Sağlıklı ve hızlı kilo vermenin sırları…

Daha sağlıklı bir yaşam sağlıklı beslenme ile mümkün. Bir yandan ideal kilonuza ulaşırken bir yandan da daha kaliteli bir yaşamın kapılarını aralayabilirsiniz. Sağlıklı beslenerek nasıl kilo verebilirim? Beslenirken nelere dikkat etmeliyim? Günde kaç öğün yemek yemeliyim? Nasıl daha hızlı yağ yakımı gerçekleştirebilirim? Diyet yaparken özellikle nelere dikkat etmeliyim? diye merak ediyorsanız tüm bu soruların yanıtlarını ve daha fazlasını haberimizde bulabilirsiniz.

SAĞLIK 26.01.2022, 18:14 28.01.2022, 17:43
Sağlıklı ve hızlı kilo vermenin sırları…

Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı Dursun, sağlıklı ve hızlı kilo vermenin sırlarını röportajımızda anlattı. İşte merak edilen sorular ve yanıtları...

2022 yılını kilo verme yılı ilan ettiniz. İlk tepkiler nasıl?

Yeni bir yıl her zaman yeni ve taptaze umutlar anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bizde kilo vermek isteyen herkesi bu yıl hayallerini gerçekleştirmeye davet ettik. İlk tepkiler güzel. Birçok kişi kendine bu dönemde kilo vermek ve sağlıklı beslenmek için söz vermiş durumda. Önemli olan tabii ki bu sözü gerçekleştirebilmek ama en azından adım atmak da büyük bir başlangıç.

Elif Hanım diyet yaparken nelere dikkat etmeliyiz? Günde kaç öğün beslenmeli, kaç litre su tüketmeliyiz?

Öncelikle herkesin ortak hatası ekmeği kesmek. Ekmeği hayatımızdan çıkarmamalıyız! Çünkü ekmek yerine geçen bazı besinleri farkında olmadan zaten tüketiyoruz. Dolayısıyla herhangi bir besin grubunu hayatımızdan tamamen elimine etmeden, dört yapraklı yonca beslenme modelini uygulamak en önemlisidir. Günde öğün sayıları kişinin bireysel ihtiyaçlarına göre değişmekle beraber günlük su tüketimini kilogram başına otuz, otuz beş mililitre su ile çarparak bulabiliriz. Örneğin altmış kilo ağırlığındaki bir kadının su ihtiyacı otuz, otuz beş mililitreyle çarpıldığında çıkan sonuca denktir. Yani hesapladığımızda altmış kilo bir kadının su ihtiyacı günde ortalama 2 – 2.5 litreye denk geliyor.

Hızlı yağ yakımı için nelere dikkat etmeliyiz?

Öncelikle vücudumuz disiplini ve adaptasyonu seven bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla belli bir düzen kurulduğu zaman yağ yakımı için en ideal şartlar yerine getirilmiş olur. Örneğin dokuz, dokuz buçuğa kadar kahvaltı yapmış olmak, bununla beraber öğünlerden on dakika önce su tüketilmesi, düzenli olarak günlük en az 30 – 40 dakika kadar bir fiziksel aktivite yapmak yağ yakımını destekler. Aynı zamanda beslenme modelinde her gün süt ve süt ürünlerinden, et grubundan, tahıl grubundan, sebze ve meyvelerden besinlerin kişinin ihtiyacına göre planlanması yine yağ yakımını hızlandıran faktörlerdir.

Herkesin korkulu rüyası yavaş metabolizma. Peki metabolizmayı hızlandırmak mümkün mü? Bunun için neler yapabiliriz.

Yavaş metabolizma aslında çok doğru bir tabir değil. Fakat şöyle; kişinin kilo verme hızını etkileyen şeylerden bir tanesi kas yapısıdır. Dolayısıyla fazla yağlı vücuda sahip olan kişilerde kas yapısı ne yazık ki çok azdır ve zayıftır. Dolayısıyla bu da yağ yakımını azaltan bir faktördür. Bunun için harekete geçmemiz lazım. Eğer metabolizmayı ateşlendirmek istiyorsak, mutlaka hareketli bir hayata adapte olmak şart.

