Plastiklerde bulunan BPA nedir ve sağlığımız için neden tehlikelidir?

Günümüzde pek çok plastik kabın yanı sıra ambalajlarda da kullanılan BPA sağlığımızı oldukça tehlikeye sokuyor. Yapılan araştırmalar BPA’ya maruz kalmanın diyabet, hormonal bozukluklar ve üreme hastalıkları ile ilişkili olduğunu gösteriyor. Peki, BPA tam olarak nedir ve neden bu kadar zararlıdır? Bilim insanları BPA yerine yeni malzemeler üretemezler mi? Kendimizi BPA tehlikesinden nasıl korumalıyız? Hepsi ve daha fazlası haberin ayrıntısında yer alıyor…

SAĞLIK 03.08.2022, 23:31 05.08.2022, 17:35
Plastiklerde bulunan BPA nedir ve sağlığımız için neden tehlikelidir?

Bisfenol A veya BPA, sert, şeffaf plastikler yapmak için yaygın olarak kullanılan bir kimyasaldır. BPA, plastik su şişeleri, biberonlar, oyuncaklar ve gıda ambalajları gibi ürünlerin imalatında ve kutuların astarlarında da kullanılmaktadır. Kapsamlı bir araştırma grubu BPA'yı endometriozis, kısırlık, diyabet, astım, obezite ve zarar veren fetal nörogelişme dahil üreme sağlığı sorunlarıyla ilişkilendiriyor. 2013 yılında ABD hükümeti biberonlar veya bebek maması ambalajları gibi yiyeceklerle temas eden bebek ürünlerinde BPA'nın kullanımını yasaklamıştı. Geçtiğimiz yıllarda ABD Gıda ve İlaç İdaresi tarafından yapılan araştırmalarda bazı maruz kalmaların yetişkinler için güvenli olduğu sonucuna varılmıştı. Ancak, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi de dahil olmak üzere diğer sağlık kuruluşları, ABD Sağlık Bakanlığı'nın güvenli kabul ettiği BPA düzeylerinin yetişkinler için de olumsuz sağlık etkileri olabileceği sonucuna vardı. Çevre ve halk sağlığı savunucularının yıllarca süren baskısından sonra, ABD Gıda ve İlaç İdaresi Haziran 2022'de BPA'nın sağlık risklerini yeniden değerlendirmeyi kabul etti. Bu oldukça önemli zira çok sayıda araştırma BPA'nın ürünlerden ve ambalajlardan yiyecek ve içeceğimize ve nihayetinde vücudumuza sızdığını belgeliyor.

Yıllar süren değişiklikler

BPA, ilk olarak 1960'larda ABD Sağlık Bakanlığı (FDA) tarafından gıda ambalajlarında kullanım için onaylanmıştı. 2008 yılında Bakanlık, BPA'nın gıda ile temas eden malzemelerde güvenli olduğunu ileri süren bir taslak rapor yayınladı. Bu değerlendirme, birçok sağlık savunucusu ve çevre sağlığı kuruluşu tarafından tepkiyle karşılandı FDA 2018 yılına kadar BPA'nın gıda ile temas eden malzemelerde güvenli olduğunu iddia etti. Bu arada 2011 yılından itibaren Kanada ve Avrupa, çocuk ürünlerinde BPA'yı yasaklamak veya sınırlamak için adımlar attı. 2021 yılında Avrupa Birliği sağlık zararlarıyla ilişkilendiren artan kanıtlar nedeniyle BPA'ya maruz kalma limitlerinde oldukça katı önlemler önerdi. Zararlı kimyasalları sınırlamanın en büyük zorluklarından biri, FDA gibi düzenleyici kurumların zararlı olduğunu düşündükleri maruziyet seviyelerini bulmaya çalışmasıdır. ABD'de, hem FDA hem de Çevre Koruma Ajansı, maruziyetleri hafife alma konusunda uzun bir geçmişe sahip.

Yeri doldurulamayan bir malzeme

2022'nin başlarında ABD Sağlık Bakanlığı, BPA'ya maruz kalma miktarının yetişkinler için güvenli olup olmadığını yeniden gözden geçirdiğinin sinyallerini verdi ve gıda ile temas eden plastiklerde BPA kullanımına ilişkin kılavuzunu yeniden değerlendireceğini duyurdu. Sentetik polimer kimyacıları özellikle sürdürülebilir bir şekilde nasıl yapılacağına odaklanarak, yeni polimerlerin nasıl tasarlanacağı hakkında çok mesai harcıyor. BPA bu tür sağlık endişeleri yaratıyorsa, şirketlerin BPA'yı neden başka bir kimyasalla değiştirmediğini merak etmek çok doğal. BPA'yı plastik sektöründe bu kadar yeri doldurulamaz bir bileşen yapan şeyin sırrı aslında sağlık risklerine yol açan şeyle aynı şeydir: Molekülün kimyasal yapısı.

