Koronavirüs, mevsimsel gripten nasıl ayrılır?

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Selvi, koronavirüs döneminde akciğer sağlığının her zamankinden daha da büyük önemi olduğuna dikkat çekerek, koronavirüsün mevsimsel gripten nasıl ayrılabileceğine ilişkin bilgiler paylaştı.

SAĞLIK 16.12.2020, 14:40 17.12.2020, 17:22
Koronavirüs, mevsimsel gripten nasıl ayrılır?

Koronavirüsün özellikle akciğerleri büyük oranda etkilediği düşünüldüğünde akciğer sağlığı bu dönemde her zamankinden daha fazla önem taşıyor. Öncelikle sigara kullanmak, sağlıksız beslenmek ve kirli hava solumanın akciğer sağlığı üzerinde olumsuz etkileri net bir şekilde biliniyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Selvi, akciğer sağlığını etkileyen faktörleri paylaşırken, ciğerleri akciğerden korumak için de neler yapılması gerektiğini paylaştı.

“Konu akciğer sağlığıysa çok hassas olmak gerekli”

Zarar gören ve deforme olan akciğerlerin yeterli havayı almadığı zaman kişinin yaşam kalitesinin oldukça olumsuz etkilenecek sonuçlara sebebiyet verebildiğini söyleyen Uzm. Dr. Selvi, “Eğer akciğerler deforme olursa, nefes almak, günlük işleri yapmak, merdiven çıkmak, düzenli spor yapmak ve koşmak imkansız hale gelebilir. Kişinin hayat kalitesinin böylesine düşmesi ise vücut sağlığını olumsuz şekilde etkileyerek beraberinde pek çok sağlık rahatsızlığını da getirebilir. Bundan dolayı akciğer sağlığı söz konusu olduğunda oldukça hassas davranmak lazımdır.” dedi.

Kişinin vücudunun temel ihtiyaçlarından olan solunumun, akciğer sağlığının bozulmasıyla birlikte yetersizleşebileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Selvi, “Sağlıksız beslenmek, sigara kullanmak, hava kirliliği ve spordan kaçınmak gibi pek çok faktör akciğerlerimizi olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bununla beraber astım KOAH gibi kronik akciğer rahatsızlıkları da yaşamı olumsuz şekilde etkiliyor. Akciğerlerin tam kapasite ve düzenli çalışmasına engel olan astım, zatürre, KOAH ve kanser gibi yaşamı riske atan ve kronik pek çok rahatsızlığın meydana gelmesine neden olabiliyor.” şeklinde konuştu.

“Akciğerler yeterli düzeyde çalışmazsa görülen en sık sonuç nefes darlığı”

Akciğerlerin yeterli şekilde çalışmadığı zaman kişinin solunum kalitesinin oldukça düştüğüne ve en fazla görülen sonucun ise nefes darlığı olduğuna dikkatleri çeken Selvi, “İlerleyen dönemde öksürük, nefes darlığı, hızlı ve kesik kesik nefes alma ve hissi de beraberinde gelebiliyor. Eğer iyi nefes alamazsak, organlarımızın temel ihtiyaçlarından olan oksijeni yeterli düzeyde karşılayamıyoruz ve bu durumda da organlarımızın işlevlerinde bozukluklar meydana gelebiliyor. Bunun dışında merdiven çıkmak, ev işi yapmak, yürümek gibi basit ve rutin hareketler yapılırken dahi nefes almakta zorluk çekilebiliyor. Akciğerlerin deformasyonları ilerlediği zaman yalnızca evin içinde yürüdüğümüz zamanda dahi çok zorlanırız, geceleyin sırt üstü bir şekilde yatamayız, nefes alıp verdiğimizde hemen hırıltılar duyarız, öksürük krizleri yaşarız.” ifadelerini kullandı.

Akciğerin kronik hastalığı nedir?