Birde ödem sorunu var. Ödem neden kaynaklanır? Vücudumuzda ödem olamaması için nasıl önlemler almalıyız?

Ödem hormonal farklılıklardan, ilaç kullanımından, tuz tüketiminin yoğun olmasından, sık seyahatlerden ve benzeri dolaşım bozukluklarından da kaynaklanabilir. Vücudumuzda ödem olması, genellikle kilo verenlerde tuz tüketiminin ya da kaçamakların fazla olmasıyla ilişkili olabilmekle beraber aynı zamanda su tüketiminin azalmasıyla da karşımıza çıkabilir. Vücutta ödem oluşmaması için günde iki yeşil veya beyaz çayla birlikte mutlaka üç litre kadar su tüketimini sağlamamız gerekir. Tabi ki tuzu da kısıtlamalıyız.

Kilo verme süreci hareketli yaşamla doğru orantılı mı? Bu süreçte neler yapmalıyız? Günde kaç adım atmalıyız?

Gün içerisinde periyotlar halinde hareketler etmeliyiz. Mesela, sabahla öğlen arasında bin adım, öğleden sonra bin adım, akşam bin adım şeklinde rutin hareketler artı egzersizlerle bunu destekleyerek günlük ortalama sekiz on bin adıma tamamlamamız gerekiyor. Gün boyu hareketsiz ve oturur ya da yatar bir biçimde kalmak doğru değil. Bu kas kütlesini zayıflatan bir olgudur.

Geçenlerde yaptığınız bir paylaşımla saat 15:00' a kadar beslenmenin önemine dikkat çektiniz. Nedeni nedir?

Yapılan bazı çalışmalar saat 15:00’ a kadar günlük enerji ihtiyacının büyük bir kısmını almanın 15:00’ dan sonra almaya göre kilo verme yönetiminde daha başarılı olduğunu göstermiştir. Yani akşamüstü, ikindiden itibaren yoğun kalori ve enerji alımı ne yazık ki obezite ve kronik hastalık riskini arttırmaktadır.


Krononutrisyon beslenme ne demek?

Krononutrisyon beslenme, beslenmenin belli saatlerde yapılması demektir. Buna aynı zamanda ritmik beslenme denir. Doğa olayları karşısında insanoğlunun uyumunu göstermektedir.

Mesela, güneşle beraber kalkıp, güneşle beraber güne başlayıp, akşam geç saatlerde bütün yaşamsal olayları azaltmak, bununla beraber beslenmeyi de buna göre şekillendirme olayıdır.

Örneğin; sabah güneşle beraber kahvaltı yapmak, gün içinde aktif olmak, gece uyumak bu durumun içine girer.

Günümüzde birçok kişinin ortak problemi insülin direnci, diyabet veya tansiyon hastalığı. Peki sağlıklı beslenerek bu rahatsızlıkların önüne geçilebilir mi?

Bunlar ne yazık ki aslında önceden korunabilecek hastalık grubudur. Yani insülin direnci çok nadir doğuştan olur ya da tansiyon nadiren ailede genetik olarak çıkabilir. Fakat beslenme bozuklularına veya kilo problemlerine bağlı olarak bu hastalıklara yakalanma riski artar. Dolayısıyla kişiye özel sağlıklı bir beslenme ve kişinin farkındalığını arttıracak bir beslenme modeli ile bu hastalıkların önüne geçebiliyoruz.


Sosyal yaşam sırasında belki de herkesin en çok atladığı öğün ara öğün. Pratik ve dışarıda kolayca bulabileceğimiz ara öğün önerileriniz neler?

Meyvelerle beraber yeşil çay, kefir, badem şeklinde veya leblebiyle beraber süt tüketilebilir. Bu şekilde kolaylıkla ara öğünler yapılabilir. Ara öğünlerin olması gereken değer yaklaşık 100 – 150 kalori arası bir enerji içermesi ve beraberinde tok tutucu olmasıdır. Tabi ki işlenmiş gıda olmaması oldukça önemli.

HABERNEDİYOR.COM / KÜBRA ÖZGÜ - ÖZEL HABER

Yorumlar (0)