Lösemide hayatta kalma oranı artıyor

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematolojisi Bilim Dalı Prof. Dr. Hale Ören, kombine, standart ve hedefe yönelik tedavilerle bir tür kan kanseri olan lösemide hayatta kalma oranlarının artış gösterdiğini, Akut Lenfoblastik Lösemi (ALL) hastalığında ise yüzde 90’ları aştığını söyledi.

Prof. Dr. Ören, lösemi hastalığının, kemik iliğinde kan yapımından sorumlu öncül hücrelerin hasar görmesi sonucu ortaya çıktığını ve alt tipleri bulunan bir hastalık olduğunu belirtti.

Çocukluk çağı kanserlerinde en fazla lösemilerin görüldüğünü belirten Ören, “Çocuklarda lösemi sıklığı yüzde 30-40 oranında.” dedi.

Çocukluk çağında bu hastalıkların ani başlayan ve tedavi edilmemesi halinde hızla ilerleyen akut lösemiler şeklinde görüldüğünü ifade eden Ören, ALL sıklığının daha fazla olduğunu, özellikle 2-5 yaş aralığında artış gösterdiğini ve kızlarda erkeklere oranla daha fazla görüldüğünü aktardı.

Çocuk ve ergenlerde kan kanseri olarak bilinen Akut Miyeloid Lösemi (AML) hastalığının lösemilerin yüzde 20’sini oluşturduğunu ve hastalığın en fazla 0-2 yaşlarında görüldüğünü kaydeden Ören, şunları söyledi: “Dokuz yaşına kadar görülme sıklığı çok azalır, adolesan dönemde yeniden artış gösterir. Kız ve erkeklerde eşit oranlarda izlenir.”

“DOWN SENDROMU LÖSEMİYE NEDEN OLUYOR”

Prof. Dr. Ören, çocukların çoğunda lösemi gelişimini açıklayabilecek bir risk faktörünün mevcut olmadığını ifade ederek, şunları aktardı:

 “Ancak bazı olgularda kalıtsal ve kazanılmış risk faktörleri saptanabilir. Gebelikte alkol kullanımı, zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak ya da zararlarını azaltmak için kullanılan madde ya da maddeler olan pestisitler, çeşitli enfeksiyonlara maruziyet lösemiye yol açabilir. Çeşitli kromozom anomalileri de lösemiye yatkınlık yaratır. En sık down sendromu AML gelişmesinde etkili olur. Kazanılmış risk faktörleri arasında iyonize radyasyon, bazı ilaçlar, petrol ürünleri, benzen gibi organik maddeler sayılabilir.”

“YENİ METOTLARLA SAĞ KALIM ORANLARI ARTTI”

Lösemi tedavisinin, hastanın ihtiyaçlarına ve hastalığın tipine göre farklılık gösterdiğini belirten Ören, kemik iliği nakli, kemoterapi, bununla birlikte kullanılan kombine tedavi uygulamaları ve son zamanlarda yapılan hedefe yönelik tedavi gibi seçeneklerin mevcut olduğunu belirtti.

Ören, sağ kalım oranlarının teknolojinin ilerlemesine bağlı olarak geliştirilen yeni metotlar sayesinde arttığını vurgulayarak, “ALL'de genel sağ kalım oranı uygun tedaviyle yüzde 90'ı aştı. AML'de ise genel sağ kalım yaklaşık yüzde 60.” açıklamasında bulundu.