24 Kasım'da Türkiye'de öğretmenler ne durumda?

Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü. Aydınlık geleceğin mütevazı mimarları öğretmenlerimizin gününde bizler de sizin için dünya ve Türkiye’de öğretmenlerin durumunu ortaya koyan bir içerik hazırladık.

ÖZEL HABER 24.11.2019, 12:20 24.11.2019, 15:20
24 Kasım'da Türkiye'de öğretmenler ne durumda?

1981’den beri kutlanan Öğretmenler Günü ülkemizde Mustafa Kemal’in 1928 senesinde Harf İnkılabı ertesi “Başöğretmen” statüsünü aldığı gün 24 Kasım olduğu için her sene 24 Kasım’da kutlanıyor. Mustafa Kemal’in Cumhuriyet’i emanet ettiği bu kutsal mesleğin emekçilerinin durumu yalnız ülkemizde değil dünyada da oldukça büyük ehemmiyet arz ettiği içindir ki Global Teacher Status Index-Dünyada Öğretmenlerin Durumu Endeksi yayınlanıyor ve bu endeks ülkemizdeki eğitimcilerin durumunu dünya eğitimcilerinin durumu ile karşılaştırma imkânı veriyor.

Dünyada ve ülkemizde öğretmenlerin durumu

Kâr amacı gütmeyen  bir kuruluş olan Varkey Vakfı tarafından oluşturulan endekse göre Türkiye son 5 yılda öğretmenlik mesleğinin statüsünü kaybettiği ilk 3 ülke arasında yer alıyor. İlk sırada Mısır, ikinci sırada ise Yunanistan yer alıyor. 

Ülkemiz öğretmenleri endekste 35 ülke arasında 7’inci sırada yer alıyor.Aynı endeksin sağladığı verilere göre 2013’ten beri toplumumuz tarafından öğretmenliğin en çok benzediği meslek sorusuna kütüphaneci cevabı verilirken bu soru öğretmenlere yöneltildiği zaman alınan cevap doktorluk oluyor.

Gençliğimizin ve dolayısıyla toplumumuzun gerçekten de fikir ve vicdan doktorları olan öğretmenlerimizin aynı endekste toplumlarında gördüğü saygıya baktığımız zaman toplumumuzda “Çocuğunuzu öğretmen olması için destekler misiniz?” sorusuna verilen cevaplarda Çin, Kore ve Yunanistan’ın ardından 2013’te 4.sırada yer alan Türkiye, 2018 yılında 11.sıraya geriliyor. 

Öğretmenlik mesleğine saygının en yüksek algılandığı ülke yüzde 80 gibi bir oranla Çin olarak ortaya çıkıyor. Nitekim Çin ve Malezya gibi ülkelerde öğretmenlik toplum ve öğretmenlerin kendileri tarafından doktorlukla eşdeğer algılanıyor. 

Öğretmnelik mesleğinin statüsünün ve statü algısının belirlenmesinde en büyük etkenlerden biri ve ülkemiz eğtimcilerinin de gündemi olan bir başka konu başlığı öğretmenlerin çalışma saatleri, ücretleri ve güvenceleri olarak belirleniyor.

Bu verilere baktığımız zaman da  2018 verileri temel alınarak öğretmenlerin aldığı ortalama ücret ülkemizi 21 ülke içinde 15.sıraya yerleştiriyor. 


Ülkemizin en önemli sorunlarından biri işsizlik ve genç işsizliği iken toplumun fikir ve vicdan doktoru öğretmenlerimizde son dönemde “atanamayan öğretmenler” gündemiyle meşgul durumda. 2016’dan 2019’a kadar atanan öğretmen sayısı 2016’da 49 bin 2017’de 22 bin 2018 senesinde 45 bin ve 2019 yılı itibarıyla 20 bin olarak kaydedilirken toplam yaklaşık 136 bin atama yapıldığı belirleniyor. Bu sayının 2010-2015 arasındaki karşılığı ise yaklaşık 282 bin öğretmen ve Eğitim-Sen’in açıkladığı atanamayan öğretmen sayısı 460 bin olarak karşımıza çıkıyor. 

Öğretmenlerin mesleğine istihdamın sağlandığı yer olan okulların sayısı ve bu okullarda eğitim alacak öğrencilerin devamlılığı okullaşma oranı olarak karşımıza çıkıyor. 2018’de 2002 doğumlular özelinde bu veri yüzde 90,9 olarak kaydedilirken yüzde 4,6 puan düşerek 2019’da yüzde 86,3’e düştüğü görülüyor bu da AK Parti’nin iktidara geldiği sene olan 2002’de doğan her 100 çocuktan 5’inin 2018’den 2019’a eğitim öğretim hayatını sonlandırdığı anlamına geliyor. 2001 doğumlular için ise bu oran bir yıl içinde yüzde 5,3 düşüyor. 

Bunlar bir kenara bırakılıp meslekte olan öğretmenlerin durumunu OECD ortalamaları ile karşılaştırdığımızda da 2018 yılı verilerine göre bir öğretmen ülkemizde yıllık yaklaşık 26 bin dolar ile mesleğe ilk adımını atıyor ve 15 yılı aşkın meslek hayatı sonunda yaklaşık 33 bin dolar ile meslek hayatını bitiriyor. OECD ortalamasına göre  ise 34 bin dolar ile başlayan meslek hayatı 15 yılı aşkın deneyim sonunda yaklaşık 58 bin dolar ile bitiyor. Özetlemek gerekirse meslek hayatı süresince ülkemizdeki bir öğretmenin maaşı en fazla 1,2 katına çıkarken OECD ülkelerinde bu ortalama 1,7 kat oluyor.

Nitekim sadece ülkemiz verileri ele alınarak değerlendirildiğinde 4 kişilik bir aileye bakan bir öğretmenin meslekte ister 25 yıl geçirmiş olsun ister yeni başlasın yoksulluk sınırı altında kaldığını görülüyor.  Zira Türk-İş tarafından yapılan araştırma yoksulluk sınırını 6 bin 706 TL olarak kaydederken mesleğe yeni başlayan bir öğretmen 3 bin 819 TL maaş alıyor ve meslekte 25 yılını geçirmiş bir öğretmen şu an 4 bin 409 lira ücret alıyor. Bu da öğretmenlerimizin yoksulluk sınırı altında olduğunu gösteriyor. 

Nitekim Eğitim-Sen’in yaklaşık 5 bin öğretmen ile yaptığı araştırma da öğretmenlerin son bir yıl içerisinde satın alma gücünün düştüğüne dair algının yüzde 97 oranında olduğu görülüyor. 

Dolar bazında da bu veriler karşılaştırıldığında 2009 yılında mesleğe yeni giren bir öğretmen maaşı 900 ABD Doları ediyorken 2019 senesinde 677 ABD Dolarına tekabül ediyor. 

İşsizlik ve güvencesizlik koşullarının önce birey sonra da toplum sağlığını derinden etkilediği bilinen bir gerçek iken toplumumuzun geleceğinin mütevazı mimarları ve Cumhuriyet’in teminatı öğretmenlerimizin kutlu gününde sorunları hatırlanarak ve bu sorunları çözme iradesi geliştirilerek anılması hem onların hem toplumumuzun geleceğinin güvence altına alınması anlamında büyük önem arz ediyor.

Habernediyor.com/ Umur Gerenli

Yorumlar (0)