46 yıllık hükümdarlık, 13 önemli sefer!

Yaklaşık 46 yıllık hükümdarlığı döneminde 13 sefere çıkan ve Osmanlı'yı 'cihan devleti' haline getiren Kanuni Sultan Süleyman Han'ın vefatının 453. yıl dönümü! İşte 'Muhteşem Süleyman'ın hayatı hakkında her şey...

ÖZEL HABER 06.09.2019, 12:24 06.09.2019, 13:27
46 yıllık hükümdarlık, 13 önemli sefer!

Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon'da dünyaya geldi. Babası Yavuz Sultan Selim, annesi Ayşe Hafsa Sultan'dı. Çocukluk yılları, babasının sancak beyi olduğu Trabzon'da geçti. Evliya Çelebi'ye göre, Trabzon'da Kadı Ömer Efendi'nin oğlu Yahya ile birlikte bir Rum'dan kuyumculuk öğrendi. 

Tarih, bilim, din, edebiyat ve askeri taktik eğitimi için İstanbul'da bulunan Topkapı Sarayı'ndaki Enderun'a gönderildi. Gençlik yıllarında Pargalı İbrahim Paşa ile arkadaşlık kurdu. Avrupalıların 'Muhteşem' (Magnificent) veya 'Büyük Türk' dedikleri Süleyman Han'ın şehzadelik yıllarında iyi bir eğitim aldığı biliniyor. Arapça ve Farsça biliyor ve Kefe sancak beyliği yapması nedeniyle Tatar lehçesiyle konuşabiliyordu.

Şehzade Süleyman, 15 yaşına kadar babası Yavuz Sultan Selim'in yanında kaldı. Kanunlar gereği sancak istemesi üzerine sırasıyla Şarkî Karahisar, Bolu ve Kefe sancakbeyliklerine tayin edildi. Şehzade Süleyman, Yavuz Sultan Selim'in 1512 yılında tahta geçmesinin ardından İstanbul'a çağırıldı ve babasının kardeşleri ile olan mücadelesi sırasında orada kalarak babasına vekâlet etti. Bu esnada Saruhan sancakbeyliği görevini de üstlendi. 30 Eylül 1520'de babasının ölümü üzerine 26 yaşındayken Osmanlı tahtına geçti.

Önce Belgrad, sonra Rodos...

Kanuni Sultan Süleyman Han, Batı'ya karşı uyguladığı gaza politikası doğrultusunda ilk olarak Belgrad ve Rodos'u almayı hedefledi. 30 Ağustos 1521'de Orta Avrupa'nın kilit durumunda bulunan Belgrad'ı, ardından Akdeniz hâkimiyeti bakımından son derece önemli olan Rodos'u fethetti. 

Takvimler 29 Ağustos 1526'yı gösteriyordu... Osmanlı, Habsburglar ile yakınlaşan Macaristan'ı kendisine yönelik bir tehdit olarak görüyordu. Bu konudaki kaygılarını giderecek taleplerini içeren anlaşma girişimleri sonuçsuz kalınca askeri güç kullanma kararı aldı. 

Macar Krallığı'nı yıkan muharebe

Mohaç Meydan Muharebesi'nde Macarları kısa sürede yenen Süleyman Han, Macar Krallığı'nın büyük bir bölümünün Osmanlı hâkimiyetine girmesini sağladı.

Süleyman Han, Viyana Arşidükü Ferdinand'ın işgalindeki Budin'i 8 Eylül 1529 tarihinde teslim aldı. Erdel Voyvodası Zapolya, 14 Eylül günü Osmanlı'ya sadık kalmak koşuluyla 'Kral Yanoş' unvanı ile Macar tahtına geçirildi.

Viyana kuşatması başarısız oldu

Avusturya Arşidüklüğü'nün başkenti Viyana, 27 Eylül- 16 Ekim 1529 tarihlerinde Süleyman Han komutasındaki Osmanlı ordusu tarafından kuşatıldı. Fakat kötü hava şartları ve şehrin elde tutulamayacağını düşünmesi nedeniyle kuşatmayı kaldırdı. 

Akdeniz'de Osmanlı donanmasını güçlendirmeyi hedefleyen Süleyman Han, 1532 yılında Barbaros lakaplı Hayreddin Reis'i donanmanın başına getirdi. 

Doğuya yönelik en uzun harekât...

Avrupa'daki sınırları belirli bir süre güvence altına alan Kanuni Sultan Süleyman, İran seferi için hazırlıklara başladı. Süleyman Han, çıkan isyanlar nedeniyle Anadolu'nun güvenliği açısından önce Tebriz'e ardından Bağdat'a girdi. 

