İnternet devleri ideolojileri yıkmayı hedefliyor!

İnternet sadece gelişen bir teknoloji değil, bir fikir olarak ortaya atıldı. İnsan hakları, ifade özgürlüğü ve serbest ticaretle ilgili bir fikrin projelendirilmesiydi. Bugün bu fikirlerin tümü “açık toplum” yaratma gibi söylemlerle internet devleri tarafından somutlaştırılıyor.

ÖZEL HABER 03.11.2019, 13:12 08.11.2019, 13:47
İnternet devleri ideolojileri yıkmayı hedefliyor!

Bundan tam 50 yıl önce California Üniversitesi ilk e-postasını gönderdi. O dönemde uzyazar olarak bilinen, elektronik daktilolar aracılığıyla Arpanet-“Gelişmiş Araştırma Projeleri Daire Ağı” adlı sistemle mesaj göndermek nadir ortamlarda kullanılma fırsatı olsa da mümkündü.

( 50 yıl önce Arpanet için kullanılan uzyazar)

Birleşik Devletler Savunma Bakanlığı bünyesine bağlı olan dünyanın ilk paket dağıtımı ve evrensel İnternet’in öncüsü olduğu bilinen Arpanet, Arpa-“Gelişmiş Savunma Araştırmaları Projeleri Birimi” tarafından geliştirildi.

Arpanet kullanılarak atılan ilk e-postada “giriş yap” anlamına gelen “login” yazmak amaçlanmıştı fakat yazının sadece “lo” kısmı iletilmişti.

O dönemde internet, küreselleşmenin somutlaştırılmış halini temsil ediyordu. Güçlü devletlerin kontrolüne karşı en büyük tehdit olabilecek, ulusların da ötesine geçecek bir kamusal alan, sanal bir dünya tehdidi düşünülüyordu.

Siber Alem Bağımsızlık Bildirgesi - Davos 1996

( George Soros'un da katıldığı, "Siber Alem Bağımsızlık Bildirgesinin" duyurulduğu 1996 tarihli Davos Zirvesi'nden bir fotoğraf)

8 Şubat 1996 tarihinde gerçekleşen Davos Zirvesi’nde sunulan, internetin öncüsü olarak bilinen siber haklar aktivisti John Perry Barlow’un kaleme aldığı “Siber Alem Bağımsızlık Bildirgesi” adlı makalede, “Endüstriyel dünyanın hükümetleri, siz etten ve çelikten yapılmış yorgun devler, ben siber alemden, zihnin yeni evinden geliyorum. Geleceğin temsilcisi olarak, geçmişte kalan sizlerden, bizi rahat bırakmanızı istiyorum. Aramıza hoş gelmediniz. Bir araya geldiğimiz bu âlemde artık sizin hiçbir egemenliğiniz yok.” ifadeleri yer alıyor.

( Siber Alem Bağımsızlık bildirgesini yazan John Perry Barlow)

"Açık toplum teorisini" kurumsallaştıran Macar ve Yahudi asıllı Amerikalı finans spekülatörü ve liberal girişimci George Soros o yıllarda İngiltere'yi ekonomik krizden çıkaran modeliyle ünlüydü ve "Siber Alem Bağımsızlık Bildirgesinin" o süreçte açıklanması da bugünkü sosyal medya platformlarının CEO'larının söylemlerinde de "açık topluma" kuvvetli bir şekilde değinildiği göz önüne alındığında "Siber Alem Bağımsızlık Bildirgesinin", George Soros'unda katıldığı Davos 1996'da duyurulması oldukça manidar görünüyor.

( George Soros)

Bugün sadece 200 milyar e-postanın alıcılarına ulaştığı dünyada, dijitalleşmenin hızlı bir şekilde kurumsallaşmasıyla, ilgili kanunlar yeni yeni dikkate alınmaya başladı. Karşılaşılan problemler karşısında vaka odaklı çalışıldı. İnternette denetim, sürekli genişleyen bu dev internet ağının karşısında yavaş yavaş ve hantal olduğunu hissettirdi.

