Kemoterapide saç dökülmesi tarih oluyor
Kanser hastası bireylere uygulanan kemoterapi tedavisinde özellikle kadın hastaların korkulu rüyalarından biri olan saç dökülmesini engellemek için geliştirilen soğutucu bere, büyük ölçüde saç dökülmesini önlüyor. Dr. Gülcan Bulut, kemoterapi alan hastanın saçlı derisine konumlandırılan soğutucu berenin, söz konusu bölgedeki kılcal damarları kasarak, kemoterapi esnasında ilaçların saçlı deriye erişimini önlediğini ve böylelikle saç dökülmesinin minimuma indirildiğini dile getirdi.
Kemoterapi tedavisiyle kanser hücreleri yok edilirken, sağlıklı hücreler de zarar görebiliyor. İnsan vücudunda en hızlı çoğalan hücrelerin bulunduğu saçlar, tedavi çerçevesinde alınan ilaçlar sebebiyle farklı oranlarda dökülebiliyor.
"İlacın saçlı deriye ulaşmasını önlüyor"
Deri soğutmanın 35 seneyi aşkın bir zamandır derinin sıcaklığını azaltmak için kullanılan önemli bir yöntem olduğunu dile getiren Dr. Bulut, deri sıcaklığını birkaç derece düşürmenin, saç foliküllerine erişen kan miktarında bir sınırlama oluşturduğunu ifade ederek, “Bu sayede de kan akışıyla dolaşan kemoterapi ilaçlarının olumsuz etkilerinden korunma sağlanmış oluyor. Bahse konu silikon başlıklar, kemoterapi alındığı esnada hastanın kafasına yerleştirilir ve ardından sıcaklığı kontrollü bir şekilde azaltılır. Başlık, tedavi boyunca deride kontrollü ve sürekli bir soğutma sağlar. Bu soğukluk sayesinde kafa bölgesindeki kılcal damarların kasılması sağlanır ve kemoterapi sırasında ilaçların saçlı deriye erişmesi engellenir. Böylelikle saç hücrelerinin olumsuz yönde etkilenmesi minimuma indirilirmiş olur.” şeklinde konuştu.
"Başarı oranı bir hayli yüksek"
Başlığın 2 ila 5 saat boyunca kullanılabildiğini kaydeden Bulut, neticeyi çok sayıda faktör etkileyebileceğinden dolayı saç derisi soğutma işleminin başarısının tam manasıyla garanti olmadığına işaret ederek, “Bahse konu faktörler yaş, saç yapısı, saç şekli, tedavisi yapılan kanser çeşidi ve tedavi boyunca hastanın saçına nasıl baktığıyla ilişkilidir. Gerçekleştirilen araştırmalar tedavinin başarı yüzdesinin 70 ila 90 arasında olduğunu ortaya koymaktadır.” sözlerini sarf etti.
