Latin Amerika'daki problem serbest piyasa mı?

Şili ve Arjantin'deki problemlerin ardından neoliberalizm gerçekten Nicolas Maduro'nun iddia ettiği gibi "her kötülüğün başı" mı? Bunu sizler için değerlendirdik.

ÖZEL HABER 02.11.2019, 16:07 08.11.2019, 18:19
Latin Amerika'daki problem serbest piyasa mı?

Latin Amerika’daki serbest piyasa savunucuları için Ekim çok kötü bir aydı. Serbest piyasacıların bölgedeki favori ekonomisi olan Şili'de, Santiago metrosundaki zamma karşı protesto gösterileri ufak çaplı ayaklanmalara neden oldu ve ardından eşitsizlik ile beraber yetersiz kamu hizmetlerine karşı 1,2 milyon kişilik bir yürüyüş haline geldi. Protestoların şiddetini artırmasıyla, merkez sağ çizgideki Cumhurbaşkanı Sebastian Pinera bazı yetkilileri görevden alarak reform sözü verdi. Arjantin'de seçmenler ticareti destekleyen Başkan Mauricio Macri'yi görevden aldı ve Macri'nin yerine popülist ve milliyetçi çizgiden güçlü bir devleti güçlü pazarlara tercih eden Alberto Fernandez'i seçtiler.

Her iki ülke de siyasetçi ve uzmanlar talep ederek “neoliberal” hükümetlere karşı çıkıyor. Venezuela’nın sosyalist diktatörü Nicolas Maduro sosyal medya hesabından neoliberalizmin eşitsizliğin kaynağı olduğunu söyledi ve tweetler paylaşarak, Arjantin’in “kahramanları” ve Şili’nin “soyluları” için övgüler yağdırdı. 

Şili aslında başarı öyküsü

Ancak, her ne kadar Şili'deki protestolar ekonomik kaynaklı olsa da Maduro'nun söylediklerine şüpheyle yaklaşılıyor. Çünkü kusurlarına rağmen, Şili bir başarı öyküsü olarak görülüyor. IMF raporuna göre kişi başına millî gelirin 27,542 dolar olduğu Şili, bu alanda Avrupalı Portekiz ve Yunanistan'ın önünde.

1990’daki diktatörlüğün sona ermesinden bu yana Şili’nin yoksulluk oranı yüzde 40’tan yüzde 10’a düştü. 1990'da yüzde 26 olan enflasyon sürekli olarak düşük seyrediyor ve kamu maliyesi iyi yönetiliyor.

Arjantin başarısız ama...

Öte yandan, Arjantin'de bir başarısızlık söz konusu. Ancak uzmanlar bunun Maduro'nun ifade ettiği nedenden ötürü değil, ekonomideki durgunluktan, enflasyonun yüzde 50'nin, yoksulluk oranının ise yüzde 35'in üzerinde olmasından kaynaklı olduğunu ifade ediyorlar. 

Arjantin'deki bu durumun eski Başkan Macri’nin “neoliberal” politikalarının neden olmadığını söyleyen ekonomistler, Macri'nin 2015 yılında hâlihazırda ekonomik bir karışıklık miras alarak, taktik ve zamanlama hataları yaptığını vurguluyorlar. Ancak, altta yatan problemler, büyük ölçüde tekrarlanan temerrütlere, döviz krizlerine ve yüksek enflasyona yol açan Peronist milliyetçi hükûmetler tarafından yıllarca süren yanlış yönetimden kaynaklanmakta olduğu düşüncesi hakim. 1970'lerde gayrisafi millî hasılası Şili'den neredeyse dört kat daha fazla olan Arjantin şimdi çok çok daha fakir.

Şili'de halk rahatsız

1970'lerde Chicago Üniversitesi'nde yetişen ekonomistler tarafından hazırlanan Şili modeli, küçük bir devlet ve vatandaşların kendi eğitim ve refahlarını sağlamada büyük bir rol oynamasını istedi. Bu durum değişti. Artık, yoksul öğrenciler için daha fazla para var, ancak Şilililer hâlâ devletin gerekli hizmeti sağlamadığını hissediyor. Şilililer emekli olabilmek için kendileri para biriktiriyor fakat birçoğu emeklilik sağlayacak kadar uzun süre para biriktiremediğini söylüyor. Devletin sunduğu sağlık hizmetleri yetersiz, bu nedenle insanlar sağlıkları için ekstra para ödemek zorunda kalıyor. Üniversiteye erişim genişledi, ancak öğrenciler en iyi işlerin iyi aile bağlantılarına sahip olanlara gittiğini ifade ediyor.

Gelir eşitsizliği hat safhada

Şili'de zenginlerden de az vergi alınıyor. Durumu bir nebze olsa da düzeltmek için oligopoller, ilaçlardan hayvancılığa kadar endüstrideki fiyatları sabitlemek için bir araya geldi. Gelir eşitsizliği bölgesel ortalamanın altında, ancak zengin ülke standartlarına göre yüksek. Aşağıdaki tabloda "1" tamamen adaletsiz bir dağılımı temsil ederken "0" değeri tamamen adaletli bir gelir dağılımını gösteriyor:

Pinera mesajı almıştı

Protestolar kapsamında "Mesajı aldık" diyen Şili lideri Sebastian Pinera, sağlıklı bir kamu politikasıyla bu problemlerle başa çıkabilir. Pinera, ilk başta emekli maaşlarına daha fazla harcamayı planladı fakat bu protestoları durdurmadı. Sonrasında devletin yüksek ücretli tıbbî tedavilerde yardım sağlayacağını ve planlanan elektrik zammının iptal edildiğini duyurdu, Pinera ayrıca çok kazananlar üzerindeki vergi artışlarını da taahhüt etti. Hükûmet, mevcut orandan beş puan daha yüksek olan yüzde 40'lık yeni bir gelir vergisi dilimi oluşturmayı hedefliyor. Bunlar dışında, Şili'de oligopollerin tekelleri yıkarak reformu ileri taşıması gerekiyor. Şilililer daha ucuza, daha hızlı sağlık hizmetlerine ve daha iyi okullara ihtiyaç duyuyorlar. 

Arjantin'de kriz büyüyebilir

Arjantin’de ekonomik bir krizle karşı karşıya olan Alberto Fernandez'in görevi daha zor gözüküyor. Fernandez, borçları yeniden müzakere etmek, sıkı bir maliye politikası sürdürmek ve pesoya olan güveni yeniden sağlamak zorunda kalacak. Şili'nin aksine Fernandez, kamu harcamalarını artırarak içinde bulunulan durumdan çıkamayacak çünkü Şili’deki yüzde 25’le karşılaştırıldığında, Arjantin'de GSYİH’nın yüzde 40’ından fazlası zaten kamu harcamalarına gidiyor.

Uzun vadede, Arjantin'in daha küçük bir devlete ve daha rekabetçi bir özel sektöre ihtiyacı olacak. Pinera, Şili'yi düzeltirken, Fernandez, Pinera'yı örnek alabilir.

Habernediyor.com / Turgut Başer 

Yorumlar (0)