Şeffaf, güçlü ve hafif

BPA, her iki ucunda oksijen ve hidrojen bulunan iki karbon halkasından oluşan küçük bir moleküldür. BPA, diğer karbon bazlı moleküllerle uzun zincirler oluşturmak için reaksiyona girebilir ve BPA molekülleri küçük kimyasal bağlarla birbirine bağlanır. Dünyada üretilen BPA'nın neredeyse tamamı, çoğunlukla polikarbonat adı verilen plastiklerin üretiminde kullanılmaktadır. BPA'dan türetilen polikarbonatlar şeffaf, inanılmaz derecede güçlü ve hafiftir. Bunun yanı sıra bu plastikler çok yüksek sıcaklıklara ulaşana kadar erimeye veya yapısal bütünlüğünü kaybetmeye karşı dayanıklıdırlar. Bu özellikler polikarbonatları gözlük camlarından su şişelerine kadar her üründe kullanım için yeri doldurulamaz bir madde haline getiriyor.

Kimyada her şey yapıyla ilgilidir

Kimyada kimyasal yapı o maddenin en önemli özelliğidir. Farklı malzemelerin farklı özelliklere sahip olmasının nedeni kimyasal yapılarından kaynaklanmaktadır. BPA polimerleri katıdır çünkü BPA moleküllerindeki karbon halkaları katıdır. Bunu plastik torba yapımında kullanılan ince, esnek malzeme olan polietilen ile karşılaştırabilirsiniz. Polietileni oluşturan uzun ve tekrar eden molekül zincirleri çok esnektir. Dolayısıyla ürettikleri plastikler de oldukça esnektir.

BPA'lar plastikten nasıl sızar?

BPA'dan plastik ürünler yapıldığında, neredeyse tüm BPA molekülleri plastiğe kimyasal olarak bağlanır. Bu nedenle, gıda kaplarından veya su şişelerinden sızan BPA'nın çoğu, plastiğin yavaş yavaş parçalanmasından kaynaklanır. BPA polikarbonatları suya ve ısıya maruz kaldığında, örneğin bulaşık makinenize plastik bir şişe koyduğunuzda, BPA moleküllerini birbirine bağlayan kimyasal bağlar, hidroliz olarak bilinen bir süreçle parçalanabilir. BPA polikarbonatları eşsiz yapıları nedeniyle hidrolize karşı polietilen gibi plastiklere göre daha hassastır. Hidroliz, plastiği kimyasal düzeyde parçalar ve çevreye az miktarda BPA molekülü bırakır. Yapılan bir çalışmada polikarbonat bir şişeyi yıkama işleminin her litre suya 0,2 ila 0,3 miligram BPA sızdırdığını gösteriyor. Karşılaştırma yapmak açısından değerlendirilirse bu değer içme suyundaki kalsiyum ve sodyum seviyelerinden yüzlerce kat daha az yoğundur.

Hormonların vücuttaki işleyişini bozuyor

BPA bir endokrin bozucudur, yani hormonların vücuttaki işleyişini bozar. BPA tüketmenin sağlığa olumsuz etkileri ve suya maruz kaldığında parçalanması gerçeği göz önüne alındığında kimyagerler yıllardır BPA'nın yenileri dolduracak başka malzemeler arıyorlar. Yeni plastikler tasarlamadaki en büyük endişe, BPA'yı başka bir molekülle değiştirmenin olumsuz sağlık etkilerinden kurtulma anlamında bir çözüm üretmeme ihtimalinin olması. BPA'nın kimyasal yapısı malzemenin özelliklerini belirlediği gibi, olumsuz biyolojik etkileri de tetikleyen yapıdır. BPA gibi endokrin bozucular, doğal hormonlara benzer yapıları nedeniyle endokrin reseptörlerine bağlanabilir ve bunları aktive edebilirler.

Hamilelik, çocuk gelişimi ve üreme sağlığına büyük zararları var

Büyük bir araştırma grubu, BPA'nın üreme sağlığı üzerindeki etkilerini inceledi. Bu çalışmalar ayrıca BPA yerine koyulan birçok malzemenin potansiyel olarak BPA'dan daha kötü olduğunu ortaya çıkardı. Bu kimyasalların çeşitli kaynaklardan gelebilecek diğer kimyasal maruziyetlerle birlikte nasıl etki gösterdiği ise hala inceleniyor. BPA'nın hamilelik ve çocuk gelişimi üzerindeki etkilerine çok dikkat edilirken, erkek üreme sağlığı üzerindeki etkileri konusunda da önemli araştırmalar var. Vücuttaki BPA oranlarının prostat kanseri ve sperm sayısında düşüş ile bağlantılı olduğu keşfedildi. Bir araştırma ekibinin hamile kadınlarda BPA'yı ölçtüğü bir çalışmada, katılımcılara BPA'yı bilip bilmediklerini veya BPA'dan kaçınmaya çalışıp çalışmadıkları soruldu. Çalışmada katılımcılarının çoğu, bunu bildiklerini veya bundan kaçınmaya çalıştıklarını söyledi, ancak eylemlerinin maruz kalma seviyeleri üzerinde hiçbir etkisi olmadığı görüldü.

