Gülşen'in yargılandığı davada gerekçeli karar açıklandı
Şarkıcı Gülşen'i, konserinde imam hatip liselileri hedef alan sözlerinden ötürü 'halkı düşmanlık ve kine tahrik veyahut aşağılama' suçundan 10 ay hapis cezasına çarptıran mahkeme, ceza hükmünün açıklanmasını geri bıraktığı kararın gerekçelerini bildirdi.

İstanbul 11'inci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan gerekçeli kararda, Gülşen'in ifadelerinin imam hatip okullarında eğitim görmüş bireylere dönük olduğunun açık ve net olduğu değerlendirildi.
Gerekçeli kararda, imam hatip okullarını bitirenlerin sayı itibarıyla 'halkı düşmanlık ve kine tahrik veyahut aşağılama' suçunu düzenleyen kanun maddesinin ikinci fıkrasında geçen 'halkın bir bölümünü' kavramına ilişkin insan topluluğu olduğuna işaret edilerek, şunlar kaydedildi:
"Bu kanunun düzenlenme maksadı, kamu güvenliği, kamu sulhu, toplumun refah ve huzuru olup, davaya konu olan imam hatip mezunlarından meydana gelen büyük bir topluluğun teknik manada sosyal sınıf çerçevesinde olup olmadığı konusu, kanunun düzenlenme maksadı göz önünde bulundurulduğunda, 'böyle büyük bir topluluğun kapsam dışı bırakılması' halinde kanunun korumak istediği yukarıda geçen değerleri, yani kanunun düzenlenme maksadını ortadan kaldırma tehlikesi oluşturabilecektir. Aksi bir değerlendirme, sanıkça sarf edilen ifadelerin muhatabı olan bu büyük sayıdaki kesimde meydana gelen infialin karşılıksız kalmasına sebep olarak, maddenin düzenlenme maksadında belirtilen hoşgörü ve sulh atmosferinin somut bir biçimde tehlikeye atılmasına neden olacaktır."
Mahkeme, suçun aleniyet unsuruna dair ise gerekçeli kararda, "Çok sayıda kişinin katıldığı, medya ve katılanlar tarafından kayda alınan ve bu yolla herkesin kolay bir şekilde ulaşabileceği bir konserde aleniyet olmadığı iddiası, aleniyet kavramının yeniden tanımlanmasını gerektirebilecek bir savunmadır." denildi.
Gerekçeli kararda, TCK'da (Türk Ceza Kanunu) yer alan 'halkı düşmanlık ve kine tahrik veyahut aşağılama' suçunun düzenlenme maksadı göz önüne alındığında, şarkıcı Gülşen'in ifadelerinin, 'toplumu meydana getiren insanlar arasındaki hoşgörü atmosferini bozacak, insanlar arasında ayrımcılığa sebep olacak ve kamu sulhunu somut olarak tehlikeye sokacak özellikte olduğunun' değerlendirildiği belirtildi.
Davanın geçmişi
Gülşen, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, TCK'nın 216'ncı maddesi çerçevesinde 'halkı düşmanlık ve kine tahrik veyahut aşağılama' suçundan başlatılan tahkikat çerçevesinde 25 Ağustos 2022 tarihinde tutuklanmıştı.
Gülşen'in avukatının itirazlarını değerlendiren nöbetçi İstanbul 27'nci Asliye Ceza Mahkemesi, 29 Ağustos 2022 tarihinde Çolakoğlu'nun ülke dışına çıkış yasağı önlemiyle salıverilmesi yönünde karar vermişti.
Gülşen, ülke dışına çıkış yasağının kaldırılması talebiyle İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine müracaat etmişti.
Mahkemenin, ülke dışına çıkış yasağının, 'güvence bedelini yatırması' koşuluyla kaldırılmasına hükmetmesi üzerine Gülşen, 250 bin TL güvence bedelini yatırmış, ülke dışına çıkış yasağı kaldırılmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 48 sayfalık iddianamede, Kadın ve Demokrasi Vakfının da aralarında olduğu 702 müşteki yer almıştı.
Gülşen'in savunmasına da yer verilen iddianamede, sanığın 'halkı düşmanlık ve kine tahrik veyahut aşağılama' suçundan bir seneden üç seneye değin hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti.
Kararını bildiren İstanbul 11'inci Asliye Ceza Mahkemesi, sanığı 'halkı düşmanlık ve kine tahrik veyahut aşağılama' suçundan önce bir sene hapse mahkum etmiş, sanığın eyleminden sonraki davranışları ve duruşmalardaki saygılı tutumunu göz önünde bulundurup cezayı 10 aya indirmişti.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünde karar veren mahkeme, sanığın beş sene denetim süresine tabi tutulmasına hükmetmişti.
Mahkeme, sanığın, ülke dışı çıkış yasağının kaldırılması için ödediği 250 bin TL güvence bedelinin iade edilmesine hükmederek, ayrıca 39 bin 150 TL tutarındaki yargılama bedelinin sanıktan alınmasını kararlaştırmıştı.