Bilim Kurulu: Covid-19 "kış hastalığı" diyemeyiz!

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şule Akçay, yeni tip koronavirüsün (Covid-19) kış hastalığı olup olmadığına yönelik tartışmalara ilişkin, "Covid-19 kış hastalığıdır demek için henüz yeterli kanıt yok. Bu virüs kış ayında başladı ve Çin'de de o esnada kış mevsimi vardı; fakat şu an sıcak iklimden bildirilen vakalar da var. Bundan dolayı 'Bu olay iklim olayıyla ilgilidir' diye henüz cesaretle söyleyemiyoruz." ifadelerini kullandı.

SAĞLIK 19.03.2020, 16:55 19.03.2020, 16:58
Bilim Kurulu: Covid-19 "kış hastalığı" diyemeyiz!

Çin'in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde ortaya çıkan ve dünyaya hızla yayılan yeni tip koronavirüsün (Covid-19) "kış hastalığı" olup olmadığına yönelik tartışmalar sürüyor. 

Başkent Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şule Akçay'dan konuya ilişkin açıklama geldi.

Yeni tip koronavirüsün (Covid-19)  kış ayında başladığını fakat olgu bildiren ülkeler arasında aynı zamanda sıcak iklimi olanların da bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Akçay, "Bu nedenle 'Covid-19 kış hastalığıdır' demek için henüz yeterli kanıt yok. Bu virüs kış ayında başladı ve Çin'de de o esnada kış mevsimi vardı; fakat şu an sıcak iklimden bildirilen vakalar da var. Bundan dolayı 'Bu olay iklim olayıyla ilgilidir' diye henüz cesaretle söyleyemiyoruz." ifadelerini kullandı. 

"Virüsün kendisine yönelik henüz özel bir ilacı üretilemedi"

Prof. Dr. Akçay, koronavirüs hastalarına uygulanan destek tedavisine ilişkin, şunları söyledi:

"Çin’den ve İtalya’dan olgu örnekleri tedavi edilirken başka anti viral ilaçlar denenmiş. Bunlardan bazısı da anti HIV ilaçları ve bu yönde etkili olduğuna dair raporlarda yayımlanmış durumda. 'Sıtma ilaçları da hafif olgularda etkilidir' raporları var. Bunlara istinaden bu ilaçlar Sağlık Bakanlığı tarafından temin edildi ve ilaç tedavisi de gerekli olgulara şu an uygulanır halde. Virüsün kendisine yönelik henüz özel bir ilacı üretilemedi. Ama bu tür diğer hastalıklara iyi gelen ilaçların da bu hastalıkta kullanılabileceği bildiriliyor."

"Damlacıklar havada asılı kalmıyor, yüzeylere yapışıyor"

Hastalığın yayılmamasını önlemek için yakın temastan uzak durulmasının önem arz ettiğini kaydeden Prof. Dr. Akçay, "1 metre mesafe sosyal izolasyon için yeterli. Çünkü solunum yolundan çıkan damlacıkların, karşısındaki insanın nefesine geçmemesi 1 metreyle sınırlı olabiliyor, havada asılı kalmıyor, yüzeylere yapışıyor. O yüzeylerin de düzenli temizlenmesi ve ellerin yıkanmasının sonucunda el aracılığıyla gözümüze ya da mukozalarımıza bulaşmayabiliyor." açıklamasını yaptı.

"Kişinin öncelikle olası olgu tanımına uyması lazım"

Prof. Dr. Akçay, her olguya tarama test uygulanmadığına dikkat çekerek, "Her olguya tabii ki istenmiyor; çünkü kişinin öncelikle olası olgu tanımına uyması lazım. Olası olgu tanımına uyan kişilerde ancak test yapılması gerekiyor. Her vakıf üniversitesi olsun özel hastane olsun bunu yapabilir, oralarda da öğretim üyeleri çalışıyor. Ama özel laboratuvarlarda ‘Ben bunu yapıyorum’ diye bilgiler üretildi. Bunlar onaylanmadı. Yoksa şu anda özel hastane ya da devlet hastanesi gibi ayrım yapmaktansa doğru yapan merkezlerin bakanlık tarafından onaylanması, uygun olan bu." diye konuştu. 

"Haftada en az 2 kez olmak üzere toplanıyoruz"

Bilim Kurulu üyeleri olarak sık sık birbirleriyle iletişim halinde olduklarını belirten Prof. Dr. Akçay, "Haftada en az 2 kez olmak üzere toplanıyoruz. Sayın bakanımız ve bakan yardımcılarımız bu konuda talimatları iletiyorlar, biz de takvimimizi buna göre ayarlayıp, toplanıyoruz. Şu ana kadar da telekonferansla değil; ama kendi iletişim hattımız var onun üzerinde de çalışmalarımızı hızla yürütüyoruz. Yani iletişimsiz olduğumuz saat yok." ifadelerini kullandı.
 

Yorumlar (0)