Defne Samyeli'nin eski eşi Eren Talu'dan şok iddialar

Cem Yılmaz'ın Defne Samyeli'yi Serenay Sarıkaya ile aldattığı iddiaları sosyal medyanın gündemine otururken, Samyeli'nin eski eşi Eren Talu'nun 2010 yılında verdiği bir röportaj bomba etkisi yarattı. İşte Eren Talu'nun olay yaratan açıklamaları...

MAGAZİN 13.02.2020, 14:11 13.02.2020, 14:16
Defne Samyeli'nin eski eşi Eren Talu'dan şok iddialar

Serenay Sarıkaya ve Cem Yılmaz aşkının yarattığı şok etkisi hala sürerken, Defne Samyeli'nin aldatılma iddialarına yaptığı yorum sosyal medyada çok konuşulmuştu. Samyeli, "Size magazin basınına bir sözüm vardı. Asılsız haberlerden dolayı önyargılarım var. Ekim ayında 3. şahıslarla ilgili açıklama yapmış işini sağduyulu yapanları ayırmıştım. O haberi aslında işini sağduyuyla yapan arkadaşlar yapmış. Ben bilmiyormuşum. Görmemişim, hiç ihtimal vermedim. Hiç konduramadım. O duyguyla sert bir yazı yazdım. Ben sizi nasıl asıl haberlerde mazur gördüysem, siz de beni mazur görün." ifadelerini kullanmıştı.

Defne Samyeli'nin ihanet yorumunun ardından, eski eşi Eren Talu'nun 2010 yılında Ayşe Arman'a verdiği bir röportajın ortaya çıkması Twitter'ı karıştırdı.



Talu, 2010 yılında verdiği röportajda Defne Samyeli'yle ilgili çarpıcı itiraflarda bulunmuş. Samyeli'nin kendisini aldattığını söyleyen Talu, Ayşe Armana Verdiği röportajda, olayı şu şekilde anlatmıştı:

''Defne, Brüksel’e bir medya konferansına gitmek istedi, “Tabii” dedim. Gitti. İşte ne olduysa o konferansta oldu. Richard Gizbert denilen o adamla tanışıyor. Adam, El Cezire televizyonunun Uğur Dündar’ı. Evli. Bilinen, tanınan biri. Karısı var, hayır işleriyle uğraşıyor, çok saygın bir kişilik. Londra’da yaşıyorlar. Richard o toplantıda moderatör. Bizimki de olgun erkeklerden hoşlanıyor...''

''Sadece sabahlara kadar bilgisayar başında, yatağa 5’te geliyor. Adamla ’leşiyorlarmış. Bir akşam çalışma odasına girdim, baktım internette, beni görünce apar topar bilgisayarı kapattı. Tam o sırada Blackberry’sine mesaj geldi, hem bilgisayara hem telefona aynı anda geliyor ya... Masadaki cep telefonunu elime aldım, koştu, elimden kaptı. Adamdan gelen mesajı görmemi istemiyor. Sildi mesajı.'' İçime şüphe düştü: - ''Kimden?'' dedim. O anda bir senaryo yazıverdi. Amerikan Konsolosu’nun evinde bir davet varmış, ben yoktum, orada Avusturalya Konsolosluğu’nda çalışan bir adamla tanışmış, adam buna ilgi duymuş, bizimki de adamın maillerine yanıt vermiş, küçük tehlikesiz bir flörtmüş ama ben tanık olduğum için de çok utanmış... Ben de yedim. Belki de yemek istedim. Fakat içime bir şüphe de düştü...''

"Votkanın gözünü seveyim! İki şişe votka içtik, birbirimize her şeyi anlattık. Seviştik de. Ama daha önce dedi ki, “Benden şüpheleniyorsun, al bak telefonumu hiçbir şey yok.” Verdi telefonu. Nasıl olduğunu bilmiyorum ama sildiğini zannetmiş fakat her şey içinde. Bütün mailler, SMS’ler. Karımın çeşitli fotoğraflarını görüyorum, kendi kendine çekmiş, hiç tanımadığım bir adama göndermiş. Memelerine bir şey yaptırıyordu: - ''Beynimden vurulmuşa döndüm. ''Bu ne ya?'' dedim. Gerisi, çorap söküğü gibi geldi. Artık inkâr edecek hali kalmadı. Zaten ben anlamalıydım, daha güzel olmaya çalışıyordu, memelerine falan bir şeyler yaptırıyordu, ''Zaten güzelsin, kimin için daha güzel olmaya çalışıyorsun?'' diyorum.''

Ayşe Arman'ın "Peki senin bu adamla bir diyaloğun oldu mu?" sorusuna da yanıt veren Eren Talu şunları söylemişti: "Utanç verici ama oldu. Adamı arıyordum. Defne “Aramayacaksın!” dedikçe daha da sinirleniyordum. “Onu arama, senin o adamla bir meselen yok. Bu, bizim aramızdaki bir sorun” diyordu. Deliriyorum. Hızıma alamadım, adamın Defne’ye gönderdiği mailleri, karısına da yolladım. “Niye onların mutluluğun bozuyorsun?” gibi saçma sapan şeyler söyledi. Ulan, biz evimize yangın düşmüş, anamız ağlıyor, adam boş vakitlerinde karımla buluşuyor, adamı anlayışla karşılayacağım öyle mi?"

"Daha da fenası yaptım, bir arkadaşıma kadını arattım. Arkadaşımın İngilizcesi daha iyi, “Ben Eren. Eşinizin karımla ilişkisi var, bilginiz olsun. Benimle görüşmek isterseniz numaram bu” dedirttim. Aramadı kadın. Bunlardan gurur duymuyorum, hatta mahcubum ama ben de bu acıyı böyle yaşadım..." 

Yorumlar (0)