Facebook dünyanın seceresini topluyor!

Haberimiz teknolojik gelişimin insan yaşamını da geliştirdiği gibi bir savla işlenmiyor. İnsana konu olan teknolojinin, teknolojiye konu olan insana dönüşmesini, insanın dijitalleştirilmesini anlatıyor.

ÖZEL HABER 12.11.2019, 13:25 12.11.2019, 14:32
Facebook dünyanın seceresini topluyor!

Günümüzde Facebook gibi sosyal medya platformları, tıpkı çocukluğunu 90’larda geçirmiş birinin o yıllarda izlediği çizgi filmlerin yetişkinler tarafından ciddiye alınmaması ya da eleştirilmesi gibi bir benzer durumla karşı karşıya kalıyor. Çocukluğuna o yıllarda geçiren birisi şimdi yaşını 30’lara dayamışken halen o çizgi filmleri benzer duygularla izleyebiliyor, belki farklı bir şuurla izliyor fakat yine de gözlerinde geçmişi gösteren sahnelerin canlanıyor olması kuvvet ihtimal, sonuçta çocukluğuna atfeden bir nostaljik durum söz konusu hale geliyor.

Modülerleşme-“tersine mühendislik”


 

Teknolojinin insan yaşamına bu derece güçlü bir şekilde işlemesi; aslında uygarlık tarihinin insanı işleyişinde bir paradigma olarak yorumlanabilir, bu doğru ancak teknolojinin hiçbir zaman olmadığı kadar insan yaşamına girmesi; var olan bütün mühendislik metotlarının farklı amaçlarla işlenerek sürekli bir “yeniliğe” sebep olması; mühendislik teknolojilerinin yeni fikirler açma üzere modülerleşmesi; “tersine mühendislik” gibi bir kavramla vücut buluyor. Bu da teknolojinin, insan yaşamının her alanına kolayca uygulanabilirliği sağlıyor.

“Tersine mühendislik” adlı kavramın sunduğu modüller sayesinde aynı teknolojik altyapıya sahip birçok ürün geliştirilebiliyor ve zaten var olan teknolijeler yeniden isimlendirilip pazara modül olarak sunuluyor. Örneğin; istatistik “tersine mühendislik” kavramı Almanya’nın yeni sanayi devrimi olduğunu iddia ettiği “Endüstri 4.0-(4. Sanayi Devrimi)” olarak tanımlanıyor, yine benzer “tersine mühendislik” kavramı başlığı altında Endüstri 5.0’a-(5. Sanayi Devrimi) işaret ediliyor.

Yaşadığımız dönemi anlamaya çalışmak

Yeni nesil sporu "e-spor". bilgisayar başında yapılıyor. Milyonlarca insan takip ediyor ve e-sporcular milyonlarca dolar para kazanıyor.

Bahsi geçen paradigma; her dönemin, her mekanın kendi dönemine göre tutum ve davranış özellikleri üzerinden; toplumsal, sınıfsal, kohort(yaş grupları), benzerlik gösterebileceğini konu olarak ele alan sosyolojik bir olgu olarak işleniyor. Ancak “insan paradigmasının” kapsamındaki “teknolojik”, “ticarî”, “siyasî kavrayış” yerini “teknolojinin işlendiği” paradigma kapsamındaki “ticari”, “siyasî” ve “insan ilişkilerine” dönüştüğünü de gözler önüne seriyor. Yani teknolojinin insan kavrayışı için olduğu paradigma, insanın teknoloji için oluşuna evrilmesi tartışılıyor, “teknoloji insanın metası değil”, “insan teknolojinin metası” ve yaşadığımız bu çağda “plastik çağ” olarak adlandırılıyor.

Bugün bir çocuğun YouTube gibi platformlarda saatler geçiriyor olmasının ailesi tarafından kaygıyla karşılanması da kendi neslinin zamanında, televizyon başından çizgi film izlemek üzere kalkmayan “kendisi” ile “paradigma” kavrayışı olarak hiç fark yok. Her dönemin insanı kendi döneminin ortalamasından ya yukarı ya aşağı saparak yaşamlarını sürdürüyor. Buradaki tek ayrım, teknoloji ile insan kavrayışlarının yer değiştirmesi olarak görülebilir.

Oysa 90’larda yaşayan bir çocuk o dönemin medyasının çocuğuyken, 2019 yılında yaşayan bir çocuğun da dönemin medyasının çocuğu olması bu açıdan bakıldığında hor görülmemeli çünkü herkes kendi çağının paradigmasında yaşadığı aksi iddia edilemeyecek bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Buradaki paradigma tanımı “paralel bir evren” olarak da karşılık bulabilir. İki kuşak arasındaki bireyler birbirleriyle yer değiştirme imkânı olsaydı, benzer çatışmaların tekrar meydana gelme ihtimali neredeyse aynı olurdu. Bir ebeveynin dünyaya getirdiği çocuğun davranışlarından ve alışkanlıklarından şikâyet etme hakkı yoktur. O çocuk o zamanının ürünü olanı tükettiği gibi, o ebeveyn de kendi zamanının ürününü tüketiyordu. O aile çocuğunun üstüne gitmeyerek, dünyanın çivisi çıkmış gibi bir yorumda da bulunabilir fakat ondan önceki nesiller de ileriye baktığında aynı yorumda bulunup, hayıflanıyordu. Bu yine durumu paradigmaya götürüyor.

