Korona tedavisinde yeni gelişme: İyileşmiş hastanın kanı kullanılacak!

Yeni tip koronavirüs (Covid-19) ile mücadelede iyileşmiş hastalardan alınacak plazma kan ürünü ile kritik durumda olan hastaların tedavisi yapılacak.

SAĞLIK 31.03.2020, 13:58 31.03.2020, 14:01
Korona tedavisinde yeni gelişme: İyileşmiş hastanın kanı kullanılacak!

Yeni tip koronavirüste (Covid-19) kritik durumda olan hastalar için çözüm olabileceği öngörülen pasif antikor tedavisi Türkiye'de de başlıyor.

Kızılay ve Hacettepe Tıp Fakültesi başta olmak üzere çeşitli üniversitelerin desteği ile Sağlık Bakanlığı koordinasyonunda yeni tip koronavirüs (Covid-19) geçirip iyileşen ve testleri negatif sonuç çıkan gönüllü donörlerden alınacak kandan, hastalığa karşı gelişen antikorların bolca yer aldığı plazma ayrılarak kritik durumdaki vakalara nakledilecek.

"Bir süre daha geçtikten sonra plazma toplanmaya başlanacak"

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Hacettepe Hastaneleri Kan Merkezi ve Aferez Ünitesi Direktörü Prof. Dr. Osman Özcebe, konuya ilişkin açıklamada bulundu. 

Prof. Dr. Özcebe, şu ifadeleri kullandı:

"Kızılay ve sağlık kurumlarımızın katkısı ile bu organizasyon ülkemizde de kolaylıkla yapılabilir. Bütün dünyada olduğu gibi Sağlık Bakanlığımız da bu işin farkında ve artık elimizde iyileşmekte olan hastalarımız da var. Dolayısıyla bir hafta 10 gün gibi bir süre daha geçtikten sonra, bu kişilerden plazma toplanmasına başlanacak, diye düşünüyorum. Bu projede Sağlık Bakanlığı’nın destekleyenlerin başında ise kan tedarikinin en büyük başrol oyuncusu olan Kızılay, üniversitelerimiz ki benim de mensubu bulunduğum Hacettepe Üniversitesi de dâhil, her türlü bilgi ve ‘Know How’larını bu sistemin kurulması için ortaya koyacak. Sağlık Bakanlığı ve bakanlığa bağlı idari ve sağlık birimleri de bu organizasyonun içinde olacak. Bütün Avrupa ülkelerinde de bu iş bu şekilde yürütülüyor. Bu tedavi, tek başına, küçük ölçekli laboratuvarlarda yürütülebilecek bir organizasyon değil."

"Plazmalar ileride muhtemelen eritilerek tekrar kullanılabilir"

Toplanan plazmaların gereksinimden fazla temin edilmesi halinde muhtemel bir ikinci dalga koronavirüs salgınında da kullanılabileceğini aktaran Prof. Dr. Özcebe, şunları söyledi:

"Bu plazmalar uygun şartlarda dondurularak saklanabilirse, ileride muhtemelen eritilerek tekrar kullanılabilir. Ayrıca özel sanayi tipi ilaç ve kan ürünü üreten fabrikalarda, bu plazmaların işlenerek konsantre hale getirilip hazır ticari preparatlar haline de dönüştürülmesi de mümkün. Virüs bu arada bariz bir mutasyon geçirmez ve elimizdeki antikorlara hala duyarlı kalabilirse, yani hedef tahtasında kalmaya devam ederse, böyle bir avantajı da söz konusu olabilir."

"Hedefe yönelik tanımlanmış silahlar"

Prof. Dr. Özcebe, vücudun kendi bağışıklık sistemi tarafından geliştirilen ya da çocukluk çağından beri aşı ile oluşturulan antikorları, "mikroplar vücudumuza girdiği zaman onları tanıyarak anında yok eden sihirli mermicikler" olarak nitelendirirken, "Hedefe yönelik tanımlanmış silahlar diyebiliriz bunlara. Bir enfeksiyon geçirdiğiniz zaman, genellikle buna karşı bağışıklığınızın kalıcı olmasını sağlayan bu antikorlardır. Aşı ile antikorları oluşturduğumuz zaman da olası etkenlere karşı koruma sağlamış olursunuz. İyileşmiş olan kişinin kanından bu antikorları elde edip, enfeksiyonla savaşan ve bağışıklık sistemi zayıf olduğu için hastalığı ağır geçiren başka bir hastaya verdiğimiz zaman ise hastanın iyileşme sürecine önemli boyutta katkılarda bulunur. Buna pasif immünizasyon (bağışıklık) diyoruz." açıklamasını yaptı. 

"Pek çok enfeksiyonda bu yöntem kullanıldı"

Söz konusu yöntemin yeni bir yöntemmiş gibi sunulmasının da doğru bir yaklaşım olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Özcebe, şunları söyledi:

"Daha önce de pandemi (küresel salgın) ve endemi (bölgesel salgın) şeklinde seyretmiş olan pek çok enfeksiyonda bu yöntem kullanıldı. Bunun tipik örnekleri 2009 influenza (H1N1) endemisi, 2014’de Ebola ve 2015’te MERS, bütün bu salgınlar sırasında bu antikor transferi yani pasif immünizasyon kullanılmıştır. Covid-19 salgınında niye tekrar gündeme geldi? Çünkü yüzde 5’lik bir hastada, hastalık ağır seyrediyor; hastaların yaklaşık yüzde 1’ini de kaybediyoruz. Bu, yüzde 5’lik hastanın ise bir kısmı, yoğun bakımlarda solunum desteğine ihtiyaç duyuyor. Yani elimizdeki denenmiş ve kısmi olarak etkinliği gösterilmiş tüm tedavi yaklaşımlarına rağmen kesin çözümü yok. Hastalarımızın bir kısmını kaybediyoruz bu nedenle. Uygun bir organizasyonla, yapılması zor bir işlem değil plazma nakli ile pasif antikor tedavisi aslında. Türkiye’de de Sağlık Bakanlığı önderliğinde bu tedavi yapılabilir."

Yorumlar (0)