Efsaneleri çürüten çalışma: Telefon kullanımının beyin tümörüyle ilişkisi var mı?

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, günümüzde telefonları çok yaygın olarak kullanıldığını, yaydıkları radyofrekans radyasyonu sebebiyle beyin tümör riskini artırabileceğine ilişkin ciddi şüpheler olduğunu aktardı. Fakat Journal of the National Cancer Institute dergisinde yayımlanan bir çalışmaya atıfta bulunan Coşkun, telefon kullanan kişilerde, hiç kullanmayanlara oranla göz tümörleri dahil olmak üzere beyin tümöründe risk artışı tespit edilmediğinin ortaya konulduğunu ifade etti.

SAĞLIK 02.04.2022, 12:18
Efsaneleri çürüten çalışma: Telefon kullanımının beyin tümörüyle ilişkisi var mı?

Telefon kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte telefonu çok sık kullanan kişilerde tümör tehlikesi olduğuna ilişkin şüpheleri giderecek bir çalışma yapıldı.

Bazı çalışmalarda, telefonun sık kullanımından dolayı beyin tümör risk artışının olduğuna dikkat çekildiğini söyleyen Prof Dr. Coşkun, “Journal of the National Cancer Institute dergisinde birkaç gün önce Joachim Schüz ve arkadaşlarınca yayımlanan çalışma, bir nebzede olsa bu konuda içimizi rahatlattı diyebiliriz. 776 bine yakın kadının katıldığı çalışmada, 2001 ve 2011 yıllarında telefon kullanım ayrıntıları ile ilgili katılımcılara anket soruları yöneltilmiş ve bu süreçten sonra kişiler ortalama olarak 14 yıl boyunca takip edilmiş. Bu hastalarda akustik nörinom, menengiom, glioma ve hipofiz bezi beyin tümörleri ile telefonu kullanımı arasındaki bağlantı araştırılmıştır. Öte yandan göz tümörleri ile ilişki de araştırılmış. On dört senelik takibin neticesinde beyin tümörü yüzde 0.42 kişide rastlanmış. Cep telefonu kullanan kişilerde, hiç kullanmayanlara oranla göz tümörleri dahil olmak üzere beyin tümöründe hiçbir şekilde risk artışı saptanmamıştır“ açıklamasını yaptı.

“Telefon radyasyonu, dokulara zarar veriyor”

Telefonlardan yayılan radyofrekans dalgalarının dokular tarafından emildiğini ve ortaya koydukları ısı ile dokulara zarar verdiğini ifade eden Prof. Dr. Uğur Coşkun, “Baş bölgesine yakın bir şekilde kullanılan telefonlar bu sebeple beyin tümörleri bakımından risk oluşturabilir şüphesi var. Bu radyofrekans dalgalarını Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı “muhtemel karsinojenik” olarak isimlendirmiştir. Bu çalışma, beyin kanseri risk artışının ortaya çıkmadığını göstermesi sebebiyle oldukça sevindirici bir çalışma. Ancak genç yaş ve çocuk grubu bu çalışmaya eklenmemiş. Öte yandan bu çalışmada, uzun süreli telefon konuşma oranları günümüze göre düşük. Bu sebeple bu çalışmadan hareket ederek hiçbir risk yok diyemeyiz” açıklamasını yaptı. 

“Kulaklık kullanmak riskleri azaltabilir”

“Bu çalışmanın olumlu neticelerine rağmen, beyin tümörü dahil olmak üzere telefon kullanımının ciddi riskleri olabileceğini görmemiz lazım” sözlerini kullanan Prof. Dr. Coşkun, sözlerini şöyle tamamladı:

“Telefonun çaldığı an, radyofrekans dalgalarının en yüksek olduğu zamanlardır. Telefonu açtıktan 2-3 saniye sonra kulağımıza götürmek bu zararı azaltmak bakımından önemlidir. Öte yandan uzun süreli konuşmalardan kaçınmak, konuşmalarımızı her iki kulağa yaymak, kablolu veya hoparlörlü kulaklık kullanmak bu riskleri azaltmak bakımından önemli olabilir“ 

Yorumlar (0)