"Borsa İstanbul-Katar" satışında akıl tutulması!

Borsa İstanbul’un %10 payının Katar'a devri ile ilgili yapılan "Türkiye'nin tapusunu da Katar'ın üstüne yapın bari!" tepkisi büyük cehaleti ortaya koydu. Süper gücünden en fakir ülkesine kadar tüm dünya ekonomilerinin ve halkının istisnasız "yatırım" olarak gördüğünü Türkiye'de bir grup "vatan satışı" olarak yorumladı. ABD, Arapları "askeri koruma sağlamamakla" tehdit ederek kürenin başında toplayıp kendisine zorla yatırım yaptırırken, yüksek güvene dayalı dosthane yatırım Katar'dan Türkiye'ye gelince "laik" akıl devreye girdi.

ÖZEL HABER 27.11.2020, 12:37 27.11.2020, 13:59
"Borsa İstanbul-Katar" satışında akıl tutulması!

Küresel finans sisteminin işleyişini bilmeyerek yatırımı "vatan satma" zannedenler, Borsa İstanbul'un %10 hissesinin Katar'a satılmasına tepki gösterdi.

Katar'ın, 2017 yılı verilerine bakıldığında 335 milyar dolarlık yatırım seviyesiyle dünyanın en büyük 14. yatırımcısı olduğu görülüyor. Katar'ın Türkiye açısından önemi ise, Batı'nın Türkiye'yi "Demokratikleşeceksiniz, ABD'ye uyum sağlayacaksınız" gibi gerekçelerle yatırım yapılabilir ülke olarak görmediği dönemde "Ne olursa olsun, ben Türkiye'ye güveniyorum" diyerek şartsız gelen ve risk alıp yatırım yapan ülke olması.

TVF'nin payı idi

TVF (Türkiye Varlık Fonu), QIA (Katar Yatırım Otoritesi) ile imzaladığı anlaşmanın detaylarına dair bilgilendirmede bulundu. Hâlihazırda Borsa İstanbul'un %90,6’lık payı TVF'ye ait. Katar'a yapılan %10'luk pay satışı sonrası ise TVF'nin payı %80,6 ile sürüyor. Ayrıca TVF'nin, Borsa İstanbul'daki pay oranını %51’in altına hiçbir zaman düşürmeme konusunda bir sabit kararı bulunuyor.

Londra Borsası'nın %10.3'ü Katar'ın

Katar'ın İngiltere'de yaklaşık olarak 35 milyar doların üzerinde gayrimenkulü bulunuyor. Londra Heathrow Havalimanı’nın ise %20’si Katar'a ait. LSE'nin (Londra Borsası) %10.3’ü de Katar Yatırım Otoritesi'ne (QIA) ait. Ancak ne İngiltere muhalefeti ne de hükümet muhalifi seçmen, "İngiltere'yi Arap'a sattık" diyor.

BBC bir haberinde "Londra’da gezerken Katar’ın yatırımına denk gelmemek imkânsız. Vinçlere kadar her yerde Katar var." derken, Reuters biraz gurur ifadeleri kullanarak "Katar Havayolları, British Airways'in 600 milyon dolarlık hissesini satın aldı." haberi yapıyor.

İngiltere basınının haberlerinde Katar yatırımlarının Londra Borsası'nın %20'sini aldığı, Londra Borsası'nın bu uzun vadeli yatırımdan son derece memnuniyet duyduğu, ayrıca Katar'ın bölgede önemli bir finansal merkez olmasına yardımcı olacak bir yatırım olduğu belirtilen haberde, anlaşmanın iki tarafın da çıkarına olduğunun altı çizilerek, karşılıklı yatırımların sürebileceği müjdesi veriliyor.

Volkswagen'in %17’si Katar'ın

2005 senesinde kurulan Katar Yatırım Otoritesi (QIA), Almanya'nın Audi, Volkswagen, Skoda, Bugatti, Porsche, Lamborghini gibi önemli markalarını üreten Volkswagen Group’ta %17 hissesi bulunuyor. Ancak ne Alman muhalefeti ne de hükümet muhalifi seçmen, "Almanya Araplara satıldı" diyor.

Rus petrol şirketi Rosneft'in %9.75'i Katar'ın

Avrupa'da milyarlarca avro yatırımı bulunan Katar'ın Rusya'da da önemli yatırımları var. Rusya'nın önde gelen petrol şirketi Rosneft’in %9.75’i Katar'a ait. Ancak ne Putin muhalifleri ne de Putin karşıtları, "Rusya Araplara peşkeş çekiliyor" diyor.

ABD Araplara peşkeş mi çekiliyor?

