Dünden bugüne Britanya seçimleri: Brexit yaklaşıyor!

Birleşik Krallık'ta Perşembe günü yapılan seçimlerde mevcut Başbakan Johnson'un Muhafazakar Parti'si tarihe geçen bir zafer elde etti. Böylelikle Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden yakın zamanda ayrılması bekleniyor.

ÖZEL HABER 13.12.2019, 14:12 13.12.2019, 14:56
Dünden bugüne Britanya seçimleri: Brexit yaklaşıyor!

Birleşik Krallık, 2016 yılında düzenlenen bir referandum'la Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılma kararı almıştı. Britanya tarihinin en önemli siyasi ve ekonomik kırılmalarından biri olarak gösterilen ve Birleşik Krallık'ın bütünlüğünü her gün yeniden test eden karar, dünyanın en büyük 5. ekonomisini dünyanın en büyük ortak pazarından çıkaracak.

Johnson beklenmeyen bir zafer yaşadı


Başbakan Johnson zaferini Elmo ve Buckethead karakterleriyle kutladı

Başbakan David Cameron'un istifasına sebep olan karar, AB'yle yürütülen görüşmelerde varılan anlaşmayı Avam Kamarası'ndan geçiremeyen Başbakan Theresa May'in de istifasına sebep olmuştu ve May'in yerine gelen Boris Johnson'un da benzer bir süreç yaşaması bekleniyordu. Parlamentoda çoğunluğu kontrol etmeyen Başbakan Johnson, Avam Kamarası'nın da onayıyla 12 Aralık'ta Birleşik Krallık çapında bir genel seçim düzenlenmesi kararı aldı ve seçimden çok büyük bir zaferle çıktı.

Brexit 31 Ocak'tan önce halledilecek

12 Aralık seçimlerinin resmi olmayan sonuçlarına göre 650 koltuklu Avam Kamarası'nda çoğunluk için 326 koltuğa ihtiyaç duyan Başbakan Johnson, 364 vekil elde ederek Muhafazakar Parti'nin 1987 yılından beri elde ettiği en büyük çoğunluğa sahip olacak. Boris Johnson, seçim kampanyası boyunca "Brexit'i Hallet" sloganını kullandı. Dünkü seçimlerden sonra ortaya çıkan sonuç, Johnson'a ülkesini Avrupa Birliği'nden hızla çıkarmak için büyük bir destek sağlayacak. Johnson, seçim sonuçları açıklandıktan sonra yaptığı zafer konuşmasında "'Belki'siz, 'ama'sız ve 'keşke'siz bir şekilde Brexit'i 31 Ocak'tan önce halledeceğiz" dedi.

Johnson, hedefinin ülkesini AB'den çıkarırkenki hedefinin "halkımızın demokratik bir şekilde bize verdiği yetkiyi kullanarak yasalarımızın, sınırlarımızın, paramızın, ticaretimizin, göçmen sistemimizin kontrolünü geri kazanmak" olduğunu belirtti.

İşçi Partisi büyük hezimet yaşadı


İşçi Partisi lideri Corbyn istifa edeceğini açıkladı

Muhafazakar Parti cephesinde büyük bir sevinç yaşanırken en büyük rakibi İşçi Partisi tarafında ise beklenmeyen derecede kötü bir sonucun yarattığı hayal kırıklığı var. Birleşik Krallık'ın sanayi şehirlerinde çok etkin olan İşçi Partisi'nin bu "Kızıl Duvar"ının yıkılması, parti liderliğindeki herkesi şoka uğrattı. İşçi Partisi'nin eski lideri ve eski başbakan Tony Blair'in memleketi Sedgefield'ın da Muhafazakar Parti'ye geçmesi, İşçi Partisi içinde büyük tepkilerin odağı oldu. Seçimlerde sadece 202 koltuk kazanan İşçi Partisi, 1935 yılından beri en büyük seçim yenilgisiyle karşılaştı.

"Kızıl Duvar" parçalandı!

İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn'in önemli sektörlerde kamulaştırma ve devlet harcamalarının artırılması vaadiyle Brexit konusunda tavrını net bir şekilde ortaya koymaması, özellikle "Kızıl Duvar" olarak adlandırılan bölgedeki İşçi Partisi seçmeninin büyük tepkisini çekti ve Muhafazakar Parti'ye oy kaymasına sebep oldu. Corbyn, partisine seçim sonrası "yüzleşme sürecinde" liderlik ettikten sonra görevini bırakacağını açıkladı. İşçi Partisi, Corbyn'den sonra yanlısı sosyalistler ve merkez-sol politikaları savunan rakipleri arasında bir mücadeleye sahne olacak.

Liberal Demokratlar da şok yaşadı


Liberal Demokratların lideri Swinson görevinden ayrıldı

Johnson'a büyük bir rakip olma iddiasıyla yola çıkan ve Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılma sürecini iptal edeceğini açıklayan Jo Swinson'un Liberal Demokrat Parti'si de büyük bir hezimet yaşadı. Avam Kamarası'na seçilme başarısını gösteremeyen Swinson, seçimden hemen sonra istifa ettiğini açıkladı.

İskoçlar bağımsızlık isteğini yineledi


İskoç lider Sturgeon, Johnson'u engelleyemedi

2016 referandumunda da net bir şekilde görüldüğü üzere ezici bir çoğunlukla AB'de kalmayı isteyen İskoçya'nın 59 koltuğunun 48'ini alarak birinci partisi olan İskoç Ulusal Partisi lideri Nicola Sturgeon, Başbakan Johnson'un atacağı adımları desteklemeyeceğini açıkladı. "Johnson İngiltere'yi AB'den çıkarma yetkisine sahip olabilir ama bu durum İskoçya'yı da AB'den çıkarabileceği anlamına gelmez" diyerek sert bir çıkış yapan Sturgeon, İskoçya'nın Birleşik Krallık'tan bağımsız hâle gelmesi gerektiğini yeniden dile getirdi ve İskoçya'da yeni bir bağımsızlık referandumu düzenlenmesinin çok kritik olduğunu savundu.

İskoçya'nın bağımsızlık taleplerine yanıt, eski bakan Michael Gove'dan geldi. Gove, İskoçya'nın bağımsızlığına dair yeni bir referandumun "kaçınılmaz olmadığını" belirtirken ikinci bir bağımsızlık referandumunun ne İskoçya ne de Birleşik Krallık için doğru olmayacağını savundu ve Johnson hükümetinin İskoç bağımsızlığına dair tavrını savundu.

İskoçya'nın yanı sıra AB'de kalma yönünde oy kullanan Kuzey İrlanda'da da İrlanda milliyetçisi partiler büyük bir çoğunluk elde etti.

Çok tartışılan isim Farage "Brexit değil" dedi


Kurt siyasi Farage, Johnson'a büyük katkı sağladı

Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden çıkış sürecini tetikleyen en önemli aktörlerden biri olan Nigel Farage, kurduğu Brexit Partisi'nin seçimdeki yüzlerce adayını seçimden çekerek Boris Johnson'un bu zorlu seçimi çok büyük bir zaferle atlatmasında çok büyük bir pay sahibi oldu. Fakat Farage, Başbakan Johnson'un Brexit anlaşmasını çok beğenmediğini söyledi. Dönüşüm sürecinin 2020 yılı sonunda bitmeyeceğini, iddia eden Farage, "Bir Brexit yaşayacağız ancak doğru olanı mı yaşayacağız? Belki de hayır" dedi ve bu yüzden içlerinden geçtikleri sürecin tam anlamıyla "Brexit" olarak adlandırılmaması gerektiğini söyledi.

Johnson'dan büyük mütevazilik örneği

İlginç söylemleri ve tavrıyla oldukça eleştirilen Başbakan Johnson, benzerinin pek görülmediği bir şekilde oldukça mütevazi bir tavır takınarak İşçi Partisi'nden kendisine oy veren Britanyalılara seslendi ve "Muhafazakar Parti'ye oy verirken eliniz titremiş olabilir ve bir sonraki seçimlerde yeniden İşçi Partisi'ne dönmek isteyebilirsiniz. Eğer durum gerçekten böyleyse bana güvendiğiniz ve oyunuzu verdiğiniz için büyük bir onur duydum" ifadelerini kullandı. 

