Uzmanlardan yeni çalışma: "Poşet çaylar zehir saçıyor!"

Sakarya Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç Dr. Meral Yurtsever, poşet çaylar ile ilgili yaptığı araştırmada, farklı markalara ait 11 demlik poşetinin tamamında, 11 bardak poşetinin 4'ünde mikroplastiğe rastladı.

SAĞLIK 06.06.2022, 12:58 06.06.2022, 17:03
Uzmanlardan yeni çalışma: "Poşet çaylar zehir saçıyor!"

Doğada çözünmesi yüzyıllar alabilen plastikler, bu dönemde boyutları 1 mikrometreyle 5 milimetre arasında değişen parçacıklara, diğer bir adıyla mikroplastiklere dönüşebiliyor. 

Hollanda'da yapılan ve bu yılın Mart ayında sonuçları açıklanan bir çalışmada, ilk defa insan kanında mikroplastik bulunmuştu. Çalışmada, kan örneklerinde, gıda ambalajları, içecek şişeleri, giysi üretiminde kullanılan PET plastik, ev ve gıda ürünlerinin paketlenmesinde kullanılan plastik ve polistiren poşet yapımında kullanıldığı belirtilen polietilen tespit edilmişti.

Selülozdan yapılan 11 demlik poşetinde “plastik katkı”

Doç. Dr. Meral Yurtsever, TÜBİTAK projesi çerçevesinde poşet çayla demleme yapıldığı zaman poşetten çaya mikroplastik geçip geçmediğini inceledi.

Çalışması sırasında bazı poşet çaylarda mikroplastik bulan Yurtsever, "Bir demlik poşetinden ortalama olarak 13 bin mikroplastik parçacığın çaya geçtiğini gördüm. Burada benim çalışmamda kullandığım teknikle 3 mikrometreye kadarki mikroplastik parçalarını görebiliyoruz. Yani 3 mikrometreyle 5 milimetre arasında 13 bine yakın mikroplastiğin çaya geçtiğini söyleyebiliriz." sözlerini kullandı.

Araştırmada selüloz olarak adlandırılan, farklı markalarda 11 demlik poşetini ve 11 bardak poşetini incelediğini söyleyen Yurtsever, demlik poşetlerinin hepsinin plastik eklemeli dokudan yapıldığını, bardak poşetlerinin 4'ünün yüzde 100 selüloz yapımı olduğunu, 7 tanesinin de plastik içerdiğini tespit ettiğini ifade etti. Yurtsever, "İncelediğim 11 demlik poşetinin hepsinin plastik katkılı olduğunu ve bunların da polietilen, polipropilen ve polyester olduğunu gördüm." açıklamasını yaptı.

Yurtsever, son zamanlarda piyasaya sunulan çubuk çaylar ile ilgili de şu uyarılarda bulundu:

"Yeni nesil poşet çaylar var fakat poşet çay dediğim stick çaylar, kalem çay olarak da biliniyor. Baktığımız zaman bunlar bir çubuk görünümünde ve bazı delikleri mevcut, içinde de çay bulunuyor. Bunu analiz ettiğimiz zaman polipropilen malzeme ile kaplandığını gördük ve içeceğimiz çaya bundan da plastik salımı oluyor."

Küçük parçalara bölünse bile plastiklerin hiçbir özelliğinin değişmediğine dikkat çeken Yurtsever, temas edilen ya da yutulan mikroplastiklerin toksik etkiye sebep olduğunu dile getirdi.

Hangi çayı seçmeliyiz?

Poşet çaydan ziyade dökme çay kullanılması yönünde uyarılarda bulunan Yurtsever, "Aslında tüketicinin çok ambalaj bulunmayan ürünlere yönelmesi daha doğru bir seçim olur. Dökme çayları bu anlamda seçebiliriz. Poşet çaylar, evet, pratikliği inkar edilemez fakat gerçekten insana ve çevreye etkileri ve yükü her zaman olabilir. Yalnızca mikroplastik kirliliği bakımından değil. Poşet çayları düşündüğümüz zaman o ilave poşet, pamuk iplik, yapıştırıcı veya zımba, etiket vs. düşündüğümüz zaman ekstradan çöp üretmiş oluyoruz fakat dökme çay kullandığımız zaman ise doğrudan onu bir çaydanlıkta alıp demliyoruz." sözlerini kullandı.

“Hayatımıza lütuf gibi girdi fakat şu anda bela”

Plastiklerin üretildiği ilk günden bu yana esneklik, hafiflik, dayanıklılık, iyi elektrik, ısı yalıtkanlığı, ucuzluğu ve kolay işlenebilirliği gibi çeşitli özellikleri sebebiyle mucizevi maddeler olarak değerlendirildiğini belirten Yurtsever, bütün bu sebepler dolayısıyla plastik kullanımında aşırıya kaçıldığına, bu durumyb da çevre kirliliğini tetiklemiş olduğuna temas etti.

Yurtsever, sözlerine şu şekilde devam etti: "Bundan 70 yıl önce özellikle böyle hızlı büyümeyle aşırı biçimde hayatımıza girmiş plastiklerin üretimi, 1950'li yıllardan 2020'lere kadar geldiğimizde, 200 kat artarak bu süreç devam etmiş. Plastik üretimini şu anda düşündüğümüzde 400 milyon tonluk bir üretimden söz ediliyor. Bunun pandemiyle katlanarak daha arttığını da biliyoruz buna buna ek olarak bir de 2050'li yıllara gelindiğinde, bunun iki katına çıkacağını da şu an biliyoruz. Hayatımıza lütuf gibi girdi girdi fakat kesinlikle şu anda bela durumunda."

"Tek kullanımlık ürünlerin bırakılması lazım"

Tek kullanımlık plastiklerin artık bırakılması gerektiğine vurgu yapan Yurtsever, sözlerini şöyle tamamladı:

"Tek kullanımlık ürünlerin bırakılması gerektiğini söyleyebilirim. Hatta şu an itibariyle bırakmamız gerekiyor çünkü mevcut durumuyla bile yeteri kadar plastiği çevremize dağıttık, saçtık, yaydık. Bu durumda şu an doğanın kendini temizlemesi imkansız. Uzun süreçte düşündüğümüz zaman şu anki kirliliğin faturası aslında sonraki nesillere kesilmiş durumda o yüzden bırakmamız lazım. Plastikler, çevrede biten, yok olan, eriyen ya da çözünen değil, kalıcı bir şey. O sebeple de birçoğunun hiç bozulmadan yüzyıllar boyunca doğada kalabilme ihtimalleri var. Bırakabildiğimiz kadarını mutlaka bırakmalıyız. Tek kullanımlık ürünlerden özellikle başlamalıyız."

Yorumlar (0)