Deniz Çakır mahkemede ifade verdi!

Ünlü oyuncu Deniz Çakır, "halkın bir kesimini, sosyal sınıf, din, mezhep, cinsiyet, bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama" suçunu işlediği iddiasıyla hâkim karşısına çıktı. Çakır, "Kendi kendime söylendim. 'Burası Atatürk Türkiyesi niye her şeyime karışıyorsunuz, burası Arabistan değil' cümlesini kullandım." dedi.

MAGAZİN 08.10.2019, 17:21 08.10.2019, 17:24
Deniz Çakır mahkemede ifade verdi!

Tutuksuz sanık Deniz Çakır, müştekiler Ayşegül Yeşil, Vecihe Karadeniz, Zeynep Yılmaz, Emine Feyza Mazı ile taraf avukatları, İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya katıldı.

Müştekiler sanık kürsüsün arkasında bulunan koltuklara otururken, Çakır avukatının yanına otururdu. Müşteki avukatlarının itirazı üzerine, müştekiler de koltuklarından kalkarak avukatlarının yanına geçti.

Tutuksuz sanık Deniz Çakır, avukatı Bahri Belen'in yanında savunmasını yaparak, savcılığa verdiği ifadesini yinelediğini, 30 Aralık 2018 tarihinde söz konusu kafeye kendisinin doğum günü olması sebebiyle arkadaşlarıyla birlikte gittiğini belirtti. 

"Beni yadırgar ve yargılar şekilde baktılar"

Yan masalarında 2 kadının olduğunu ifade eden Çakır, şunları kaydetti: 

"Beni yadırgar ve yargılar şekilde baktılar. Biz eğlenmemize devam ettik. Dışarıdan başka arkadaşları geldi. Yanda yer olmasına rağmen arka masamıza geçtiler. Ben anlam veremedim, çok önemsemedim. Yargılayıcı bakışları devam ettiği için, 'Ne var?' mimiği yaptım. Karşı taraftan 'Fotoğrafımızı neden çekiyorsunuz?' serzenişi geldi. Bu serzenişler, tavizkâr ve yargılayıcı bakışlar devam etti, sesler yükseldi. Kavga değil, karşılıklı laf dalaşıydı."

Çakır, fotoğraf konusunda müştekilerin ısrarlarının sürdüğünü belirterek, "Çektiğimiz fotoğrafları gösterdi arkadaşım, o noktadan sonra sakinleştiler. Gecenin son yarım saati herkes kendi masasında geçirdi. Biz kalktık ve gittik. Bir laf dalaşından hariç gayet sakin ve normal geçti. İddianamede iddia edilen cümleyi kullanmadım. Onlara hitaben değil, kendi kendime söylendim. 'Burası Atatürk Türkiyesi niye her şeyime karışıyorsunuz, burası Arabistan değil' cümlesini kullandım." diye konuştu.

"Kimseyi dini ve dili bakımından ayırmıyorum"

Sarhoş olacak kadar içki içmediğini, kimseyi dini ve dili bakımından ayırmadığını belirten Çakır, "Böyle bana ters bir konuyla adaleti meşgul ettiğim için çok üzgünüm." ifadesini kullandı.

"Bizim mağdur olduğumuzu gördüler"

Şikâyetçi olduğunu aktaran müşteki Ayşegül Yeşil, "Katılma talebim vardır. Beyanlarımı tekrar ederim. O gün kafe çalışanları bizden özür dileyerek hesap almadılar. Bizim mağdur olduğumuzu gördüler." dedi. 

Sanık avukatı ise katılma talebinin yerinde olmadığını ifade ederek, katılma talebinin reddi yönünde karar verilmesini talep etti.

Hâkimin reddi talebinde bulunuldu

Müşteki avukatları da sanığın hiçbir talebi ve mazereti olmamasına rağmen sanık kürsüsünden avukatının yanına geçirilerek savunmasının alınması, müştekilerin sanık kürsüsünün arkasına oturtulması, bir kısım müştekilerin ayakta kalması gibi gerekçelerle hâkimin tarafsızlığını kuşkuya düşürecek bir neden ortaya çıktığını kaydederek, bu gerekçelerle hâkimin reddi talebinde bulunduklarını ifade etti.

Bu durumun normal olduğunu bildiren sanık avukatı Bahri Belen, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne göre "sanığın sorgusunun avukatının yanında yapılması" gerektiğini bildirdi.

Mahkeme, bu aşamada diğer müştekilerin beyanlarının alınmasına ve usul işlemlerinin yapılmasına yer olmadığı kararı aldı.

Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi

Reddi hâkim talebinin değerlendirilmesi için dosyanın İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine karar veren mahkeme, şunları kaydetti:

"Mahkemenin yaptığı uygulamalarda sanığın talebi olsun, olmasın müdafinin veya vekilin yanına alınabildiği, müştekilerin bulunduğu bölüme iki koltuk sığdığı, bu koltukların müşteki vekillerine tahsis edildiği, diğer 4 müşteki ayakta kalmasın diye boş olan sanık kürsüsünün arkasındaki koltuklara oturtulduğu, müşteki vekillerinin talebi üzerine vekillerin olduğu bölmeye gittikleri, burada da müştekilerin koltuk sayısı yetersiz olduğundan koltuk getirilip getirilemeyeceğini sordukları, gerek yerin darlığı gerekse getirilecek koltuk olmaması nedeniyle koltuk getirilemedi. Dolayısıyla müştekilerin ayakta kaldığı, kimilerine vekillerince yer verdiği, müşteki bölümünde 4 müşteki ve 2 vekil bulunduğu, ancak 2 koltuk olduğu görüldü. Bu hususun mahkeme hâkimin tarafsızlığını şüpheye düşürecek bir sebep olarak öne sürülüyor ise de şayet müşteki vekilleri mahkeme hâkiminin başka dosyalarını izleme şanslarını bulurlarsa benzer uygulamaların sıklıkla yapıldığı, insanların mahkeme önünde esas duruşta ayakta beklemesine imkân ölçüsünde engel olunmaya çalışıldığı, bu yönüyle mahkeme hâkimin reddi talebinin yerinde olmadığı, dosyanın bu konumda karar verecek olan mahkemeye gönderilmesine karar verildi."

Yorumlar (0)