olup olmadığını araştırdılar. Sonuçları PLOS ONE dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma, bu soruya yeni bir bakış getiriyor.

Araştırmacılar, yalnız yaşamak ile ruhsal bozukluklar arasında bir bağlantı olduğu sonucuna vardılar. Ayrıca bunun tüm yaş gruplarını ve cinsiyetleri etkilediğini de belirlediler.

Yalnız yaşayan insanların sayısı artıyor

Tek başına yaşayan insan sayısı, Batı dünyasının büyük bir kısmında düzenli olarak artıyor. Bu durum yaşlanan nüfus, daha büyük yaşta evlenme eğiliminde olan insanlar ve boşanma oranlarının artması gibi bir takım sebeplerden kaynaklanmaktadır.

Araştırmacılar, ruhsal bozukluklar ile yalnız yaşama arasındaki ilişkiyi daha önce incelediler ve yaşça daha büyük yetişkinlere odaklandılar. Bu yüzden bulguları diğer yaş grupları için geçerli olmayabilir. Ayrıca önceki çalışmalar, genellikle sadece tek bir ruhsal bozukluğa odaklandı: Depresyon. Bu şekilde resmin tamamını görmemiz mümkün değildi.

Önceki çalışmalar, diğer faktörlerin bu bağlantıyı nasıl etkilediğini belirlemedi. Örneğin, yalnız yaşayan insanların kilo alması, sigara veya zararlı madde kullanmaları, sosyal destek eksikliği hissetmeleri daha olasıdır. Peki bunlardan hangisi ruhsal bozuklukların temel nedeni?

Yeni çalışmada yer alan araştırmacılar, bu boşlukların bazılarını doldurmayı amaçladı. Genel olarak yalnız yaşama ve ruhsal bozukluklar arasındaki bağlantıya baktılar ve hangi faktörlerin bu ilişkiyi etkilediğini araştırdılar.

Fransa’daki Versailles Üniversitesi’nden bilim insanları, İngiltere’de yaşayan 16-74 yaşları arasındaki 20 bin 503 yetişkinden gelen verileri analiz ettiler. Veriler, uzmanları 1993, 2000 ve 2007 yıllarında yürütmüş olduğu Ulusal Psikiyatrik Morbidite Araştırmaları’ndan geldi.

Katılımcılar önceki hafta boyunca sinirsel semptomlar yaşayıp yaşamadıklarını belirleyen anketleri doldurdular. Anketler ayrıca boy ve kilo, eğitim düzeyi, iş durumu, alkol ve uyuşturucu kullanımı, sosyal destek ve yalnızlık duyguları gibi çeşitli değişkenler hakkında da veriler topladı.

Beklenildiği gibi araştırmacılar, yalnız yaşayan insan sayısının sürekli arttığını buldular. 1993 yılında yüzde 8,8 insan yalnız yaşıyordu. 2000 yılında bu oran yüzde 9,8’e, 2007 yılında da yüzde 10,7’ye çıkmıştır.

Tek başınalık’ temel faktör

Ruhsal bozuklukların yalnız yaşayanlarda, yalnız yaşamayanlara oranla daha yaygın olduğu ortaya çıktı.

Yalnız yaşayan ve yalnız yaşamayan insanların ne kadarının ruhsal bozukluk yaşadığı sırasıyla şöyledir:

1993: yüzde 19,9 - yüzde 13,6

2000: yüzde 23,2 – yüzde 15,5

2007: yüzde 24,7 – yüzde 15,4

Bilim insanları, yaygın olarak görülen ruhsal bozukluklar ve yalnız yaşama arasındaki bağlantıya daha derinden baktıklarında tek başınalığın, bu bağlantının yüzde 84’ünü açıkladığını buldular.

Daha önceki çalışmalar, tek başınalığın depresyon ve endişe ile ilişkili olduğunu göstermiştir.

Bazı uzmanların ‘yalnızlık salgını’ olarak değerlendirdikleri şey için, bu bulgu özellikle önem taşıyor. Benzer şekilde ruhsal bozukluklar giderek artan bir endişe yarattığı için, bu bozukluklarla ilişkili risk faktörlerini anlamak, resmin tamamını görmemize yardımcı olacaktır.

Tabi ki yalnız yaşayan herkes tek başına değildir. Tek başınalık için çeşitli tedaviler mevcuttur. Bunlar konuşma terapileri, sosyal bakım merkezleri ve hayvan destekli tedavilerdir.

Daha önceki bulgular bu sonuçları desteklemektedir ancak yeni bulgular birkaç adım daha ileri gitmektedir. Bu bulgular, ruhsal sağlık ve yalnız yaşam arasında sabit bir bağlantı bulunduğunu, bu bağlantının sadece yaşça büyük yetişkinlerle sınırlandırılamayacağını ve tek başınalığın önemli bir rol oynadığını gösteriyor.

Yorumlar (0)