En fazla görülen akciğer hastalığının başında bronşit ve zatürre olduğunun altını çizen Selvi, “Genellikle öksürük, ateş ve balgamla birlikte seyreden bu enfeksiyonları astım ve KOAH gibi akciğerin tıkayıcı hastalıklar izliyor. Bunların arasında önde gelen belirti ise nefes darlığı. Bununla beraber öksürük ve hırıltılı solunum da olabiliyor. Solunumun en önemli organını vuran başka bir hastalık ise eski dönemlerde çok sık problem oluşturan tüberküloz adının verildiği verem. Akciğerlerin su toplamasıyla akciğer ödeminin de bulunduğu listenin en ölümcül hastalığı ise Türkiye’de hızlı bir şekilde artış gösteren akciğer kanseri.” dedi.

(Göğüs Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Selvi)

Akciğerlerin sağlığı için risk faktörleri nelerdir?

Uzm. Dr. Selvi, akciğerlerin sağlığı için risk faktörlerini, “Tütün ve sigara kesinlikle akciğerin en önemli düşmanı. Bunun dışında tozlu ve kirli havanın olduğu yerlerde bulunmak, bu havayı solumak ve buralarda yaşamak. Kumaşların olduğu yerler. Asitli ve kokulu deterjanlara, kimyasallara çok sık maruz kalmak. Kimyasallarla iş yapıyorsanız maske takmadan çalışmak.” şeklinde açıkladı.

Selvi, akciğer sağlığının korunması ve güçlendirilmesi için yapılması gerekenleri şu cümlelerle aktardı:

“Başlangıçta sigara ve tütün kullanımını derhal kesmeliyiz. Hava kalitesi eğer bir yerin kötüyse orada durmamalıyız. Eğer mecburiyetten buralarda bulunmamız gerekiyorsa kesinlikle maske takmalıyız. Ofis ve ev gibi yaşam alanlarını muhakkak havalandırmalıyız. Enfeksiyonlardan korunmak için kapalı ve çok kalabalık ortamlardan mümkün olduğunca uzak durmalıyız. Vücudumuzun genel sağlığını korumalı, bağışıklığımızı güçlü tutmalıyız. Sağlıklı ve düzenli beslenip düzenli bir şekilde spor yapmalıyız. Uyku kalitemiz de düzenli olmalı. Ayrıca rutin kontrollerimizi, muhakkak yaptırmalıyız.”

“Koronavirüsün mevsimsel gripten ayrılması için detaylı testler gerekiyor”

Koronavirüs özelinde de konuşmak gerekirse dünyada birçok yan etkisinin dışında özellikle virüsün akciğerlerde tutulma gösterdiğinin ve bundan dolayı akciğer sağlının korunmasının büyük bir önemi olduğunu vurgulayan Selvi, “Dünyadaki tabloya baktığımızda koronavirüsün yaygın belirtilerinin içinde, içerisinde bulunduğumuz mevsimsel grip, alerji gibi hastalıklarla benzer belirtiler geçirdiğini görebiliyoruz. Bu hastalıkların birbirleriyle karıştırılmaması için doğru bir teşhiste PCR testi, göğüs hastalıkları muayenesi, kan tetkikleri, alerji testi, solunum ve BT fonksiyon testlerinin mutlaka yapılması gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Selvi açıklamasının devamında, “Koronavirüse yakalanan kişilerin iyileşme süreci, hastalığı ağır veya hafif geçirmesiyle ilişkili gibi görülse dahi her zaman doğru ve net bir sonuç ortaya çıkmıyor. Birçok kişi grip gibi geçirse de bu hastalığı kimi kişiler için kalıcı izler meydana gelebiliyor. Fakat dünyada koronavirüse ilişkin tedavi, belirti ve sonrasının süreci henüz net değil. Halihazırda yoğun bir şekilde araştırmalar sürüyor. Cinsiyet, yaş ve sağlık durumu virüsü alan kişinin hastalığa nasıl tepkiler vereceğini belirleyici etkenler arasında bulunuyor.” ifadelerini kullandı.

