Şaman İnancı mı? Yoksa İslami bir Bayram mı? Hıdırellez Nedir?

Baharın gelişi yüzyıllardır bolluk bereketin, ekip dikmenin sembolü olarak sevinçle karşılanmıştır. Baharın gelişinin kutlandığı Hıdırellez’de Türklerin mevsimlik bayramlarından bir tanesidir. Dilek yazıp toprağa gömmek, resim çizip suya atmak gibi birçok adetin olduğu Hıdırellez tam olarak nedir? Hıdırellez’de neler yapılır? Cevabı haberimizde…

KÜLTÜR-SANAT 20.04.2022, 15:19 21.04.2022, 09:28
Şaman İnancı mı? Yoksa İslami bir Bayram mı? Hıdırellez Nedir?

Hıdırellez kelimesinin kökeni inceleyecek olursak; Hıdırellez sözcük anlamı olarak Hz. Hızr ve Hz. İlyas isimlerinin Arapça olarak birleştirilmiş halidir. Arapça ’da Hızr, Hıdır olarak telaffuz edilmektedir. Hıdır ve İlyas isimlerinin zaman içerisinde Hızrilyas, Hıdırilyas ve en son olarak da ‘’Hıdırellez’’ haline geldiği düşünülmektedir.

Peki Hızr ve İlyas neden bu kadar önemlidir?

Hikâyeye göre Hz. Hızır ve Hz. İlyas beraber Ab-ı Hayat (Ölümsüzlük suyu) aramaya gitmişler ve suyu bulup içmişlerdir.  Bunun üzerine Hızır dünya üzerindeki, İlyas ise denizdeki yardıma muhtaç kimselerin yardımlarına koşmakla görevlendirilmişlerdir. 6 Mayıs günü ise Hızır ve İlyas’ın yılda bir defa yeryüzünde, bir gül ağacının altında bir araya geldikleri tarihtir. Hızır ve İlyas’ın her yıl 6 Mayıs’ta bir araya geldiğine inanılır. Bu yüzden 6 Mayıs günü Hıdırellez olarak kutlanır. Bu buluşma gününde dilek dileyen insanların dileklerinin kabul olacağı söylenir.  Hıdırellez 5 Mayıs akşamından başlayıp 6 Mayıs’ta ikindi vaktine kadar devam eder. 

Hıdırellez kaynağını hangi inançtan almaktadır? 

Tarihin ilk zamanlarından bu yana doğada meydana gelen değişiklikler, mevsimler, iklimler vs. insanlar için hayati önem taşımaktaydı. Özellikle tarımsal hayata geçildikten sonra; ‘’bahar’’ insanların gelmesini dört gözle beklediği mevsim olmuştur. ‘’Ekinleri ekme, bağ bozumu, hasat vs. işlemler ancak bahar gelirse, tabiat canlanırsa yapılabilirdi.  Bu yüzden Hıdırellez; ‘’doğa ile barışık olma’’ inancına dayanır. 

Türklerin İslamiyet’i kabulünden önce de Hıdırellez’in kutlandığı bilinmektedir. Hatta Hıdırellez’in Ergenekon destanından bu yana kutlandığı söylenmektedir. Türklerin İslami hayata geçişi sonrası ise Hıdırellez İslami bir şekil almıştır ve daha önceden yapılan tüm uygulamalar bir şekilde İslam ile ilişkilendirilmiştir. Her ne kadar Hızır ve İlyas’ın kutlaması olsa da Hıdırellez’de yapılan neredeyse her şey Hızır’la ilgilidir. Hızır; insanlara sağlık dağıtan, uğur getiren, doğadaki uyanışın sembolüdür. İlyas ise geri planda kalmıştır.   

Günümüzde Hıdırellez’in ‘’bahar bayramı’’ olarak kutlanması Orta Asya İnanışı olan ‘’Şamanizm’’den, bolluk- bereket ve ölümsüzlük gibi öğeler barındırması açısından ‘’Anadolu Kültürü’nden ‘’, Hızır ve İlyas inanışı ile ‘’İslam İnancından’’ birleşmiş bir bayramlar bütünüdür aslında. Bu yüzden, Hıdırellez’de sadece baharın gelişi kutlanmakla kalınmaz; aynı zamanda büyü, bolluk - bereket, şenlikler, yarışmalar bir aradadır. 