Neden “paradigma”?

Amerikalı Fizikçi ve Bilim Felsefeci olan Thomas Samuel Kuhn (1922-1996)

Haberimizde metaforu kurulan “paradigma” aslında bilimsel kavramların modellenmesindeki çatışma üzerine ortaya atılan “paradigma” kavrayışı üzerine kuruluyor. Bu kavrayış ilk olarak Amerikalı Fizikçi ve Bilim Felsefeci Thomas Kuhn tarafından ortaya atıldı. Thomas Kuhn, “paradigma” kavrayışını “doğruluk” kavramına ulaşmak için interdisipliner bir çatışma olarak ele alıyor. Bu “doğruluk” kavramı da “savaş”, “çatışma” gibi kavramların ne olduğuna dair sorulara verilecek tarihsiciliği paradigma döngüsü olarak incelediğini için dikkat çekiyor. Burada Thomas Kuhn’un amacı “doğru” olana ulaşmak iken ne bir dönemi yanlışlıyor, ne de o dönemi doğruluyor. Thomas Kuhn, her dönemin ürünün kendine dair bir modeli olduğu savında güçleniyor. İki hatta ikiden fazla kuşakların çatışmalarını da bu tür bir paradigma modellemesine ilişkin bir metafor olarak ortaya atıyoruz.

Kişilerin internetleşmesi – “Dijital Miras”


2070’te Facebook’un ölü üye sayısı yaşayanlardan fazla olacak

Oxford Üniversitesi İnternet Enstitüsü’nün yapmış olduğu bir araştırmaya göre, Facebook’un 2070 yılında erişeceği ölü kullanıcılarının sayısı yaşayan kullanıcılarının önüne geçecek. Bu da dijital miras adlı bir kavram oluşturacak.

2018 yılının üçüncü çeyrekliğinde aktif kullanıcı sayısının 2 milyar 271 milyon olduğunu açıklayan Facebook’ta 44 milyonluk kullanıcı sayısını da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları oluşturuyor. Bu Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 55’ini kapsıyor.

Facebook kullanıcılarından orijinal fotoğraflarını koymasını bekliyor

Facebook'ta fotoğrafınızı paylaşmazsanız karşınızda böyle bir ekran görebilirsiniz. Bu, akıllara Facebook niçin secere tutuyor sorusunu getiriyor.

Facebook ve Instagram, üyelerinin fotoğraflarını koymalarını bekliyor, bir süre geçtikten sonra fotoğraf konulmuyorsa hesap Facebook’un yönetimi tarafından kapatılıyor ve karşınıza hesabınızın incelenmek üzere süresiz askıya alındığını şöyle bir mesaj ile aktarıyor: “Her zaman topluluğumuzun güvenliğini önemsiyoruz, bu nedenle inceleme tamamlanana kadar Facebook’u kullanamayacaksınız.”

Facebook secere mi tutuyor?

Facebook, bunun her ne kadar güvenlik amaçlı olduğunu iddia etse de, bu tutum akıllara “Facebook ve Instagram dünyanın secerisini mi tutuyor?” sorusunu getiriyor.

Verilerle ne yapıyor?


Facebook Papillion Veri Merkezi

Facebook, makine öğrenmesi, derin öğrenme ve yapay zekâ kapsamında kullanıcılarının takip ettiği sayfaları hangi sayfada ne kadar vakit geçirdiğini, ne kadar yorum yaptığını ölçen bir sisteme sahip. Facebook kullanıcıları aslında istatistiksel segmentasyon-“bölümleme” yöntemleriyle gruplandırılıyorlar. . Facebook, sadece insanların demografisini tutmakla kalmıyor; insanların ilgi alanlarını, eğitim bilgilerini, kurduğu bağlantılar, gelir sınıfını, siyasî görüş ve konumunu, seyahat bilgilerini, cinsel yönelimlerini de teşhis edecek “makine öğrenmesi algoritmalar” yordamıyla çalışan bir sistem olarak işleniyor. Bu sadece birey bazında değil, toplum bazında da eğilimlerin analitiğini güçlü bir şekilde kuran durumu karşımıza koyuyor.

Zuckerberg ezberi iyi olan temelsiz bir oyuncu mu?


Facebook kurucu CEO'su Mark Zuckerberg

Haberimizin bu kısmına kadar Facebook’un kurucu CEO’su olarak tanımlanan Mark Zuckerberg’in ismi zikredilmedi. Zuckerberg, Facebook'un kuruluş amacının açık toplumlar yaratmak olduğunu söylüyor. Seçim manipülasyonları yaptığı, kişisel verilerin ihlâli gibi suçlamalarla ceza alıyor. Bu konularda yaptığı yorumlar çiğ kalyor, birçok sosyal medya devinin kurucusu gibi aynı ezberden konuşuyor. Acaba Zuckerberg, ezberi iyi olan fikrî temelleri güçlü olmayan bir oyuncu mu?

Haberimiz, Facebook’un ilham verici büyüme hikâyesi ya da başarılı yükselişi olarak karşınıza çıkmadı. Tam tersine Facebook neler yapıyor? Ne amaçlıyor? Hukuk davalarında neyle suçlanıyor? Seçim kampanyalarını manipüle mi ediyor? Çin’de niçin yasaklı?

Habernediyor.com / Safa Kaçar

Yorumlar (0)