BPA benzeri malzeme üretimi son 12 yılda oldukça arttı

BPA sadece plastiklerde ve yiyecek ve içecek kaplarında değil, aynı zamanda pizza kutularında, alışveriş fişlerinde, alüminyum kutularda ve çok daha fazla ürün ve pakette kullanılmaktadır. Bilim insanları, BPA'nın bir endokrin bozucu olduğunu keşfettiler. Bu da BPA'nın vücudun işleyişini ve sağlığını destekleyen hormonal sistemleri bozduğu anlamına geliyor. Hormonal bozulma, hamilelik ve fetal gelişim sırasında, küçük değişikliklerin bile beyin ve metabolik gelişim dahil olmak üzere gelişimsel süreçlerin yörüngesini değiştirebildiği özel bir sorundur. Son yirmi yılda bu riskler hakkında kamuoyunun artan farkındalığı, birçok şirketin BPA'yı ürünlerinden kaldırmasına neden oldu. Sonuç olarak, araştırmalar ABD'de insanların vücutlarındaki BPA düzeylerinin giderek azaldığını gösteriyor. Bununla birlikte hamile kadınlar üzerinde yakın zamanda yapılan bir çalışmada BPA'daki düşüşün azaldığını ancak bunun, BPA yerine üretilen kimyasallarının son 12 yılda yükselişte olmasıyla açıklanabileceği belirtildi. Diğer araştırmalar ise BPA yerine üretilen diğer kimyasalların tipik olarak orijinali kadar zararlı olduğunu gösteriyor.

Alternatifler dezavantajları ile geliyor

Araştırmalar, bisfenol F gibi yapısal olarak benzer kimyasala sahip malzemelerin, BPA ile benzer sağlık sorunlarını ürettiğini gösteriyor. Öte yandan farklı bir kimyasal yapıya sahip yeni bir molekülü değiştirmek de kolay değil zira bu plastik malzeme BPA polikarbonatların istenen özelliklerini kaybedecektir. Ancak bu konuda bazı umut verici yeni araştırmalar var. Bunlardan bir tanesi, katı biyo-tabanlı molekülleri karbon dioksit gazı ile reaksiyona sokarak polikarbonatlar oluşturmaya odaklanıyor. Polikarbonatlar, günümüzde gözlük camlarından şu şişelerine kadar yaşamın her yerinde bulunuyor. Araştırmacılar yeni materyaller geliştirirken sadece sağlık risklerini değil, aynı zamanda çevresel etkileri de dikkate almak zorundalar.

Ne yapılabilir?

Hastalarla çalışan personellere ve klinisyenlere en sık sorulan sorulardan biri, BPA ve BPA benzeri maddeler gibi zararlı kimyasallardan nasıl kaçınılacağıdır. En iyi yöntemlerden biri, plastik kaplardan yemek yemek ve içmeyi azaltmak ve plastik paketleri direkt olarak kullanmayı bırakmaktır. Ancak bu yöntemleri uygulamak oldukça zor zira birçok ürün BPA içeren maddeler ile paketleniyor. Araştırmalar plastik kaplar ve ambalajlardan, hızlı ve işlenmiş yiyeceklerden ve konserve yiyecek ve içeceklerden kaçınmanın ve bunun yerine cam kaplar gibi alternatifleri kullanmanın ve taze yiyecek tüketmenin BPA ve diğer endokrin bozucu kimyasallara maruz kalmayı azaltabileceğini gösteriyor.

Isı plastikle temas ettiğinde BPA’nın sızma olasılığı artıyor

Öte yandan ısı plastikle temas ettiğinde ister su şişeleri, ister paketler ya da kutular olsun BPA ve diğer kimyasalların içerideki yiyeceklere sızma olasılığının daha yüksek oluyor. Ayrıca sıcak yiyecekleri mutfak robotuna koymaktan veya bulaşık makinesine plastik kaplar koymaktan kaçınılmalıdır. Isı plastiği parçalar ve ürün iyi görünse de kimyasalların yiyecek veya içeceğe ve en nihayetinde size geçmesi daha olası hale gelir. Öte yandan domates gibi asitli yiyecekler kutularda paketlendiğinde içlerinde daha yüksek BPA seviyeleri oluştuğu biliniyor. Gıdaların plastik veya BPA kaplı kutularda saklanma süresi de kimyasalların gıdaya ne kadar geçtiği konusunda bir faktör olabilir. İnsanlar bireysel olarak ne kadar dikkatli olurlarsa olsunlar zararlı kimyasal maruziyetleri azaltmak için politika değişikliği şarttır.

HABERNEDİYOR.COM | TAYFUR BAL – ÖZEL HABER

Yorumlar (0)