Hıdırellez’i Kimler Kutlamaktadır? 

Hıdırellez’i genellikle Orta Asya, Anadolu, Balkanlar, Kırım ve Suriye Türkleri kutlamaktadır. Hıdırellez’e İslami bir anlam yüklenmişse de İslam coğrafyasına bakıldığında Hıdırellez kutlamalarının en çok Türkiye’de yapıldığı görülmektedir. Başka bir inanışa göre ise Hıdırellez (Hızır Günü) (Ruz-ı Hızır) aslında Orta Asya Türklerinin kutladığı Nevruz’dan başka bir şey değildir. İslamiyet’e geçiş yaptıktan sonra Türkler Hıdırellez’i İslam’la bağdaştırmışlardır.

Hristiyanlar da baharın gelişini kutlamaktadırlar. Rum Ortodokslar bugüne; ‘’Aya Yorgi’’, Katolik Hristiyanlar ise ‘’ Aziz George’’ demektedir. 



Osmanlı Dönemi’nde Hıdırellez Kutlanıyor muydu? 

Osmanlı Devleti döneminde devlet mevsimi ‘’Ruz-i Hızır’dan Ruzi Kasım’a ( Hızırdan Kasım’a )  ve Ruz-i Kasım’dan Ruz-i Hızır’a ( Kasım’dan Hızır’a) olarak ikiye ayırmıştır. Hızır'dan Kasım’a yaz ayını ifade etmektedir ve başlangıcı 6 Mayıs’tır.  

Ayrıca Türklerin Anadolu’ya gelişinden önce de bu tarih Hristiyanlar tarafından kutlanmaktaydı. ‘’Aya Yorgi, Aziz George ‘’ adlarıyla kutlanan baharın gelişinin tarihi de 6 Mayıs’tır. Dolayısıyla Osmanlı Devleti Anadolu’da kurulduktan sonra da Hıdırellez kutlamaları devam etmiştir. 

Osmanlı Dönemi’nde halkın coşkulu şekilde Hıdırellez kutlamaları dönemin İslam alimlerini telaşlandırmış ve bu konu tartışılmıştır. Hatta 16. Yüzyılda Şeyhülislam Ebu Suud efendinin ‘’bu güne eğlenmekten başka anlam yüklememek şartıyla yiyip içmenin hiçbir sıkıntısı olmadığını ‘’ açıklayan bir fetva bile yazmıştır.  Tabii Osmanlı döneminde Hıdırellez kutlama alanlarının genelde türbeler ya da açık alanlar olduğunu unutmamak gerekir. Osmanlı döneminde Hıdırellez günlerinden bahseden ‘’bahar’’ mevsimini konu alan şiirlere ‘’bahariyye’’ denmektedir. 

İstanbul’da da 200’li yıllarda başlatılan ‘’Ahırkapı’da Hıdırellez Şenlikleri’’ adında artık gelenekselleşmiş kutlamalar yapılmaktadır. Bu şenliklere binlerce kişi katılmaktadır. 

Hıdırellez başka hangi adlarla anılır?

Hıdırellez birçok ülkede ve kültürde farklı isimlerde anılmaktadır.  Anadolu’da ‘’Hidrellez’’, Dobruca ve Kırım Türkleri ’nde ‘’Tepreş’’, Makedonya’da ‘’Ederlez, Edirlez’’, Kosova Bölgesi’nde ‘’Hıdırles, Hedirles, Hadırles’’ Hıdırellez için kullanılmaktadır. Ayrıca Romanlar da Hıdırellez’e ‘’ Kakava’’ demektedir. 

