Nevruz Neden Kutlanır? Türk Kültürü İçin Önemi Nedir?

Kış ayının bitişini, baharın, yeşilliğin, bolluk ve bereketin gelişini temsil eden Nevruz 21 Mart’ta kutlanmaktadır. Ülkemizde Nevruzu kutlayanlar olduğu gibi kökenini İslam’a dayandıranlar ya da hiç kutlamayanlar da var. Peki nedir Nevruz? Ne zamandan bu yana kutlanmaktadır? İşte cevabı haberimizde…

KÜLTÜR-SANAT 14.04.2022, 23:57 08.10.2022, 11:14
Nevruz Neden Kutlanır? Türk Kültürü İçin Önemi Nedir?

Nevruz ne demektir? Ne zamandan bu yana kutlanmaktadır?

Nevruz kelime kökeni olarak Farsça’dan dilimize geçmiştir. Farsça’da nev ‘’yeni’’, ruz ise ‘’gün’’ demektir. Yeni gün anlamına gelen Nevruz ülkemizde, ‘’navrız, novrız, mevris, cılgayak, Sultan Nevruz, Mart Dokuzu, saban toy gibi’’ isimlerle de anılmaktadır.
Yazılı kaynaklarda ilk defa 2. Yüzyılda Pers kaynaklarında adı geçen Nevruz, Celali Takvimi kullanan İran’da ve Bahai İnancına sahip olan insanlar tarafından yılın ilk günü olarak kabul edilmektedir.  Celali takvimde 21 Mart olan Nevruz, Miladi takvimde de aynı tarihte, fakat Rumi takvimde 9 Mart olarak kabul edilmiştir.  

Genel olarak tüm toplumlarda Nevruz baharın gelişini temsil etse de her toplum Nevruz’u kendi tarihi ve kültürü ile ilişkilendirmiştir.  Dolayısıyla tek bir Nevruz tarihinden bahsetmek neredeyse imkansızdır.

Perslere göre, Nevruz kutlama geleneğinin tarihi Buzul Çağı’nın bitiş yıllarına kadar, yani 15.000 yıl önceye uzandığı söylenmektedir. Mitolojik Pers kralı Cemşid’ in halkını avcılık ve toplayıcılıktan, yerleşik yaşam ve hayvancılığa geçirmesiyle Nevruz kutlanmaya başlamıştır. O dönemlerde mevsimler, günümüzdekinden çok daha önemli, hayati bir boyuttaydı. Dolayısıyla dört mevsimin yaşanması, insanların hayatta kalmaları için ana sebepti. Baharın gelmesi, tarlalara ekim yapılabileceği ve inek, sığır gibi hayvanları besleyenlerin de hayvanlarını otlatabileceği anlamına gelmekteydi. Bu sebeple, İran tarihinde Nevruz kutlamalarını başlayan kişinin Pers kralı Cemşid olduğu söylenir. Günümüzde İran İslam Cumhuriyeti’nde her ne kadar İslami bir gelenek olmasa da Nevruz kutlanır. 

Kürt tarihinde ise Nevruz; demirci Kawa adındaki birinin acımasız Asur kralı Zuhak’ı öldürmesiyle başlamıştır. Hikâyeye göre Zuhak, omuzlarında iki tane evcilleştirdiği yılanlarını beslemektedir. Bunun için de her gün iki kişiyi öldüren Zuhak, Kawa tarafından öldürülüyor. Zuhak’ın öldürüldüğü gün Kürt tarihinde Nevruz olarak geçmektedir. 

Türkler için ise Nevruz, Göktürklerin yeniden doğuşunu anlatan Ergenekon destanına dayanmaktadır. Dağlarla çevrelenmiş bir vadide 400 yıl boyunca sıkışıp kalan Türklerin, dağın demirden olan kısımlarını eriterek kendilerine yol açtıkları günün 21 Mart olduğu anlatılmaktadır. Dolayısıyla Nevruz, Türklerin Ergenekon’dan kurtuluşlarının anısına kutlanmaktadır.  Ayrıca, Çin kaynaklarında Hun Türklerinin M.Ö. 3. yüzyılda bahar şenlikleri düzenledikleri bulunmuştur. 12 Hayvanlı Türk takviminde de Nevruz’un kutlandığı görülmektedir. 

Günümüzde; Türkiye, Azeri, Kırgız, Kazak, Türkmen, Özbek, Tatar, Uygur, Yakut ve Balkan Türkleri Nevruz’u kutlamaya devam etmektedirler. 2009 yılında Abu Dhabi’de toplanan Birleşmiş Milletler Manevi Kültürü Koruma Kurulu, Nevruz’u Dünya Manevi Kültür Mirası Listesi’ne dahil etmiştir. 2010 yılında ise Türkiye, Türkmenistan, Kazakistan, Arnavutluk, İran, Hindistan ve Afganistan’ın talebiyle Birleşmiş Milletler 21 Mart’ı ‘’ Uluslararası Nevruz Günü ‘’ olarak kabul etmiştir. 

