Mavi ışığa dikkat! Leke oluşumunu arttırıyor

Acıbadem Eskişehir Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Dilek Menteşoğlu, cilt sağlığı üstündeki olumsuz yanlarıyla ilgili vatandaşlar arasında artan endişeler sebebiyle isminden oldukça bahsedilen “mavi ışık” ile alakalı bilgiler paylaştı.

SAĞLIK 19.04.2022, 18:06 20.04.2022, 09:25
Mavi ışığa dikkat! Leke oluşumunu arttırıyor

Mavi ışığa yakalanmanın kaçınılmaz bir durum olduğuna vurgu yapan Dermatolog Dr. Menteşoğlu, “Mavi ışığın tanımı olarak düşündüğünüzde görünür ışık spektrumunda en minik dalga boyunda (380 -500 nm), kanalıyla en fazla enerjide yer aldığı için çoğunlukla yüksek enerjili görünebilir ışık olarak tanımlanır. Güneş mavi ışığın asıl kaynağıdır. Güneşin yanı sıra bilgisayarlar, cep telefonları, televizyonlar ve laptoplar gibi dijital görüntüler, floresan ve LED gibi aydınlatma ürünleri yer alır. Bu sebeple mavi ışığa gün içerisinde denk gelmemek kaçınılmaz bir durumdur. Mavi ışığın, UV ışığına oranla daha düşük enerjisi ve daha yüksek dalga boyu sebebiyle, ciltte fazla derine ulaştığı düşünülüyor. Mavi ışığın reaktif oksijen radikalleri (ROS) yapılmasını neden olduğu ve ciltte UV ışınımı gibi yakın şekilde hücre işlev bozukluğuna ve DNA hasarına sebep olabileceği anlaşılmıştır” şeklinde bilgi verdi.

Cilt bariyerinde tahribata yola açıyor

Ciltte bulunan dokuların Mavi ışığa çok fazla maruz bırakılması cilt bariyerine tahribat verebileceğine dikkat çeken Dr. Dilek Menteşoğlu, bu halin aynı anda lekelerin artışına, cilt lekesine ve yaşlanmaya sebep olabileceğine de vurgu yaptı. Dr. Menteşoğlu, “Mavi ışıkla meydana gelen oksidatif stresin, pigment üreten öncül dokulara etki ediyor ve bu şekilde ciltteki oluşan lekelerin görülme oranının yükseldiği düşünülüyor. Bu durum adına yapılan çalışmalar sadece daha koyu cilt tipine sahip kişilerde denenmiş olup Mavi ışığa maruz kalma durumunda ciltteki lekelerin fazlalaşarak etki gösterdiği anlaşılmıştır. Mavi ışık, cilt dokularındaki kolajenin oluşumunu engellediği ve bozduğunu bu şekilde yaşlanmaya katkı sağladığı belirlenmiştir.” dedi.

“Biyolojik etkileri henüz çözülebilmiş değil”

Mavi ışığın yarattığı yoğunluğun ve dalga boyunun yapılacak olan tedavinin kastına veya şekline bağlı olarak değişiklik göstereceğini söyleyen Dr. Menteşoğlu, “akne vulgaris, Aktinik keratoz benzeri cilt hastalıklarında ve foto gençleştirmede minik dozlarda mavi ışık tedavisinin işe yaradığını gösteren kanıtlar bulunuyor. Fakat mavi ışığın tedavilerde yer alması çoğunlukla birkaç haftayı geçmeyecek şekilde yapılmalıdı4r. Tedavi alacak kişiler unutmamalı ki, fotodinamik terapi ve diğer mavi ışık tedavisi farklı bir işlem uygulanamayınca uygulanacak bir durumdur, çoğunlukla daha düşük riski olan tedavilerden cevap alınamadığında- faydaları ve riskleri iyice bakıldıktan sonra- terapötik bir alternatif olarak düşünülebilir. Bununla beraber, günümüzde mavi ışığın yinelenen ve/veya uzun zamanlı etkisinde kalmanın biyolojik yanları hala tam olarak çözülebilmiş değil” şeklinde konuştu.

Korunmak için dikkat edilmesi gerekenler

Güneşin zararlı ışınlarından korunmanın cilt sağlığı için yaşamda gerekli bir eylem olması gerektiğini açıklayan Dr. Menteşoğlu, güneşten korunabilmek için neler yapılması gerektiğini şu sözlerle açıkladı, “Hacimli spektrumlu (UVB ve UVA koruması olan) en düşük SPF 30 korumalı güneş kremi kullanılması gerekiyor. UV ışınımlarının yanında görünür/mavi ışıktan da kendimizi sakınmak adına, mavi ışığın cilt üzerine gelmesini engellemeye yardımcı olabilecek renkli mineral filtreli bir güneş kremi kullanabilirsiniz. Güneş kremini dışarıya çıkmadan en düşük 20 dakika gerisinde, vücudun güneşle teması olan her yerine, orta ve işaret parmağınızın uzunluğu kadar (ortalama 1 tatlı kaşığı)sürülmesi gerekiyor. Dışarıda bulunduğunuz her 2 saatte bir defa, yüzme ve terleme durumlarında ise cildin kuruması sağlanarak tekrar krem uygulanabilir. Güneşte durduğunuz süreyi azaltmaya çalışın. UV koruması olan güneş gözlüğü ve geniş kenarlı şapka kullanmaya özen gösterin. Koruyucu giymeye dikkat edin. Kar ve Yüksek rakımlar bu UV radyasyonuna maruz kalmanızı yükseltebilir. Bu sebeple bu alanlarda ve güneş kremi ve güneş gözlüğü kullanmayı sakın geciktirmeyin. Sağlıklı şekilde bronzlaşma diye bir şey olmaz. Çocuk ve bebeklerin direkt güneş ile temasını engelleyin. Hayatımız boyunca UV ışınımlarına maruz kalması genellikle 18 yaşından önce olur. ‘’ diyerek sözlerine son verdi.

Yorumlar (0)