İnternet teknolojisinin süper güçleri haline gelen arama motorları, sosyal medya platformları, siyasî propaganda argümanları sunan, propagandaları yapay zekâ yordamıyla manipüle eden veya iş dünyasının yönlendiricisi ve manipüle edicisi haline geldi.

Facebook ve Instagram siyasî propaganda yapıyor

( Mark Zuckerberg'in Georgetown Üniversitesinde "açık bir toplum" amaçladığını söylediği kürsüsü)

Facebook’un Cambridge Analytica adlı veri danışmanlığı firmasıyla ortak bir şekilde yürütülen Trump’ın seçilmesi sürecinde ABD’li Facebook kullanıcılarını yapay zekâ ile manipüle edilmesi tartışmaları, bu konuda verilen cezâlar; yine aynı sosyal medya platformunun Brexit’in referandum kampanyalarında Facebook kullanan İngiliz vatandaşlarını manipüle etmesi tartışmaları ve verilen cezâlar; Mark Zuckerberg’in geçtiğimiz ay Georgtown Üniversitesi’nde alenen Çin’de yasaklı olan Facebook ve Instagram’ı, Çin’de kullanıma sunmak istemesi, Bilim Felsefecisi Karl Popper’ın ilk olarak tartıştığı ve George Soros’un küreselleştirdiği kavram olan “açık toplumun” amaçlandığını söyleyerek neo-liberalizmin Zuckerberg söylemleriyle dijitalleştirilmesi ya da dijitalleşmenin ulus-üstü bir hale getirilmek istenmesi veya Zuckerberg’in Irak Savaşının olduğu dönemde Facebook’un varolması durumunda savaşın gerçekleşmeyeceğini söylemesi de Siber Haklar Aktivisti John Perry Barlow’un sözlerini destekler nitelikte oluyor.

Twitter’ın siyasî içerikli ilan ve reklamları yasakladı

( Twitter CEO'su Jack Dorsey)

Twitter CEO’su Jack Dorsey, geçtiğimiz günlerde 22 Kasım itibariyle siyasî içerikli ilan ve reklamları sosyal medya platformunda kaldırıldığını açıklamıştı. Dorsey, “Dünya genelinde Twitter’da siyasî ilanlara son verme kararı aldık. Siyasi mesaj gönderme ayrıcalığının satın alınan bir hak değil, kazanılması gereken bir durum olduğuna inanıyoruz” dedi ve bunu dedikten sonra Twitter hisseleri yüzde 1,9 oranında değer kaybetti.

Google’a rekabeti engelleme iddiasıyla açılan davalar

( Google antitröst-"rekabet ihlâlleri" ile ilgili betimleyici görsel)

Yine aynı şekilde, internet devi Google’ın ABD’de karşı karşıya geldi antitröst-“rekabet ihlâli” davaları sürüyor. Davalarda Google’ın kendi satın aldığı ya da anlaştığı firmaları aramalarda üste çıkardığı, internet kullanıcılarını manipüle ettiği gibi birçok iddia bulunuyor. Siber-saldırının faillerinin konumu ve kim oldukları belirlenemedi.

Gürcistan adalet bakanlığının önemli verileri çalındı

( Gürcistan'ın eski kaçak Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili'nin hacklenen internet sitelerindeki fotoğrafı)

Geçtiğimiz hafta, Gürcistan resmî devlet daireleri, resmî televizyon kanalları geniş çaplı hacker saldırısına uğraşmıştı ve internet sitelerinin tümünde Gürcistan’ın kaçak olan eski Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili’nin fotoğrafı vardı ve fotoğrafın üst kısmında İngilizce “I’ll be back”, “Geri döneceğim” yazıyordu. Siber saldırılarda aynı zamanda birçok veri, adalet bakanlığının önemli dosyaları da ele geçirildi. Siber-saldırının faillerinin konumu ve kim oldukları belirlenemedi.

Airbus’a düzenlenen siber-saldırılarla önemli askerî veriler çalındı

( Tüm teknik bilgileri hack yöntemleriyle çalınan askerî kargo uçağı A400M'den bir fotoğraf)

Eylül ayının son günlerinde, havacılık ve uzay şirketi Airbus’ın NATO’da görev yapan A400M kargo uçağının ve uçak motoru üretecisi Rolls-Royce’un teknik bilgileri çalındı ve NATO ülkelerin savunmasında krize neden olabilecek bu siber-saldırının faillerinin konumu ve kim oldukları belirlenemedi.