Virüsü hafif atlatanların şikayeti neye bağlı oluyor?

Selvi, virüsü hafif bir şekilde atlatanlara ilişkin ise şunları söyledi:

“Belirtiler genel olarak ateş, öksürük, kas ve eklem ağrıları, yorgunluk, halsizlik, boğaz ve baş ağrısı oluyor. Bu belirtiler bakanlığın koronavirüs rehberinde belirtilen ilaçlarla dinlenme ve bol sıvı tüketimiyle tedavi ediliyor. Virüsü hafif bir şekilde geçirenler kısa bir süre içerisinde yeniden eski sağlıklarına dönebiliyor. Bir haftadan kısa bir sürede ateş düşse dahi öksürük şikayetleri bir zaman daha devam edebiliyor.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından Çin’in verileri üzerine yapılan bir araştırmada koronavirüs hastalarının iyileşme süresinin ortalama 2 hafta olduğu açıklanıyor.”

Koronavirüs olan herkesin bu hastalığı hafif bir şekilde atlatmadığını da belirten Selvi, “Hastalığın ağır seyrettiği durumlar da bir hayli fazla. Enfeksiyonun ilk haftasında başlangıçta hafif olan hastalığın seyri ağırlaşabiliyor. Kronik olarak rahatsızlığı olan kişilerin gösterdiği semptomlar değişiklik gösterse dahi yaygın olarak akciğerde tutuluma neden olan koronavirüsten dolayı hastaların solunuma ilişkin destek de almaları gerekebiliyor.

“Kas ve eklem ağrıları 4-6 hafta sürebiliyor”

Vücutta meydana gelen enflamasyonun tedavi süreci ve hastanın yeniden eski sağlığına kavuşması, şimdiye dek yapılan araştırmalar dikkat alındığında 2-8 hafta arasında devam edebiliyor. Bununla beraber yorgun hissetme, halsizlik, eklem ve kas ağrılarının da 4-6 hafta arasında sürdüğü görülüyor. Koronavirüs ağır bir boyuta ulaştığında hastanın solunum cihazına bağlanması veya yoğun bakımda uyutulması gibi durumlar söz konusu olabiliyor. Bu hastaların iyileşme süreçlerine dair genel bir bilgi vermek doğru olmayabilir. Çünkü bu rahatsızlık her kişide farklı sonuçlara sebep oluyor. Uzun bir dönem hastanede yatmak, kas kayıplarına sebep olabiliyor. Yoğun bakımda yatış sürecinde güçsüzleşen ve kaslarını yitiren hastaların tekrar kuvvetlerini kazanmaları gerekiyor.” dedi.

Koronavirüse karşı en etkili tedbir: Hiç yakalanmamak!

Koronavirüsün kalıcı hasarlarına dair hastalığın çok yeni olmasından dolayı henüz bir verinin olmadığını söyleyen Uzm. Dr. Selvi, “Şimdiye dek dünyada yapılmış olan çalışmalarda, koronavirüsten dolayı bağışıklık sisteminin aşırı çalıştığı ve akciğerlerinde hasar meydana gelen hastalarda, akut solunum sıkıntısı sendromu yani ARDS’ye rastlanabiliyor. Bununla beraber uzun zamanda da hasta psikolojik ve fiziksel olarak sorunlarla karşılaşabiliyor. Bireysel önlemlerden ve hijyenden asla taviz vermememiz gereken bu zamanda akciğer sağlığımızı korumak ve koronavirüse yakalanmamak için, maske mesafe ve temizlik kuralına bütünüyle riayet etmek gerekiyor.”

Uzm. Dr. Selvi virüse karış ayrıca ellerin düzenli olarak sabun, su veyahut alkol bazlı dezenfektan ile temizlenmesi ve kalabalık ortamlara girilmemesi gerektiğini söyledi.

Yorumlar (0)