Osmanlı ordusunun doğuya yönelik en büyük ve en uzun askeri harekatı sonucunda Bağdat, Basra ve civarında Osmanlı hakimiyeti başladı.

Preveze ile Akdeniz hâkimiyeti

Kanuni Sultan Süleyman'ın 1537 yılındaki Korfu kuşatması başarısız oldu.

Yunanistan'ın kuzeybatısında bulunan Preveze'de 28 Eylül 1538 tarihinde Osmanlı donanması ile Haçlı donanması arasında deniz muharebesi gerçekleşti. Barbaros Hayreddin Paşa komutasındaki Osmanlı donanması, Amiral Andrea Doria komutasındaki Haçlı donanmasını üzerinde üstünlük sağladı. 

Böylece, Akdeniz'de Osmanlı donanmasına karşı koyabilecek bir güç kalmadı ve Türk hâkimiyeti başladı.

Van ve Tebriz geri alındı

Kanuni Sultan Süleyman, Avusturya seferinde iken Safevî Şahı Tahmasb; Tebriz, Nahçıvan ve Van'ı ele geçirdi. Şiî hakimiyetini güçlü bir şekilde tesis eden Tahmasb, bölgeye casuslar gönderdi. 

Bunun üzerine 1548'de İran'a bir kez daha sefer düzenleyen Süleyman Han, zorlanmadan Tebriz'i ele geçirdi. Şehirde 5 gün kaldıktan sonra da Van kalesini aldı.

Dönüm noktası: Mustafa'nın idamı...

Kanuni Sultan Süleyman'ın hayatının önemli dönüm noktalarından birisi de büyük oğlu Mustafa'nın idamıydı.

Şehzade Mustafa, doğu seferi sırasında 4 Ekim 1553'te Konya Ereğlisi mevkisindeyken babasının huzuruna çıkmak için otağa girdiğinde cellatlar tarafından boğularak idam edildi. 

Oğlunu idam ettiren Süleyman Han'ın zaman geçtikçe çok üzüldüğü ve pişmanlık duyduğu gerek Osmanlı gerekse Batı kaynaklarında açık bir şekilde ifade ediliyor.

Osmanlı ile Safeviler arasındaki ilk anlaşma

Kanuni Sultan Süleyman, 1 Haziran 1555 tarihinde Şah Tahmasb'ın elçileri ile Amasya Antlaşması'nı imzalandı.

Şehzade Mustafa'nın idamından sonra görevden aldığı Rüstem Paşa'yı Hürrem Sultan'ın etkisinde kalarak 29 Eylül 1555'te bir kez daha göreve getirdi.

İran’da müfrit Şiîler’in diğer 3 halifeyi, sahâbeyi ve Hz. Âişe’yi lânetlemeleri ve bunu bir merasim haline getirmeleri demek olan Teberrâîliğin yasaklanmasına ilişkin elçinin verdiği teminatın gerçekleşmesinin ümit edildiği, karşı taraftan herhangi bir saldırı olmadığı sürece Osmanlı hudut beylerinin İran’a karşı harekete geçmeyecekleri, İranlı hacıların kutsal yerleri ziyaret için Osmanlı topraklarından geçmelerine izin verildiği gibi 3 temel nokta anlaşmanın esaslarını oluşturdu.

Zigetvar'ın alınışını göremedi

1565 yılındaki Malta bozgununun ardından Osmanlı'nın Batı'daki imajı yara aldı. Kanuni Sultan Süleyman, kötü izleri silmek için yeni bir sefer hazırlığına başladı. Süleyman Han, 1 Mayıs 1566'da Eyüb Sultan'ın türbesini ziyaret ettikten sonra sefer için yola çıktı.

Zigetvar Kalesi kuşatılırken, Süleyman Han'ın otağı da hakim bir tepeye kuruldu.

Süleyman Han, tedavisi olmayan gut (nikris) hastalığı iyice ilerlemesine rağmen savaş meydanından ayrılmadı ve 7 Eylül 1566'da kalenin alınışını göremeden vefat etti.

Kuşatma devam ederken iç organları çıkarılan naaşı, misk ve amber kokuları sürülerek tahtın altına gömüldü. Kalenin alınmasından sonra 42 gün gömülü olan naaşı arabaya konuldu ve padişah yaşıyormuş davranıldı. Kendisine haber gönderilen yeni padişah İkinci Selim'in Belgrad'a gelişi üzerine vefat haberi resmen duyuruldu. 

Yorumlar (0)