Game of Thrones'ta tartışmalı bölüm (spoiler içerir)

Game of Thrones'un 8. sezon 3. bölümü geride kaldı. Peki bu bölüm neden bu kadar tartışıldı? Detayları yazımızda...

MAGAZİN 01.05.2019, 20:35 05.05.2019, 08:27
Game of Thrones'ta tartışmalı bölüm (spoiler içerir)

Bildiğiniz gibi Game of Thrones’un 8. sezonunda 3 bölümü geride bıraktık ve kaldı geriye üç bölüm daha... 2000’li yılların en büyük televizyon şovu yakında sona erecek. Ancak George R.R. Martin tarafından yazılan kitap serisi henüz bitmiş değil ve bu serinin bitmesine daha yıllar var.

Uuzn Gece'nin kısa sürmesi!

8 yıldır izleyicileri ekrana kilitleyen ve her geçen sezon izlenme oranları artan Game  of Thrones’un 8. sezonunun 3. bölümü ise birçok tartışmayı beraberinde getirdi. Long Night (Uzun Gece) isimli bu bölüm deyim yerindeyse izleyicileri ikiye böldü. Bir tarafta bölümü çok beğenenler var. Diğer tarafta ise dizinin, eski sezonlara ve kitaplara ihanet ettiğini düşünen sinirli, üzgün kitle… Bölümün neden eleştirilerin odağında yer aldığını gelin birlikte inceleyelim.

Bölümün fazla karanlık olması ve savaş sahnelerinin görülmemesi bu eleştirilerden birisi! Bildiğinizi üzere, ölüler ordusu ve onları kontrol eden Night King (Gece Kralı) kışla beraber gelmiyor, kışı getiriyor! Aslında bölümün karanlık olması, verilmek istenen mesaj bakımından doğru. Fakat savaş sahnelerinin önceki sezonlar kadar iyi olmaması, karanlık sahnelerin daha fazla göze batmasına ve beğenilmemesine yol açtı. Gelelim bir hayli beklenti yaratılan bu bölümdeki savaş sahnelerinin beğenilmeme nedenlerine…

Kötü savaş planı!

Jon Snow ve Deanerys Targaryen savaş planını ilk açıkladıkları anda bunun pek de işe yaramayacak, kötü bir plan olduğu belliydi. Planın anlatıldığı odada o kadar deneyimli komutan ve savaşçı olmasına rağmen bu plana ses çıkarmamaları karakterlerimizin değil senaristlerin suçu aslında!

Çünkü ne olursa olsun bir kale savunması yapılacaksa, atlı ve en iyi savaşçı olan birlikler hattın en önünde konuşlandırılmaz. Askeri teknikleri bilmeyen ancak filmlerden ve oyunlardan savaşa aşina olanlar bile bunun kötü olduğu görmüştü.

Ejderhacamsız ve ateşsiz Dothrakiler öncü kuvvet!

Ölü ordusunun sadece yakılarak ve ejderha camıyla öldürülebileceği bilinmesine karşın, öncü kuvvet olarak ordunun ön saflarında bekleyen Dothrakilerin (atlı askerler) savaş oraklarının ejderha camından olmaması da cabası!

Kızıl cadı Melisandre gelmese ve oraklarını yakmasa nereye gideceklerdi, gidip ölülerle ne yapacaklardı belli değil!

Kızıl cadı Essos'tan neden yalnız döndü?

Ayrıca Melisandre’nin önceki sezon, diğer büyücüleri de almak için Essos’a gittiği biliniyor. Peki neden tek başına geldi, Essos’ta neler yaşadı? Bunun gibi soruların cevaplarını sanırım asla öğrenemeyeceğiz çünkü kızıl cadı da öldü.

Savaş alanındaki imkansız kurtuluşlar!

Sahnelere yöneltilen eleştirilerden birisi de karakterlerimizin savaş alanında defalarca imkansız anlarda kurtulmalarıydı. Bölümde bize gösterilen tam olarak şuydu: Jaime Lannister ve Brienne of Tarht yüzlerce wightın (ölünün) arasında kalıyor ve sahne kesiliyor.

Mucizelerin adamı Sam!

Sahneye dönüldüğünde ise etrafta sadece birkaç wight var. Samwell Tarly, ölülerin arasında kalıyor ve yerde ağlıyor. Ama ne hikmetse ölüler herkesi öldürüyor, yerde yatıp ağlayarak kılıç sallayan Sam’e dokunmuyorlar!

Jon Snow, önceki sezon koca Duvar’ı yıkan ancak küçük bir duvara çizik bile atamayan ölü ejderha Viserion’un karşısına çıkıp, ejderhaya bağırıyor! Jon Snow bu kadar mantıksız davranacak birisi değil ancak belli ki senaristler, dramatik sahneler yaratma adına, karakter özelliklerini ve mantık kurallarını pek umursamıyorlar. Bu ve bunun gibi sahnelerin, eski Game of Thrones’un ruhuna yakışmadığını söyleyen izleyiciler bu bölüme resmen ateş kustu!

