Nelson Mandela: Irkçılıkla mücadelenin sembolü!

Irk ayrımcılığına karşı mücadelesiyle bütün dünyada simge haline gelen Nelson Mandela kimdir? Irkçılığa karşı mücadele etmiştir? Hangi kampanyaları yürütmüştür? Güney Afrika'nın ilk siyahi devlet başkanı olan Mandela'nın yaşam öyküsü haberimizde...

ÖZEL HABER 05.09.2019, 15:22 05.09.2019, 16:21
Nelson Mandela: Irkçılıkla mücadelenin sembolü!

Dünyanın en saygı duyulan devlet adamlarından biri olan Nelson Mandela, Güney Afrika'da ırk ayrımcılığına dayalı rejimi (apartheid) yıkarak yerine tüm ırkların eşit şekilde temsil edildiği bir demokrasi getirmek için verilen mücadeleye liderlik etti. Mandela, 27 yıl hapis yattıktan sonra Güney Afrika'nın seçimle iktidara gelen ilk siyahi başkanı oldu.

Nelson Mandela, 18 Temmuz 1918'de Güney Afrika'nın Doğu Cape eyaletinde küçük bir köyde dünyaya geldi. Dedesi Thembu aşiretinin kralı, babası ise kabile şefiydi. Aşirette 'Madiba' takma adı ile çağrılıyordu. Annesinin Hristiyan Metodist mezhebine bağlı olması nedeniyle Metodist yatılı okullarda okudu. Daha sonra Güney Afrika'da siyahilerin öğrenim görebildiği tek üniversitede hukuk eğitimi aldı.

Yerli halkın beyazlara karşı hak mücadelesini savunan Afrika Ulusal Kongresi'ne (ANC) ilk defa 25 yaşındayken ve eylemci olarak 1943 yılında katıldı. Daha sonra ANC Gençlik Kolu'nu kurdu ve başkanlığını yürüttü. 

İlk eşi Evelyn Mase ile 1944 yılında evlendi. Bu evlilikten 3 çocuk sahibi olan çift, 1957 yılında boşandı. 

Irk ayrımcılığı sistemine karşı kampanya yürütüldü

Nelson Mandela, öğrenimini tamamladıktan sonra ilk avukatlık bürosunu, ortağı Oliver Tambo ile birlikte 1952 yılında Johannesburg'da açtı. 

1950'li yıllara gelindiğinde ırk ayrımcılığı etkisini göstermeye başladı. Afrika Ulusal Kongresi'nde etkin rol almaya başlayan Mandela, daha militanca bir örgütlenmeyi savundu. Birçok kez tutuklandı ve siyasi faaliyetlerde bulunması yasaklandı. Beyazların ve siyahilerin birlikte yaşadığı bir Güney Afrika hayalini paylaşan komunist beyazlarla yakınlaştı. 

Mandela ve ortağı Oliver Tambo, siyahi çoğunluğu baskı altında tutan ve beyazların kurduğu Ulusal Parti'nin uygulamaya başladığı ırk ayrımcılığı (apartheid) sistemine karşı kampanya yürüttüler. Mandela, 1956'da 155 eylemciyle birlikte ağır düzeyde vatana ihanetle suçlandı ancak hakkındaki suçlamalar, 4 yıl süren duruşmaların ardından düşürüldü. 

Sharpeville katliamı: 69 siyahi polis katledildi!

Irk ayrımcılığına karşı direniş, her geçen gün büyüdü. Özellikle de siyahilerin nerede yaşayıp nerede çalışacaklarını kısıtlayan yasalara karşı tepkiler arttı.

Nelson Mandela, 1958 yılında Winnie Madikizela ile evlendi. Fakat Afrika Ulusal Kongresi'nin 1960 yılında yasa dışı ilan edilmesinin ardından diğer parti üyeleriyle birlikte saklanmak zorunda kaldı. 

Irk ayrımcılığı giderek daha fazla hissediliyordu. 1960 yılında 69 siyahinin polis tarafından öldürüldüğü Sharpeville katliamı, bir dönüm noktası oldu. Bu olay, barışçı direnişin de sonunu getirdi. O dönemde Afrika Ulusal Kongresi'nin başkan yardımcılığı görevini yürüten Mandela, ordu ve hükümet hedeflerine karşı silahlı mücadele başlattı. Afrika Ulusal Kongresi'nin silahlı kanadını kuran Mandela, bir süre sonra hükümeti devirmeye ve halkı kışkırtmaya çalışmakla suçlanarak tutuklandı ve hapse atıldı.

Demokratik ve özgür bir toplum ideali

Afrika Ulusal Kongresi'nin 10 üyesi, 'ırk ayrımı güden rejimi yıkmak' amacıyla yaptıkları eylemler nedeniyle yargılanıyordu. Nelson Mandela, meşhur Rivonia davası sırasında kendi savunmasını yaparken, demokrasi, özgürlük ve eşitlik hususundaki fikirlerini şöyle dile getirdi:

"Ben, tüm insanların uyum ve eşit fırsatlara sahip şekilde beraberce yaşadığı, demokratik ve özgür bir toplum idealini benimsedim. Bu, uğrunda yaşamak ve ulaşmak istediğim bir idealdir. Ama gerektiğinde bunun uğrunda ölürüm de." 

Mandela, 1964 yılında 46 yaşındayken ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Pollsmoor Hapishanesi'ne nakledilene kadar Cape Town açıklarındaki Robben adasında tam 18 yıl yaşadı. Mandela ve diğer Afrika Ulusal Kongresi liderleri ya hapiste ya da sürgündeydi. Fakat Güney Afrika'da direniş son bulmadı. Yüzlerce insan öldürüldü, binlerce kişi yaralandı. Fakat Mandela, hapiste olmasına rağmen direnişin sembolü olarak ön plana çıktı.