Ağrice, Altı Mayıs, Aya Yorgi, Aziz George, Bahar Bayramı, Hızır ile İlyas, İlk yaz, Mantifer, Mar Curcos, Hiderlez,Ruz-ı Hızır adları da Hıdırellez için kullanıldığı bilinen sözcüklerdir.

Hıdırellez Hazırlıkları 

Hıdırellez günü gelmeden önce evler, iş yerleri, kıyafetler vs. kısacası her şey baştan sona temizlenmektedir. Böylelikle Hızır’ın eve uğramasını sağlamaya çalışırlar. Eğer gelirse de onu tertemiz bir şekilde karşılamaları gerekir. 

Hıdırellez’den bir gün önce 40 çeşit ot toplanıp kaynatılır ve posaları alınır. Geriye kalan su ise banyo suyuna katılır. Çünkü kim bu su ile 40 gün yıkanırsa, gençleşeceğine ve güzelleşeceğine inanılır. 

Hıdırellez gecesinde dilenen dilekler sembollerle belirtilebilir. Örneğin bebeğinin olmasını isteyen bir kişi gül ağacının dibine oyuncak bir bebek, para isteyen kişi ise bir adet para koymalıdır. Yalnızca inanan insanların dilekleri kabul olur. Dilekleri kabul olmayan insanların, inanmadıkları için dilekleri kabul olmaz!

Hıdırellez gecesi evlerin dış kapılarına ısırgan otu asılır. Bunun amacı ısırgan asılan evlere büyü tutmamasıdır. Ayrıca eğer o ev sahibinin hayvanı varsa, o yıl bol süt vereceğine inanılmaktadır.  Dileklerin yazılı olduğu kağıtlar Hıdırellez sabahı suya bırakılır. Eğer kâğıt yazısı üste gelecek şekilde çizilirse dileğin kabul olacağına, ters düşerse dileğin kabul olmayacağına inanılır. 

Dertliler İçin Hıdırellez Çaresi 

Hıdırellez sabahı gün doğmadan kalkılır ve dut ağacındaki bir salıncaktan sallanılır. Fakat sallanırken; ‘’ Derdim aşağı, kendim yukarı.’’ Diye söylenir. Böylece var olan derdin sıkıntının gideceğine inanılır. 

Hıdırellez’de uygulanan ilginç geleneklerden biri daha: Suya Bakma 

Bir tenekeye ya da herhangi bir kaba Hıdırellez gecesi su doldurulup evin herhangi bir yerinde bekletilir. Sabah ise evdeki herkesten önce uyanıp, kimse görmeden o suya bakıp dua eden kişinin güzelleşeceğine inanılır. Özellikle ergenlik döneminde çok fazla sivilcesi olan gençler suya bakma geleneğini Hıdırellez’de uygulamaktadırlar. 

Hıdırellez Gelenekleri Nelerdir? 

Hıdırellez gününde insanlar özellikle ağaçlık alanlarda, bol yeşillik içeren yerlerde toplanıp, oyunlar oynarlar. Bu alanlara eski zamanlarda ‘’hıdırlık’’ denmektedir. Çünkü buralarda Hızır’ın gezdiğine inanılır. 

Hıdırlık alanında kuzu kesmek gibi bir adet vardır. ‘’Hızır hakkı için kesilen kuzu’’ pişirilir ve yenilir. Bu kuzunun insanlara sağlık ve şifa vereceği düşünülmektedir. 

‘’Tuttuğun altın olsun’’ deyimini biliyorsunuzdur. İşte Hıdırellez’de de Hızır’ın elinin değdiği her şeyin bereketle dolup taşacağına inanılır. Bu yüzden yiyecek kaplarının, kiler ve ambar kapılarının, cüzdan ve para keselerinin ağzı açık bırakılır. 



Maddi olarak; örneğin ev, araba gibi istekleri olanlar isteklerini herhangi bir gül ağacının dibine küçük bir model olarak yaparlar. Mücevher, ziynet eşyası gibi istekleri olanlar ise o günde ağaç yapraklarını kollarına, parmaklarına ya da boyunlarına takarlar.  Kırmızı bir kurdele ya da bez parçası ile dileklerini gül ağacına bağlama adeti de yaygındır. 

