Dünya Sağlık Örgütü'nün acil durum ilanı ne anlama geliyor?

Dünya Sağlık Örgütü, yaklaşık 20 ülkede 8 binden fazla vakanın ardından koordineli bir uluslararası yanıt çağrısında bulundu.

SAĞLIK 31.01.2020, 15:11 31.01.2020, 15:50
Dünya Sağlık Örgütü'nün acil durum ilanı ne anlama geliyor?

Dünya Sağlık Örgütü (WHO-DSÖ), Çin genelinde hızla yayılan yeni koronavirüs (2019-nCoV) salgını için oldukça nadir şekilde kullanılan "uluslararası kamu sağlığı acil durumu" (PHEIC) ilan etti.  

Perşembe günkü karar, 2019-nCoV virüsü tanısı konan kişilerin sayısının, şiddetli akut solunum yolu sendromu (SARS) vakasını geçerek 8 bin 200'lere ulaşmasının ardından alındı. 

Şu ana dek salgın nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 213 iken bunların 204'ü koronavirüsün merkez üssü Wuhan'ın bulunduğu Hubei eyaletindeki vakalardan ötürü olduğu kaydedildi. Öte yandan, dünya genelinde bugüne kadar Tayland’da 14, Hong Kong'da 12, Japonya’da 11, Singapur’da 10, Avustralya’da 9, Tayvan'da 9, Malezya’da 8, Makau'da 7, ABD ve Güney Kore'de 6'şar, Fransa ve Almanya’da 5'er, Birleşik Arap Emirlikleri’nde 4, Kanada’da 3, Vietnam’da ve İtalya’da 2’şer, Nepal, Kamboçya, Sri Lanka, Finlandiya, Filipinler ve Hindistan’da birer vaka tespit edildi.

DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, "son birkaç hafta içinde, daha önce bilinmeyen bir patojenin ortaya çıkmasına tanık olduk" dedi.

Geçen hafta "erken" denmişti

Oysa DSÖ geçen hafta içerisinde yapılan açıklamada, Çin'de ortaya çıkan koronavirüs ile ilgili "uluslararası kamu sağlığı acil durumu" ilan etmek için erken olduğunu söylemiş, ancak "Bugün acil durum ilan etmememiz, DSÖ'nün olayı ciddi bulmadığı veya ciddiye almadığı anlamına gelmiyor" eklemesinde bulunmuştu.

O zamandan beri, durum önemli ölçüde değişti. DSÖ'ye göre, dört ülkedeki sekiz insandan insana bulaşma örneği de dahil olmak üzere şu anda Çin dışında 22 ülkede 118 vaka var. Bunların büyük çoğunluğu salgının ilk ortaya çıktığı Hubei eyaletiyle bağlantılı olarak dikkat çekiyor.

Deklarasyonu ihtiyati tedbir olarak aldıklarını söyleyen Ghebreyesus, “Bu sayılar hâlâ nispeten küçük olmasına rağmen daha fazla yayılmasını önlemek adına şimdi beraber hareket etme zamanı" şeklinde konuştu.

DSÖ bugüne kadar altı kez acil durum ilan etti

Uluslararası kamu sağlığı acil durumu (PHEIC), hastalığın uluslararası arenaya yayılması yoluyla diğer devletler için bir halk sağlığı riski teşkil eden ve potansiyel olarak koordineli bir uluslararası yanıt gerektiren olağanüstü bir olay olarak tanımlanıyor.

Acil durum ne anlama geliyor?

Acil durum ilanı, dünya çevresindeki tüm devletleri salgınla mücadele konusunda iş birliği yapmaya, kaynakları ortak kullanmaya çağırırken, salgının yayıldığı ülke vatandaşlarına da sağlık konusundaki önlemlere ve hijyen koşullarına uyma konusunda salık veriyor. Ayrıca, DSÖ'nün acil durum ilan etmesi durumunda bazı şehir ve/veya bölgeler için seyahat uyarısı yapılabiliyor. DSÖ, bu bağlamda ülkelerin sağlık mekanizmalarını da kontrol yetkisini elinde bulunduruyor.