New York’ta 2015 yılında ofis açan QIA, 2020 yılına kadar Amerika Birleşik Devletleri'nde 35 milyar dolar yatırım yapma planı bulunuyordu ve bu planın çok büyük bölümünü hayata geçirdi. Suudi Arabistan'ın ABD'de 750 milyar doların üzerinde yatırımı var. Liberal ekonomi düzeninde ABD'nin elinde hiçbir şirket bulunmuyor. ABD'nin elinde bulunan tek şey ise ordu, istihbarat ve emniyet. Geriye kalan tüm unsurlar şirketler marifetiyle yürüyor. Üstelik 22 trilyon dolar borcu bulunan ABD bu borcu da "borç yiğidin kamçısıdır" düşüncesiyle umursamıyor. Süper güç ya da sömürge ülkeleri dahil çoğu ülkenin parası bulunmuyor. Para devletlerde değil, şirketlerde bulunuyor. Paranın olduğu devletler ise petrol ve doğal gaz zengini olan Körfez ülkeleri. Suudi Arabistan'ın millî şirketi Aramco'nun dünyanın en büyük şirketi olması da doğal gaz ve petrol zenginliğinin bir ürünü. Katar'ın da bu doğal zenginlikleri sebebiyle büyük paraları ve büyük varlık fonları bulunuyor. Katar'ın elindeki parayı uluslararası piyasada dönüştürmesi gerekiyor. 

Suudi Arabistan'ın Veliaht Prensi zalim Muhammed bin Selman'ın emriyle Ritz Carlton Oteli'ne kapatılan ve işkence gören prens ve iş adamlarından sadece birinin ABD'de 17.7 milyar dolar yatırımının olduğu biliniyor. Prensin CityBank'ta, Twitter'da, FoxTV'de, Apple'da, Coca Cola'da, Euro Disney'de, Aol Time Warner'da ve eBay'da hissesi var. Ancak ne Washington yönetimi ne ABD Başkanlarının muhalifleri ne de muhalif seçmenler, "Amerikamız Araplara peşkeş çekiliyor" diyor. Bilakis, ABD'nin Körfez ülkelerini "askeri koruma sağlamamakla" tehdit ederek kendisine yatırım yapmalarını istiyor. ABD'nin tehdit yoluyla, şantajla, zorla kendi topraklarında yaptırdığı yatırımın benzeri Katar'dan Türkiye'ye gelince "laik" akıl devreye giriyor.

Küresel finans sistemi

Küresel finans düzeninde farklı ülkelerden farklı küresel şirketler farklı ülkelere trilyon dolarlar düzeyinde yatırım yapıyor. Sadece Katar'ın değil, tüm ülkelerden farklı ülkelere yatırım yapılıyor. Farklı ülkeler de sadece Katar'a değil, tüm ülkelere yatırım yapıyor ve küresel finans sistemi bu şekilde işliyor. Yapılan yatırımları "vatan satma" olarak görülmesi, küresel finans sisteminin dışına çıkılması anlamına geliyor. Dünyanın en kapalı durumdaki ülkesi Kuzey Kore'de bile yüksek oranda Çin ve Rusya yatırımları bulunuyor. Ancak Türkiye'de bir grup, ülkenin Kuzey Kore'den daha kapalı hâle gelmesini istiyor.

Ülkelere göre Türkiye'de yabancı yatırımcı oranı

Türkiye'de Hollanda'nın %15.7, ABD'nin %7.7, Körfez ülkelerinin %6.8, İngiltere'nin %6.6, İspanya'nın %6.1, Almanya'nın %6.1, Belçika'nın %5.6, Azerbaycan'ın %4.2, Rusya'nın %4.1, BAE'nin %2.8, Japonya'nın %1.8 ve geriye kalan %26.5 diğer ülkelerin yatırımları bulunuyor.

TVF: Yatırımların devamı gelecek

Katar Yatırım Otoritesi'nin (QIA) 295 milyar dolar varlığı bulunduğunun değerlendirildiğini hatırlatan TVF, açıklamasında önümüzdeki dönemlerde yeni yatırımların geleceği, %10 oranında hisse devrinin ise daha bir başlangıç olduğunu duyurdu.

26 Kasım 2020 Perşembe günü (dün) TVF'nin üst yöneticisi (CEO) Zafer Sönmez ile Katar Yatırım Otoritesi'nin (QIA) üst yöneticisi (CEO) Mansoor bin Ebrahim Al-Mahmoud, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen törenle mutabakat anlaşmasına imza atmış ve Borsa İstanbul’dan %10 hisse QIA’ya satılmıştı. İmza töreninde iki ülkenin lideri de hazır bulunmuştu.

Yorumlar (0)