Deanerys Targaryen’in savaş alanındaki Night King’i ejderha ateşiyle yakmaya çalıştı ancak bunun işe yaramadığını gördü. Kaleye doğru yürüyerek ilerleyen Night King, ölüleri yeniden diriltti ve peşinden gelen Jon Snow’u yaklaşık yüz ölü ile kapana kıstırdı. Yüz ölü tarafından etrafı çevrilen Jon, sahne açıldığında nedense iki üç ölüyle savaşıyordu!

Kahramanların, savaş alanındaki imkansız durumlardan defalarca kurtulmaları, sahnelerin inandırıcılığını da azalttı.

Melisandre, 'mavi göz' derken aslında neyi kastetti?

Dönelim kalenin içine… Burada Tazı, kızıl cadı Melisandre ve Arya bir odanın içinde kapana kısılıyorlar ve kapıyı zorlayan yüzlerce ölü var! Melisandre, Arya’ya dönüp şunları söylüyor:

“Seninle daha önce karşılaşmıştık. Sana ne dediğimi hatırlıyor musun? Kahverengi, yeşil ve mavi gözler öldüreceksin.” (3. sezon zamanında Arya ile karşılaşıyordu)

Senaristlerin önceki sezonları görmezden gelmesi!

Bunu duyan Arya, büyücünün ne söylediğini anlıyor ve Bran’i öldürmek üzere olan Night King’i nasıl olduysa öldürüyor. Kızıl cadı Melisandre’nin, “Mavi gözler öldüreceksin” cümlesinden kastettiği kişinin Night King olduğunu, bunun 3. sezondan beri belli olduğunu söyleyenler ise feci halde yanılıyor. Çünkü kızıl cadı Melisandre 3,4 ve 5. sezonlarda vadedilmiş prensin Stannis Baratheon olduğuna inanıyordu. Stannis yenilince ise Melisandre’nin Işığın Tanrısı’na ve görevine karşı olan inancı sarsılmıştı. 6 ve 7.sezonda da Jon Snow’un vadedilmiş prens olduğunu düşünen Melisandre, Arya’ya söylediği “Mavi gözler öldüreceksin” sözüyle Night King’i kastetmedi. Çünkü gerçekten de Arya’nın öldüreceğine inansa, sezonlar boyunca Stannis ve Jon’un yanında olmazdı. Yani senaristler akıllarına bir şey estikçe önceki sezonlardan cümleler buluyor ve “Bakın sezonlar öncesinden işaret ediliyordu” diyor.

Night King'in bir bölümde öldürülmesi

Bölümde daha pek çok hata bulmak mümkün! Ancak biz asıl meseleye gelelim. 8000 yıldır hazırlıklar yapan Night King’in, tek bölümde ve kolayca ölmesini izleyiciler pek hazmedemedi. Bu dizinin konusunun ölülerle olan savaş olmadığı, asıl olayın taht oyunları olduğunu söyleyen izleyiciler ise yanılıyor! Çünkü serinin ismi Buz ve Ateşin şarkısı…

Kralların tahtlarında donarak öldükleri 'Uzun Gece'

Binlerce yıl önce yaşanan Uzun Gece sırasında kralların tahtlarında donarak öldükleri, annelerin bebeklerini doğurmak istemedikleri ve bütün diyarda korkunun egemen olduğu anlatılır. Sonunda ölülerle yapılan anlaşma sonucu ölüler ortadan kaybolur ve Mimar Brandon Stark, bir daha bu tehlikenin yaşanmaması için kuzeye dev bir büyülü duvar inşa ettirir.

Dizinin de başladığı dönemden bu yana mottosu haline gelen Winter is Coming (Kış geliyor) sözü bize şunu söylüyor:

“İnsanların birbiriyle yaptıkları savaşlar, katliamlar, tahtı ele geçirme arzusu… Bunların hepsi boş! Asıl düşman siz sıcak yataklarınızda uyurken, kuzeyin de kuzeyinde hazırlıklar yapıyor. Asıl savaş ölülerle yapılacak büyük savaş! Ölülere karşı yaşayanlar…”

Senaristlerin verdiği kötü kararla asıl hikaye olan ölülere karşı savaş, 3. bölümde sonlandırıldı. Biz kalan üç bölümde büyük ihtimalle, artık asıl kötü olan Cersei ile Jon ve Deanerys’in taht kavgasını izleyeceğiz. Anlaşılan o ki, izleyicilerin heyecanını söndüren ve onları kızdıran temel nokta da bu! Bakalım önümüzdeki bölümlerde neler yaşanacak?

Yorumlar (0)