Geçmişteki korkularımız tekrar nüksedebilir

Geçmişte yaşadığımız kötü anıları ansızın tekrardan depreştirebilecek bir grup beyin hücresi keşfedildi. Anksiyete, fobi ve travma sonrası stres bozukluğu...

ÖZEL HABER 20.04.2019, 14:34 22.04.2019, 13:14
Geçmişteki korkularımız tekrar nüksedebilir

Günümüz bilim insanları, yapılan araştırmalarda geçmişte yaşadığımız kötü anıları ansızın tekrardan depreştirebilecek bir grup beyin hücresine rastladı. Elde edilen bu yeni bulguların ışığında doktorlar anksiyete, fobi ve travma sonrası stres bozukluğu gibi rahatsızlıkların tedavisinde ne zaman ve nasıl hareket edilmesi gerektiği hususunda daha emin adımlar atabilir.

Nature Neuroscience dergisinde, araştırmacıların “ölen beyin hücreleri” olarak da tanımladığı bu nöronların korku dolu anıları aktif haldeyken bastırabildiği, pasif durumda iken ise tekrardan geri döndürebildiği bilgisine yer verildi.

Korkular gün yüzüne tekrar nasıl çıkar?

Aslında bilim insanları zaten, geride bıraktığımız anıların beklenmedik bir zamanda aniden tekrardan ortaya çıktığını, medikal bağlamda “spontan düzelme” olarak nüksettiğini zaten biliyorlardı. Fakat bilmedikleri şey, böyle bir gerçeğin neden yaşandığıydı.

Austin’de yer alan Teksas Üniversitesi’nde nörolog olarak görev yapan Michael Drew, geçmişte yaşanan korkuların sürekli olarak nüksedebildiğini fakat bunun nasıl gerçekleştiği konusunda henüz yeterli bilgiye sahip olmadıklarını belirtti.

Ardından Drew sözlerine şunları ekledi: “Bu tür çalışmalar anksiyete, TSSR (travma sonrası stres bozukluğu) gibi rahatsızlıkların altında yatan potansiyel sebeplerin tam olarak neler olabileceği hususunda birçok detayı görmememize imkan sağlayacak.”

Korku ve hafıza arasındaki ilişki nedir?

Drew ve ekibini hayrete düşüren diğer bir nokta ise, korku dolu anıları kontrol altına alan beyin hücrelerinin hipokampüste gizlendiği gerçeği oldu. Oysa ki, bilim insanları geçmişten bugüne korkuyu beynin amigdala bölümü ile ilişkilendiriyordu.

Hafızamızın birçok işlevinden ve mekansal haritasından sorumlu hipokampüs, görünen o ki, sahip olduğu işlevlerinden de faydalanarak korkuyu kendi hamurunda yoğurabiliyor. Korku dolu anıları, olayın yaşandığı mekanla bağdaştırması gibi...

Anksiyete ve stres bozukluğunda daha emin adımlar atılabilir

Bu yeni buluş, korku-temelli rahatsızlıkların tedavisinin ve ‘maruz bırakma terapisinin’ neden bazen işe yaramadığını tespit edebilir. Maruz bırakma terapisi, hastanın geçmişte yaşanan korkuları geride bırakarak, güven veren yeni anılar edinmesini amaçlar.

Örneğin, örümcek tarafından ısırılan bir kişi eğer örümceklere karşı korku beslemeye başlarsa, maruz bırakma terapisi kapsamında kişinin üzerinde zararsız bir örümcek gezdirme gibi bir tedavi yöntemi uygulanabilir. Eskiden korku olarak nüfuz eden bu anılar kişi tarafından bundan böyle güvenli olarak adledilir, medikal bağlamda ise “ölen sinir hücreleri” olarak adlandırılır.

Drew, “Ölen veya diğer bir tabirle, ömrü tükenen sinir hücreleri, içerisinde korku barındıran anıları yok etmez, bunun yerine korkunun kaynağını  dizginleyen yeni bir hafıza meydana getirir” dedi.

“Yürüttüğümüz çalışma gösteriyor ki, hipokampüs hem korku dolu hem de güven veren hislerin yer aldığı bir hafıza haritası üretebiliyor. Diğer bir deyişle, bu hipokampal harita, korkunun bastırılıp bastırılmadığını belirleyebiliyor.

‘Korku bastırılabilir’ adlı deney

Araştırma süresince bir de deney yürütüldü. Yapılan deneyde Drew ve ekibi kutunun bir tanesine fare koydu, ardından zarar vermeyen bir şok aletiyle fareyi korkutmayı denediler. Sonrasında, fare korktuğunu gösteren davranışlarda bulundu.

Bunun üzerine, deneyi sürdüren ekip belli bir aradan sonra fareyi bu sefer şok aleti kullanmadan tekrardan kutuya koydu. Birkaç kez daha şok aletine gerek kalmadan aynı işlem tekrarlandıktan sonra farenin korkusunu yendiği tespit edildi.

Böylece, bilim adamlarının güven veren anıları dizginleyerek suni yollardan korkuyu aktif hale getirmeyi başardığını, bunu gerçekleştirirken ömrü tükenen nöronların optogenetik adı verilen bir araçla aynı bir düğme gibi açıp kapatabildiğini ifade edebiliriz.

Yorumlar (0)