Bu durum, dünyayı hazırlıksız yakalayan ve insanların sağlığını tehlikeye sokan ciddi bir hastalığa dikkat çekmek için DSÖ'nün kullanabileceği politik bir araç olarak dikkat çekiyor. DSÖ, küresel toplumu koordineli bir salgın tepkisine çağırmak, kaynakları harekete geçirmek ve hastalığın sınırların ötesine daha da fazla yayılmasını durdurmak için söz konusu adımı atabiliyor.

Perşembe gününden önce DSÖ, küresel sağlık acil durumları düzenleyen uluslararası sağlık yönetmeliklerinin 2007 yılında yürürlüğe girmesinden bu yana yalnızca 5 kez kamu sağlığı acil durumu ilan etmişti. Wuhan koronavirüsü de denen 2019-nCoV'un yayılmasının ardından bu sayı altıya yükselmiş oldu.

Daha önceki vakalar ise şöyle:

Domuz gribi (2009) - H1N1 virüsü 2009'da yayılmaya başladı ve yaklaşık 200 bin civarında insanın ölümüne yol açtı. DSÖ, hastalığın yayılma pozisyonunu kontrol altına alabilmek ve aşı gibi önlemlerin alınabilmesi adına acil durum ilan etti.

Çocuk felci (2014) - 2012 yılında tamamen yok olduğu düşünülen çocuk felci (polio) vakaları, 2013'te tekrardan ortaya çıkmaya başladı. DSÖ, Çocuk felcinin tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik çabalar için acil durum ilan etti.

Zika (2016) - DSÖ, Zika virüsünün Amerika kıtasında kısa sürede yayılması sonrasında acil durum ilan etti. Zika, özellikle hamileler için tehlike arz ediyordu. Bebeklerin gelişimlerini tam olarak tamamlamadan dünyaya gelmesine sebep olan virüse ilişkin araştırmalar için acil durum ilan edilmişti.

Ebola (2014 ve 2019) - Ebola virüsü sebebiyle 2014 ve 2019 yıllarında iki kez acil durum ilan edildi. İlk acil durum 2014'ün Ağustos ayından 2016'nın Mart ayına kadar sürdü. Bu süre içinde 30 binden fazla kişi salgından etkilenirken Batı Afrika'da 11 binden fazla kişi yaşamını yitirdi. Ebola nedeniyle ilan edilen ikinci acil durumsa hastalığın geçen yıl Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde yeniden yayılması üzerineydi.

Geç mi kalındı?

Birçok küresel sağlık uzmanı, örgütün yeni koronavirüs hakkındaki kararını yeniden gözden geçirmesi için geçen haftadan beri çağrıda bulunuyordu. Edinburgh Üniversitesi'ndeki küresel halk sağlığı profesörü Devi Sridhar, acil durum hamlesinin geciktiğinin altını çizerek geciktiğini ve açıklamanın Pazartesi günü olması gerektiğini söylüyor.

ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri eski Müdürü Tom Frieden, "bu uluslararası bir acil durum" diyerek, “acil durum, DSÖ'nün hükûmetler ve özel sektör üzerindeki küresel liderlik rolünü daha da üstlenmesine olanak sağlıyor.” ifadelerini kullandı.

Sridhar, DSÖ'nün bir PHEIC ilan etmeden önce beklemesinin nedenlerinden birinin, bir hastalık tehdidine karşı uluslararası ilginin getirdiği ekonomik problemler olduğuna dikkat çekiyor. Reuters'a göre, 2003'teki SARS salgınından kaynaklanan küresel ekonomik kayıplar 40 milyar dolar civarındaydı ve dünyadaki toplam GSYİH salgın nedeniyle yüzde 0,1'lik bir darbe yemişti.

