Şehirdeki yalnızlığın ressamı: Hopper
Onun tablolarından her biri farklı bir hikaye anlatıyor. İşte şehirdeki insanın hayatını anlatan resimleriyle Edward Hopper...
20. yüzyılın ilk yarısında birçok eser veren Amerikalı ressam Edward Hopper, aslında sinemada da etkilerini gösteren film noir (kara film) akımına ilham kaynağı oldu.
Alfred Hitchcock’un ‘Psycho’ ve Bob Rafelson’un ‘Postacı kapıyı iki kez çalar’ filmi bunlardan yalnızca ikisi…
Şehrin içindeki insanın hikayesi
Özelikle ıssız sokak görüntülerini, yalnız insan manzaralarını büyük bir ustalıkla resmetmiştir. Daha önceki yazılarımızın birinde Caspar David Friedrich’in ‘doğanın ressamı’ olarak nitelendirildiğini söylemiştik. Edward Hopper ise ‘şehrin ve onun içinde oradan oraya savrulan insanın doğasını’ tuvale taşıdı. Onun resimlerinde şehrin farklı bölgelerinde, farklı tipten birçok kişinin kendi halleriyle kalışını görürüz.
Yukarıdaki resimde belki de işe gitmek için uyanıp camdan dışarıya bakan kadın kimbilir ne düşlemektedir? Belki koca günü nasıl geçireceğini hesaplıyor bilinmez.
Kendi halinde dört kişi
En ünlü eserlerinden biri olan Nighthawks (Gece Kuşları) isimli tablosunda, gecenin geç bir vaktinde kendi hallerinde oturan iki erkek, bir kadın müşteri ve bir de barmen vardır. Kapıdan içeri girip muhabbetlerine kulak misafiri olmak nasıl olurdu acaba? Konuşuyorlar mı yoksa hepsi kendi iç dünyasında uzaklara mı dalmış!
Tablolarının her biri sanki bir filmin sahneleri gibi! Hepsi cansız ve durağan gibi görünse de bir hikaye anlatacak kadar geniş kapsamlı.
İşte ressamın ünlü tablolarından birkaçı...
Cape Cod Evening
Demiryolu kenarında bir ev
Gas
Geceyarısı bir evin içi
Günün erken saatlerinde bir sokak
New York sineması
Otomat
Boş odada güneş ışığı
Sabah 7
Geceyarısı toplantısı