 

Hıdırellez gecesi, büyük bir ateş yakılarak tıpkı Nevruz kutlamalarında olduğu gibi ateşten atlanılmaktadır. Ateşten atlayarak; ruhun arınacağına, hastalıklardan ve nazardan korunacağına inanılmaktadır. Ayrıca diğer bir inanışa göre ateşten atlarken tüm dertlerin ve üzüntülerin döküleceği söylenmektedir. 



Hıdırellez ateşini ‘’taşlama’’ geleneği vardır. ‘’Hastalıklar, kötülükler, dağlara taşlara olsun.’’ diyerek ateşe taş atılır.  Ayrıca bazı yerlerde isteklerin, duaların kabulü için oruç tutma, sadaka verme ve kurban kesme adeti vardır. Fakat yapılan tüm bu adetler ‘’Hızır Hakkı’’ için olmalıdır. Böylelikle; insanlar Hızır’la karşılaşabileceklerine inanmaktadırlar. 

Şehirlerimize Özgü Hıdırellez Gelenekleri 
 
Balıkesir ve Çanakkale’nin bazı kesimlerinde Hıdırellez sabahı güneş doğmadan kadınlar su kenarlarına gider ve bu su ile ellerini yüzlerini yıkarlar. Ayrıca Hıdırellez’de bir gün önce gül ağacının dibine fasulye tohumu ekerler ve eğer ki bu fasulye Hıdırellez gününe kadar yeşerirse dileklerinin kabul olacağına inanılıyor. 

Kütahya’da ise farklı bir uygulama vardır. Hıdırellez günü toprağa düşen çiğ damlaları ile yoğurt mayalanmaktadır. Yoğurdun üzerine ‘’Nazar Değmesin’’ diyerek çörek otu serpiştiriliyor ve akrabalara dağıtılıyor.  Hıdırellez yoğurdu bir yıl boyunca ‘’Damızlık’’ olarak kullanılmaktadır. Yani yapılan yoğurtların mayası bu yoğurttan alınmaktadır. Bu yoğurt mayasının suyundan hamur da mayalanmaktadır. 
 



Yine Kütahya’da ve çevre şehirlerde bereket getirdiğine inanıldığı için evlerin etrafına ‘’haşhaş tohumu’’ serpilmektedir. 

Trabzon’un Şalpazarı ilçesinde de maya katılmadan yoğurt yapılmaktadır. Mayalama sıcaklığındaki sütün içine besmele çekerek tahta bir kaşık koyulur ve bu şekilde elde edilen yoğurt bir yıl boyunca yoğurt mayası olarak kullanılır. Bir sonraki yıl Hıdırellez’de yenisi yapılır. 

Hıdırellez’ in kısmet ve baht açma amacı ile kullanıldığını duymuş muydunuz? Talihinin, bahtının, kısmetinin vs. açılmasını isteyen genç kızlar ya da kadınlar, yüzük, kolye gibi eşyalarını Hıdırellez’den bir gün önce bir çömleğin içerisine koyarlar. Çömleği bir gül ağacının dibinde bir gece boyunca bekletirler.  Ertesi gün toplu şekilde çömleği açarlar ve maniler söyleyerek içerisindeki eşyalarını çıkarırlar.

•    İstanbul ve çevresinde bu olaya ‘’Baht açma’’
•    Denizli ve çevresinde ‘’Bahtiyar’’, 
•    Yörük ve Tüürkmen geleneklerinde ‘’Mantıfar’’, 
•    Balıkesir ve çevresinde ‘’Dağara yüzük atma’’,
•    Edirne ve çevresinde ‘’Niyet Çıkarma ‘’ ve
•     Erzurum’da ise ‘’Mani Çekme’’ adı verilir. 

Yorumlar (2)
ALİ Halil 2 yıl önce
Çok güzel tarihimiz anlatıyor
Ramazan Sekmen Em.Öğr. 2 yıl önce
Güzel bir araştırma emeği geçenlere teşekkürler.