31 Ocak'a kadar AB'den çıkışı nasıl gerçekleştireceğine dair bir ipucu vermeyen Johnson, bunun yerine seçim zaferini kutlamak adına "Brexit'i elbette halledelim dostlarım, ancak öncelikle bir kahvaltı edelim" ifadeleriyle alışılageldik şakacı tavrını ortaya koydu.

Başbakanı çıkış sonrası anlaşmalar bekliyor

55 yaşındaki Başbakan Johnson, defalarca Avam Kamarası'na takılan Brexit anlaşmasını geçirecek ve çıkış sürecini tamamen bitirecek çoğunluğa sonunda sahip oldu, ancak Johnson'u Brexit'in tamamlanmasından sonra Avrupa Birliği'yle ilişkilerin yeni hâlini belirleme ve birçok ülkeyle ticaret anlaşmaları imzalama gibi zorlu bir görev bekliyor. Johnson, Brexit sürecinde büyük yaralar alan Britanya toplumunun bütünlüğünü bu görev sırasında sağlamakta da oldukça zorlanabilir.

Birleşik Krallık 31 Ocak 2020'ye kadar Avrupa Birliği'nden çıkabilirse Britanya hükümeti AB'yle ilişkilerin ayrılık sonrası durumunu belirlemek için yeniden masaya oturacak. Bu süreç 2022'ye kadar uzayabilir ancak Johnson'un Muhafazakarları bu dönüşüm sürecinin 2020 sonunda tamamlanacağını iddia ediyor.

Dünya liderlerinden 12 Aralık seçimleri tebrikleri

Boris Johnson'un 12 Aralık seçimlerinde aldığı büyük zafer, başta ABD Başkanı Donald Trump olmak üzere tüm dünyanın gündemine oturdu. ABD Başkanı Trump, ülkesinin Britanya'yla "devasa" bir serbest ticaret anlaşması yapmak için yakında serbest kalacağının altını çizerek "Bu anlaşma AB'yle yapılabilecek herhangi bir anlaşmadan daha büyük ve kârlı olacak. Kutla Boris" ifadeleriyle Birleşik Krallık Başbakanı'nı tebrik etti.

Avrupa Konseyi "iyi niyet" istiyor


Avrupa Konseyi Başkanı Michel

Avrupa Birliği kurumları ve üye ülkelerinden de 12 Aralık seçimlerine tepki gecikmedi. Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, AB'nin Birleşik Krallık'la bir serbest ticaret anlaşması imzalamaya gönüllü olduğunu ancak Londra yönetiminin iyi niyet göstermesi gerektiğini söyleyerek Brexit anlaşmasının Britanya Parlamentosu'ndan hızla geçmesini dilediğini belirtti. 

"Sadece 11 ayımız var"

Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Johnson'un "büyük" zaferini kutladığını ve iki ülke arasında dostluk ve güçlü bir işbirliği için çalışmaya can attığını belirtti. İsveç Başbakanı Stefan Lofven ise seçim sonucunun "çok net" olduğunu ve Birleşik Krallık'ın ayrılığı için ileriye doğru adım atabileceklerini belirtirken 2020 sonuna kadar sadece 11 aylarının olduğunu ve bu sürecin bir ticaret anlaşması oluşturmak için çok kısa olduğuna dikkat çekti.

Fransa adına konuşan Avrupa İşleri Bakanı Amelie de Montchalin, önemli olanın iki tarafın nasıl ayrıldığı değil, ayrılık sonrası "ne inşa ettiği" olduğunu belirtti. 

Avrupa Komisyonu görüşme yetkisi istiyor


Avrupa Komisyonu Başkanı von der Leyen

Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği'nin yeni bir ticaret anlaşmasını 2020 yılının sonuna kadar oluşturması gerekiyor. Anlaşma oluşturulmazsa Londra yönetimi en büyük ticari ortağı olan AB'yle Dünya Ticaret Örgütü'nün belirlediği şartlarla ticaret yapmak zorunda kalacak ve ticareti zorlaştıran birçok koşulla mücadele edecek. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise Avrupa Konseyi'ne seslenerek ticaret anlaşmasını oluşturabilmek için "ne gerekiyorsa yapacaklarını" belirtti ve AB liderlerinden yetki istedi.

Yorumlar (0)