Çin aşısı mı, Alman aşısı mı?

Türkiye'nin hem Çin hem de Alman aşısı alacak olması sebebiyle en çok merak edilen soru, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya soruldu. Çin aşısını mı tercih etmeli, Alman aşısını mı?

SAĞLIK 27.12.2020, 10:02
Çin aşısı mı, Alman aşısı mı?

Türkiye hem Çin aşısını alıyor hem de Alman aşısını. Tercihin vatandaşa bırakılması durumunda Çin aşısını mı tercih etmeli ya da Alman aşısını mı? Tercih etmek mümkün olmayacaksa Çin aşısı denk gelirse mi kendimizi şanslı hissetmeliyiz yoksa Alman aşısı denk gelirse mi? Aslında tüm Türkiye'nin aklındaki bu sorular Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'ın kafasında da dönmeye başlayınca dayanamayıp Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'yı arayıp sormuş.

Çin aşısı ya da Alman aşısı diye menşeinin öne çıkarılmasının doğru olmadığını belirten Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, "inaktif" (Çin aşısında kullanılan yöntem) ya da "mRNA" (Alman aşısında kullanılan yöntem) denilerek yöntemin öne çıkarılması gerektiğini ifade etti.

Aşıda iki önemli husus olduğunu kaydeden Sağlık Bakanı Dr. Koca, bu hususları "güvenirlik" ve "etkinlik" olarak açıklayarak, ikisi arasındaki farkı şu şekilde açıkladı:

"Güvenirlik ve etkinlik arasında da en önemli olan güvenirliktir. mRNA yöntemiyle üretilen Alman aşılarının etkinlik derecesi, inaktif yöntemle üretilen Çin aşılarının etkinlik derecesinden biraz önde görünmektedir. Ancak inaktif aşıların uzun vadeli sonuçları tüm bilim dünyasınca bilinmektedir. Fakat yeni teknolojiler kullanılarak üretilen bu Alman aşısının mRNA yöntemi ilk kez kullanılıyor. Kısa dönemde çok başarılı ancak uzun vadede sonuçlarının ne olacağına dair net bilgi bulunmuyor."

Her iki aşının da DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) standartlarını asgari ölçüde sağladığını dile getiren Dr. Fahrettin Koca sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Her iki aşı da salgın sebebiyle kısa sürede geliştirildi. İnaktif yöntem her ne kadar bilinen ve güvenilir olarak görülen yöntem olsa da, bu yöntemle geliştirilen Çin aşısı da dar bir zamanda geliştirilmek zorunda kalındı. Ancak şunu ifade edebilirim ki, dar vakitte geleneksel yöntemle geliştirilen aşının riski ile aynı sürede geliştirilen yeni teknoloji ürünü aşıların risk değeri farklıdır. Burada bahsettiğimiz risk ise çok küçük boyutlardaki risklerdir. Özellikle Covid-19'un yol açtığı zarara bakıldığında hayli katlanılabilir bir risktir. Bu risk kolaylıkla göze alınabilir. Aksi bir durum olsaydı DSÖ buna asla geçici onay vermezdi."

Aşı takvimi

Sağlık Bakanı, aşı takvimine ilişkin de şu bilgileri verdi:

Parti parti gelecek olan aşıları 14 günlük incelemeye alacağız. İncelemeyi yaparken örneklem yöntemini kullanacağız.

3 ayda 30 ila 35 milyon insanımızı aşılamayı hedefliyoruz.

İlk 30-35 milyon insan, risk grubu en yüksek olan insanlarımız. Bu bile Türkiye'yi inanılmaz rahatlatacak.

30-35 milyonluk dilim mart gibi tamamlanır.

Haziran ayına kadar da ülkenin yüzde 60'ını yani 50 milyon insanı aşılamak. Çünkü Haziran ayına kadar dünya genelinde aşı üretimi hayli artacak.

Hazirandan sonra vaka sayısının çok azalacağını değerlendiriyoruz. Her yıl yaşanan mevsimsel salgın seviyesine düşecektir.

Kısıtlamalar bize bağlı değil, salgının durumuna ve vatandaşa bağlı. Salgın hafif seyrederse, vatandaş dikkat ederse o zaman kısıtlamalar ona göre gevşer. Ancak maskeden, sosyal mesafeden ve temizlikten tamamen vazgeçmemiz de bize bağlı değil.

Yorumlar (0)