Sanatsal bir ruh: Atatürk

Türkiye Cumhuriyeti’ne dair diğer pek çok ilk gibi opera konusunda da cesaretlendirme, ilk adımların öncüsü Mustafa Kemal Atatürk’ten gelmişti.

ÖZEL HABER 10.11.2020, 07:10 10.11.2020, 14:21
Sanatsal bir ruh: Atatürk

Mustafa Kemal’e dair anlatılan anıların çoğunda sanatla olan bağını görmek mümkün. Öğrencilik yıllarından itibaren müziğe ve edebiyata olan ilgisi, bulunduğu kentlerdeki sanat faaliyetlerini mümkün olduğunca takip etme gayreti bunu ispatlar nitelikte. Sanata dair bu vizyonu Türkiye Cumhuriyeti’nin modernleşme sürecinin en önemli ayağına da öncülük etti ve adeta bir lokomotif görevi gördü. 

Sahne sanatları hayatî öneme sahip

Atatürk için sahne sanatları kültürel kalkınmanın ana damarlarından biriydi. Sanatı desteklerken kadınları da hayata katıyordu. İşe tiyatro ile başladı ve Afife Jale Dârülbedâyi’li oldu.

Opera konusunda şimşeklerin çaktığı an ise Bulgaristan’da izlediği ünlü Carmen Operası ile oldu. İlber Ortaylı’nın Milliyet gazetesindeki yazısında aktardığına göre, Bulgaristan’da izlediği operanın ardından kendisine ziyaretinde eşlik eden Bulgar Millet Meclisi üyesi Şakir Zümre Bey’e, “Adamların Balkan Savaşı’nı neden kazandıklarını şimdi anladım.” dedi.

Atatürk’ün Balkan modernleşmesini gözleyerek değerlendirme fırsatı bulduğu Bulgaristan macerası Bulgar literatüründe yer aldı ancak o dönemi Türkiye’de yalnızca Altan Deliorman kaleme aldı. 
Deliorman’ın kaleme aldığı yazısında ise Bulgaristan anıları gerçekten yürek ısıtıcı. Mustafa Kemal’in Bulgaristan’da opera olduğunu duyduğunda şaşkınlığa uğradığını yazan Deliorman opera anılarını ise şöyle derlemiş:

“İlk perde başarıyla oynandı. Alkışlar kesilip on beş dakika ara verildiğinde, kral locasından gelen bir yaver, Türk elçisi Ali Fethi Okyar ile Türk Ataşesi Mustafa Kemal’in kral tarafından davet edildiğini bildirdi. Gittiler. Kral Ferdinand her iki konuğunu da övdükten sonra sordu: ‘Sanatçıları nasıl buldunuz?’

Mustafa Kemal’in daha önce operaya ayıracak pek zamanı olmamıştı. Selanik, Manastır, Dersaadet, Şam dağları, Trablus çölleri, Trakya toprakları, uygulamalar, manevralar, savaşlar…”
Kaleme aldığı anıda, bu anın sonrasında Mustafa Kemal’den hep durgun ve düşünceli olarak bahsediliyor. Nedeni ise aynı imparatorluk çatısı altından ayrılalı henüz üç beş yıl olmasıydı. Farklılık şaşırtıcı geldi.

Mustafa Kemal’in Bulgaristan’da izlediği bu opera, 1934 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin sahnelenen ilk opera eseri olan Özsoy Operası’na hayat veren şey oldu.

İran Şahı Rıza Pehlevi için 1 ayda tamamladılar

Mustafa Kemal, opera konusunda her zaman aklında olan o çalışmaların fitilini 1934 yılında İran Şahı Rıza Pehlevi’nin gelişi şerefine yaktı.

Altan Deliorman, hazırladığı çalışmada Özsoy Opera’sına da yer vermiş. İran şahının karşılama hazırlıkları kapsamında bir gün Münir Hayri Egeli’yi çağıran Mustafa Kemal Atatürk Egeli’ye, “Türklerle İranlılar soyca ve ekince kardeştirler. Salt mezhep savaşı yüzünden birbirinden ayrılmış olan bu iki kardeşin aslında bir olduğunu gösteren bir oyun yaz ve bunu opera halinde oynatalım dedi.”

Şahın Türkiye’ye gelmesine yaklaşık bir ay vardı. Nimet Vahit ve Ahmet Adnan Saygun yoldan döndürülerek Ankara’ya getirildiler ve derhal çalışmalar başladı. Geceli gündüzlü yapılan çalışmanın ardından “Özsoy Operası” 20 gün içinde tamamlandı. Librettosunun yazımına düşünceleriyle yön veren Mustafa Kemal, Özsoy Operası’yla İran Şahı Rıza Pehlevi’ye “dostluk ve kardeşlik mesajı” vermiş oldu.

Şehnâme’den esinlenildi

Firdevsî‘nin Şehnâme eserinden esinlenilerek oluşturulan opera 3 perde ve 12 tablodan oluşuyordu. Özsoy Opera’sını Münir Hayri Egeli yazdı, Ahmet Adnan Saygun besteledi.
Türkiye-İran dostluğunu masalsı ögelerle hatta destansı şekilde anlatan bu opera Mustafa Kemal Atatürk’ün sanat sevgisine ve diplomatik zarafetine bir kanıt gibi. Konuğuna vermek istediği dostluk ve kardeşlik mesajını kürsüde yapacağı konuşmayla da verebilecekken, hazırlanan operayla hem Türkiye Cumhuriyeti sanat tarihinde, hem de İran Şahı Rıza Pehlevi ve İran’da derin bir iz bıraktı.

Ulu öndere saygı ve özlemle…

Yorumlar (0)