"Önlemler memnuniyet verici"

Ancak geçtiğimiz hafta, ülkeler zaten Çin'le olan ilişkilerini "gözden geçirerek" seyahat tavsiyeleri yayınladı ve vatandaşlarını geri çağırmaya başladı. British Airways dahil olmak üzere çok sayıda hava yolu şirketi, ülkeye seyahatlerini askıya aldığını açıkladı. Son olarak, millî bayrak taşıyıcısı Türk Hava Yolları da Çin'e düzenlenen seferlerini 9 Şubat'a kadar askıya aldığını duyurdu.

Perşembe günü bir basın brifinginde önlemlerin artırılmasından memnuniyetini dile getiren DSÖ Direktörü Ghebreyesus, yanlış bilgi veya söylentilerin yayılmasıyla mücadele etmek ve virüs hakkında veri ya da bilgi paylaşmak için diğer tavsiyelerinin yanı sıra uluslararası toplumun sağlık sistemleri zayıf olan ülkelerin salgınlara hazırlanmalarına yardımcı olması gerektiğini ifade etti. 

DSÖ, sınır kapanışları, vize reddi veya iyi durumda olan insanları karantinaya alma gibi herhangi bir seyahat veya ticaret kısıtlaması talep etmedi.

Çin'in çabalarını da takdir eden Ghebreyesus, "Çin salgına yanıt konusunda yeni standartlar belirliyor. Eğer böyle olmasaydı, şimdiye kadar Çin dışında çok daha fazla vaka görecektik" dedi.

Salgın halen anakara Çin merkezli

Yeni koronavirüsün artık resmî olarak uluslararası bir acil sağlık meselesi olması, bunun evrensel ve yaygın olacağı anlamına gelmiyor. Salgının hâlâ anakara Çin'de yoğun bir şekilde merkezlendiğini belirtmek gerekiyor. Yarısından fazlası Hubei eyaletinde olan 9 bin 692 enfekte vakanın çok büyük bir oranı anakara Çin'de yoğunlaşıyor.

2019-nCoV'un ne kadar ölümcül olduğu da dahil olmak üzere halen belirsiz olan çok şey var. İnsanlarda, koronavirüsler, SARS ve MERS vakalarında görüldüğü üzere soğuk algınlığından şiddetli pnömoniye ve ölüme kadar farklı semptomlara yol açabiliyor. 2019-nCoV'un bu yelpazede olduğu henüz bilinmiyor ve araştırmacıların daha net bir bilgiye sahip olmaları için haftalar geçmesi gerekecek gibi gözüküyor. Ama şu bir gerçek ki, virüsün neden olduğu 213 ölüme ek olarak, çok hafif semptomları olan birçok insan raporu bulunuyor.

"Normalleşebilir"

Daha fazla bilgi edinilmesi durumunda, 2019-nCoV vakasının SARS gibi soğuk algınlığına daha çok benzeyeceği düşünülüyor. Çünkü bulaşıcı hastalıklar genellikle ilk keşfedildiklerinde daha şiddetli olarak kendilerini gösteriyor. Bu hafif veya semptomları belli etmeyen vakaların sebebi ya da sebepleri keşfedildiğinde ve aşı gibi tedavi yöntemleri bulunduğunda bu virüs çok daha az korkutucu hâle bürünebilir.

Johns Hopkins Sağlık Güvenliği Merkezi'ndeki Doç. Dr. Jennifer Nuzzo, “solunum yoluna ilişkin, geçmişte birçok ölüme sebep olmuş çok sayıda virüsle şu an beraber yaşıyoruz" ifadelerini kullanıyor.

Yorumlar (2)
yunus h. 4 yıl önce
bilgilendirici bi haber olmuş elinize sağlık
Melis yazıcı 4 yıl önce
Adım adım bizede gelecek ve öldürecek bizide kesin