Irk ayrımcılığına karşı ilk yaptırım!

Nelson Mandela'nın hapsedildiği Robben Adası, adeta bir eğitim merkezi oldu. Mandela, mahkûmların oluşturduğu politik eğitim sınıflarının başındaydı. Bu sırada sürgünde olan eski ortağı Tambo, 1980'de Mandela'nın serbest bırakılması için uluslararası bir kampanya başlatmıştı. Uluslararası toplum, Güney Afrika'da ırk ayrımcılığı güden rejime karşı ilk defa 1967 yılında yaptırım uyguladı. 

Baskılar, 1990'da sonuç verdi ve Güney Afrika hükümeti, iş birliği yapabileceği tek siyahi liderin Nelson Mandela olduğunu anladı.

Silahlı mücadele askıya alındı

Dönemin Güney Afrika Devlet Başkanı F.W. de Klerk, Avrupa Ulusal Kongresi'ne konan siyaset yasağını kaldırdı. Nelson Mandela, serbest bırakıldı ve Güney Afrika'da tüm ırkları temsil eden bir demokrasi kurulması için görüşmeler başladı.

Mandela ve Avrupa Ulusal Kongresi liderleri, silahlı mücadeleyi askıya aldıklarını açıkladı. 1992 yılında Mandela, adam kaçırma ve ikinci derece fiili saldırıda bulunmakla suçlanan ikinci eşi Winnie'den boşandı. 

İlk siyahi devlet başkanı

Nelson Mandela ve F.W. de Klerk, 1993 yılının aralık ayında Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü. Bundan 5 ay sonra Güney Afrika tarihinde ilk defa tüm ırklardan adayların katıldığı demokratik seçimler düzenlendi ve Mandela ezici çoğunlukla devlet başkanlığına seçildi. 

Mandela'yı özel kılan şey ise ırk ayrımı güden eski yönetime karşı kırgın veya buruk ifadeler kullanmamasıydı. Bu tutuma nasıl sahip olduğunu şu sözlerle anlatıyordu:

"Eğer onları affetmezsek, kırgın ve intikam duyguları hep var olacaktır. Biz ise geçmişi unutalım, şimdiye ve geleceğe bakalım ama geçmişte yaşanan acımasızlıkların da bir daha yaşanmasına asla izin vermeyelim diyoruz."

Güney Afrika'nın yeni imajı için çalıştı

Nelson Mandela'nın devlet başkanlığı döneminde en büyük sorun, yoksullar için konut yetersizliği ve büyük şehirlerde yaygın olan gecekondu mahalleleriyle baş edilememesiydi.

Mandela, 80. doğum gününde Graca Machel ile üçüncü evliliğini yaptı.

Hükümet işlerinde sorumluluğu yardımcısı Thabo Mbeki'ye bırakan Mandela, daha sembolik roller üstlenmeye başladı ve uluslararası ortamda Güney Afrika'nın yeni imajının inşasına ağırlık verdi. Bu bağlamda ülkedeki çok uluslu dev şirketleri, yatırımlarını sürdürmeleri için ikna etti. 89. doğum gününde de dünyanın en zor sorunlarının çözümünde danışmanlık yapacak 'Akil Adamlar' grubunu kurdu.

"AIDS, normal bir hastalık"

Nelson Mandela'nın son yıllardaki en dikkate değer kampanyası, oğlu Makgatho'nun 1995 yılındaki ölümünden sonra oldu.

AIDS salgını konusundaki tabuların hala hakim olduğu ülkede oğlunun AIDS'den öldüğünü açıklayan Mandela, Güney Afrikalıları AIDS'in 'normal bir hastalık olduğunu kabullenmeye ve bu hastalığı konuşabilmeye' çağırdı.

Mandela, 2011 yılının ocak ayında ciddi bir göğüs enfeksiyonu geçirdi. Bir yıl sonra da karın bölgesindeki rahatsızlıkla bağlantılı olarak kontrolden geçti.

2012'nin sonlarında yine hastaneye kaldırılan Mandela, 5 Aralık 2013 tarihinde hayatını kaybetti. 

Nelson Mandela'nın ilham kaynağı olan sözleri...

  • Dünyayı değiştirmek için kullanabileceğiniz en güçlü silah eğitimdir.
  • Hayattaki en büyük zafer hiçbir zaman düşmemekte değil, her düştüğünde ayağa kalkmakta yatar.
  • Bağımsız zihinleri olan dostları severim, zira sizin sorunları bütün açılardan görmenizi sağlarlar.
  • Özgür olmak, sadece birisinin zincirlerini kırması değildir ancak başkalarının özgürlüğünü artırmak ve başkalarının özgürlüğüne saygı duyacak şekilde yaşamaktır.
  • Kadınlar bütün baskı ve zulüm zincirlerinden kurtulmadıkça özgürlükten bahsedilemez.
  • Önemli olan derinin rengi değil, değerlerinin rengidir.
  • Beni özgürlüğe kavuşturacak kapıdan geçerken, öfkeyi ve nefreti geride bırakmazsam, hapiste kalmaya devam edeceğimi biliyordum.
  • İyi bir lider her iki tarafa da yakın olmak zorundadır. Kibirli, yüzeysel ve bilgisiz liderler, yönetim konusunda başarısız kalırlar.
  • Düşmanınla barış yapmak istiyorsan, onunla beraber çalışmalısın. Sonra arkadaş olacaktır.
  • Büyük bir tepeyi aştığında insanın bulacağı şey, daha aşılacak çok tepelerin olduğudur.
Yorumlar (0)