Ya da dünyanın en kuvvetli dijital propaganda aracı haline gelen, herkesin editör olabileceği özgür ansiklopedi sloganlı Vikipedi’nin konu içerikleri için editör savaşları sürüyor. Açık kaynak sağlayan ve herkese derleme ve düzenleme şansı veren internet sitesinde, girilen bilgilerle birçok çıkarın çatışmasından dolayı editörler arasında oylama çoğunluğu kazanma savaşları veriliyor. Vikipedinin propaganda ve dezanformasyonun en önemli araçlarından birisi haline geldiği aktarılıyor, hatta bu propaganda üstünlüğü, Yahudi ülküsü manasına gelen “Siyonizm” malzemesi haline geldiği, bunun için İsrail’de “içerik yönetimi” derslerinin verildiği, “Yesha Konseyi” adında propaganda ajansının olduğu da biliniyor.

( Çin ile Hong Kong arasında geçen Vikipedi Editör savaşlarını betimleyen fotoğraf)

Dijital platformlarının yönlendiriciliği, manipüle ediciliği veya gizli verilerin çalınmasının dışında da görünmeyen risk “dijital nasyonalizmin interneti Balkanlaştırması” şu an tartışmaların odağı oluyor.

İlk balkanlaşma-“balkanizasyon” tabiri 90’larda ortaya atıldı. Balkandaki etnik çatışmaların birbirini tetikleyerek bütünlüklerini bozup, sistemin alt birimlerine bölünmesi ve bu sürecinde şiddetli çatışmalar sürdüğünü anlatmak için kullanılıyor. Dönemin sosyal bilimcileri balkan tabirini bu dönemle ortadan kaldırıp, yerine “kuzey-doğu Avrupa ülkeleri” tabirini kullandı.

Slipternet-“bölücü ve parçalayıcı internet” olarak da adlandırılan “dijital nasyonalizmin interneti Balkanlaştırması( siber balkanizasyon)” tabiri internetin toplumlara ve devlet yönetimlerine getireceği en büyük riski olarak görünüyor. İnternetin balkanlaştırılıp; insanlığı istikrarsizleştirerek, uyumsuz, uzlaşamaz hale getireceği ve felaketlerin ortasına atacağı üzerine duruluyor. İnternet balkanizasyonu tabiri burada internetin herhangi bütünlük addeden bir konunun, “din, siyaset, milliyetçilik vb” gibi kavramların bozulmasına, birçok sembol ve ritüeli ortadan kalkmasına neden olacağı konusuna odaklanıyor.

Wikileaks belgelerinin sızmasından sonra büyük bütçeli önlemler önerildi

( Eski ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı ve eski Ulusal Güvenlik Dairesi çalışanı Edward Snowden)

Wikileaks belgelerinin ele geçirilip kamuoyuna sızdırılmasında öncü olan Edward Snowden’ın ABD casusluğu konusundan yola çıkarak Brezilya, mevcut internet altyapısının güvensizliğini öne sürerek, AB’nin resmi makamlarıyla yapılacak iletişim için deniz dibinden geçecek yeni bir hat kurma fikrini dile getirdi. Ancak bu fikrin getireceği bütçe, hızla genişleyen ve derinleşen internet teknolojilerinin hızla getireceği yeni tehditlerin hızının yanında oldukça yavaş kalacağı düşünülüyor.

“Açık bir toplum” fikri ve balkanlaştırma

İnternet sadece bir teknoloji ya da küreselleşme motoru manasına gelmiyor. Özünde bir fikirdi. Ortaya atılırken insan hakları, ifade özgürlüğü ve serbest ticaretle de anılıyordu. Bugün bu ifadelerin tümü internet devlerinin ortak paydası haline geldi ve “açık bir toplum” amaçlama gibi tüm modern ideoloji ve politikaların yıkacak bir Balkanlaştırma milliyetçiliği mevzu oluyor.

Habernediyor.com / Safa Kaçar

Yorumlar (0)