Nevruz Nasıl Kutlanır?

Selçuklu ve Osmanlı’da Nevruz, şenlikler düzenlenerek kutlanırdı. Bu şenliklerde ‘’Nevruziye’’ adı verilen şiirler okunurdu, türlü çeşitlerde yemekler hazırlanırdı. Yine ‘’Nevruziye’’ adında özel bir macun hazırlanırdı. 

Çok değil bundan belki 10 yıl öncesine kadar Osmanlı geleneksel kıyafeti ile bir tabaka üzerinde macun satan satıcılar vardı.  Satılan macunun kaynağı aslında Nevruz’dan gelmektedir.  
Macunu ile ünlü olan şehrimiz Manisa’da da her 21 Mart’ta Mesir Macunu şenlikleri yapılmaktadır. 



Anadolu kültürümüz olan Alevi ve Bektaşilik geleneğinde de Nevruz’a Mart 9’u denilir ve  çeşitli kutlamalar yapılırdı. Yine Zerdüştler ve Yezidiler de 21 Mart’tı bayram olarak kabul ederler ve yemekler dağıtılarak, oyunlar oynayarak kutlamaktadırlar. 

Nevruz Bayramında baharın gelişi kutlansa da, bu bayram kendine ait bir sistemden oluşmaktadır. Bu sistem toplamda 7 aşamayı içerir.
1- Kötü söz orucu: Nevruz kutlayanlar, 21 Mart’tan iki hafta önce kötü söz orucu tutmak zorundadırlar. Bu oruç Nevruz bitene kadar tutulmalı ve bu süre boyunca kimseye kötü söz, küfür vs. söylenmemelidir. 

2- Çevre temizliği ve alev alev : Nevruz yeni yılın ilk günü olarak kabul edildiği için, 21 Mart’tan önce evler temizlenmeli, elden geçirilmesi gereken yerler varsa tamir edilmelidir. Ayrıca yeni kıyafet alışverişi yapılır. Böylece yeni yıla, her şeyi yenileyerek girilmelidir. Nevruz’da çokça yapılan eylemlerden biri ateşin üzerinden atlamaktır. Ateşten atlamak, günahlardan arınmayı simgelemektir. Dolayısıyla yeni yıla girmek için, hem ruh, hem beden, hem de yaşam alanı temiz olmak zorundadır. 

3-  Ölü bayramı: Nevruz zamanında atalara saygı göstermek için mezarlıklar ziyaret edilir. Böylece ecdatla evlat Nevruz sayesinde bir araya gelmiş olur. 

4-  Yaşlı ve hastaları ziyaret:  Yaşlı ve hasta insanlar Nevruz zamanında ziyaret edilir. Hal hatırları sorulur, ziyarete giderken hediyeler götürülür, kalpleri hoş edilir

5-  Çocuk günü: Çocuklara yeni kıyafetler alınır, onlarla danslar edilir.

6-  Gençlik günü : Bugün de yaşlıların  ve çocukların günü gibi gençlerin mutlu olması amacıyla düzenlenmiştir. Spor müsabakaları düzenlenir, şiir yarışmaları yapılır ve yumurta tokuşturulur. (Yumurtalar üremeyi temsil eder ve bereket için renkli boyalara boyanıp tokuşturulur.) 

7-  Yeddi levin: Yedi çeşit meyve ya da kuruyemişin bir araya getirilmesidir. Evin en yaşlı bireyi ‘’yeddi levin’’ hazırlar ve eşe dosta dağıtır. Bu ikramlar, evin bolluk ve bereketle dolmasını simgeler. 

Bunlardan başka uygulanan gelenekler de vardır. Mesela 21 Mart günü hazırlanan Nevruz sofrasında 7 çeşit yemek bulunur.  Farsça’da ‘’Haft Sin’’ adı verilen bu sofraya ailecek oturulur ve yemek yenilir. Haft Farsça’da ‘’yedi’’ harfi demektir. Sin ise Farsça’da ‘’S’’ harfini nitelemek amacıyla söylenmiştir. 



 Kısacası; sonbaharda solup, baharda çiçek açan bitkilerle ‘’ölümü ve yaşamı’’ simgeleyen yedi çeşit ‘’S’’ harfiyle başlayan yemeğin adıdır Haft- sin.  Bunlar şunlardır:

  1. Sabzeh adı verilen, buğday, arpa gibi çimlendirilmiş bakliyatlar (Yeniden doğumu temsil eder.)
  2. Samanu adındaki helva. (Zenginliği temsil eder.)
  3. Senjed: kurutulmuş iğdeye verilen isim. (Sevgiyi temsil eder.)
  4. Sir: Sarımsak demektir. (Sağlığı, ilacı temsil eder.)
  5. Sib: Elma anlamındadır. (Güzelliği temsil eder.)
  6. Somaq: Sumaktır. (Gün doğumundaki gökyüzünün rengini temsil eder.)
  7. Serkeh: Sirkedir. (Olgunlaşmayı ve sabrı temsil eder.)
     
Yorumlar (0)