Ne giydiğinizi biliyor musunuz? İşte Orta Asya Türk Kıyafetleri…

23 Nisan’lar da, 19 Mayıs’lar da oynanan halk oyunlarını hatırlar mısınız? Tarih kokan, geçmişimizi hatırlatan bu oyunlar, Türklerin giyim- kuşamı hakkında bize çok önemli bilgiler verirdi. Aynı şekilde günümüzde çekilen tarihi dizilerde de Türk kıyafetleri özellikle Türk kadın kıyafetleri çok fazla öne çıkmaktadır. Peki ya tarihteki Türkler, dizilerdeki gibi mi giyinirdi? Türklerin giyimleri nasıldı? İşte cevabı haberimizde…

KÜLTÜR-SANAT 15.05.2022, 12:09 16.05.2022, 08:58
Ne giydiğinizi biliyor musunuz? İşte Orta Asya Türk Kıyafetleri…

Eski Türkler denildiği zaman akla ilk olarak Orta Asya Türkleri gelmektedir. Orta Asya'da yaptıkları avcılık- toplayıcık ve iklim şartları gereği, Orta Asya Türkleri oldukça kalın giyiniyorlardı. Tabi bu kalın kıyafetler tek parça halinde değil, üst üste giyilen giysiler şeklindeydi. Genel olarak edinilen bilgilere göre Orta Asya Türkleri, keçeden yapılmış çizme, kaftana benzeyen kepenek adındaki kalın montlar, be adına börk dedikleri şapkalar takıyorlardı. 


Dönemin şartları gereği bu giysiler sincap ve tilki gibi hayvanların kürklerinden yapılırdı. Bozkırlarda yaşayan ve hayvan yetiştirebilen Türkler ise koyun ve keçi yünlerinden giysiler yaparlardı. Dolayısıyla Türklerin giyim kuşamı; yaşadıkları yerin iklimine ve coğrafi şartlarına sıkı sıkıya bağlıydı.


Günümüzde kıyafetler nasıl ki bizim mesleğimize ve toplumdaki yerimize dair bilgiler veriyorsa yıllar önce yaşamış olan analarımız ve atalarımızın kıyafetleri de aynı bilgiyi vermekteydi.  Örneğin eski Türklerde; askerler deri pantolonlar ve çizmeler giyerlerdi. Devletin ileri gelenlerinin kıyafetleri oldukça nadir bulunan kumaşlardan yapılmaktaydı. Toplumun geri kalanı ise keçeden yapılmış giysiler giyerlerdi. 
 

1- Kaftanlar
Türklere dair bilinen en eski giysiler kaftanlardır. Dizilerde genellikle erkeklerin kaftan giydiği gösterilse de eski Türklerde hem kadınlar hem de erkekler kaftan giyerlerdi. Kış aylarında soğuktan korunmak için deriden yapılmış kaftanları giyen Türkler, yaz aylarında ise keçeden yapılmış kaftanları giymekteydi. Gövde, yen ve etek olarak üç parçadan oluşan kaftanı, erkekler daha sade kumaşlarla tercih ederken, kadınlar ise genellikle nakışlı ve süslemeli olarak tercih ederlerdi.



Dede Korkut Hikayeleri ’nde de kaftanlardan bahsedilmiştir. Örneğin, evlenecek olan kişilerin beyaz renk kaftan giydikleri, nişanlı olan kızlara da çeyiz olarak kırmızı kaftan gönderildiği bu hikayelerde anlatılmaktadır. Günümüzde evlenecek olan kadının, kına gecesinde kaftan giymesi aslında çok eskilere dayanmaktadır.

 Bugün Topkapı Sarayı’nda sergilenen kaftanlar bulunmaktadır. Sergilenen kaftanlar arasındaki en eski kaftan Fatih Sultan Mehmet Han’ın kaftanıdır. Sarı ve kırmızı renklerde yapılmış olan bu kaftanın desenleri, tıpkı Orta Asya’da giyilen kaftanların desenlerine benzemekteydi. Dolayısıyla kaftan Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar Türklerin giyiminde büyük etkisi bulunmaktadır.



 2- En Eski Şapka-  Börk

Şekil olarak ters bir tasa benzeyen börkler, eski Türkler tarafından hem soğuktan hem de sıcaktan korunmak için kullanılmıştır. Kenarları bükülmüş ya da enseyi kapatan türleri de bulunmaktadır. Türklerin börk kullandığına dair en eski kanıtlar, M.Ö. yapılmış olan Çin kabartmalarındaki Türk tasvirleridir. Yine Göktürkler’ in ve Uygurlar’ ın da börk kullandığı o dönemin kabartmalarında ve heykellerinde görülmüştür. Hakan’ ların kullandığı börkler, altın ya da kürkle süslenirdi. Bunun yanında üst kısmı tülbentle sarılı olan börkler de vardı. Bunlara Horosan Börkü denilmekteydi. 



Börk de kaftan gibi Orta Asya’dan Anadolu’ya gelmiş olan Türk giysisidir. Hem Selçuklu hem de Osmanlı zamanında kullanımına devam edilmiştir. Arapların ‘’Türk Külahı’’ adını verdikleri Börkler, uzun zaman boyunca Osmanlı Ordusu’nun resmi başlığıydılar. Toplumda Arap sarığının benimsenmesi ile, yaklaşık olarak 17. yy. dan sonra börkler kullanımdan kalkmıştır. 


3- Pantolon 

Eski Türkler göçebe bir yaşam tarzı sürdüğü için, insanlar çok fazla yerleşik bir düzene sahip değildi. At sürerek, yürüyerek ve savaşarak yıllarını geçiren Türklerin kıyafetleri de bu eylemler için uygun olmalıydı. Genelde at üstünde ilerleyen Türklerin giysileri, her türlü şarta uyum sağlamaları için dayanıklı malzemelerden yapılmaktaydı. Kumaş türü olarak genellikle deri giyen Türkler, deri pantolon ve çizme giyerlerdi.  O dönemde çizmelere ‘etük ‘’ denilmekteydi. Etüklerin üstüne, yine deriden yapılmış çarık ismindeki ayakkabılar giyilirdi. Bu deri kıyafetler aynı zamanda Türklerin askeri üniformasıdır. Böylelikle, her Türk asker doğar sözünün gerçek sahiplerinin ‘’Eski Türkler’’ olduğunu söyleyebiliriz. 
NOT: Tarihte Çin’e ilk pantolon ithal edenlerin Türkler olduğunu biliyor muydunuz? Aynı zamanda günümüzde giyilen pantolonların, ilk örnekleri de bu deri pantolonlardır. 

4- Gömlek

Genellikle keçeden yapılan gömlekler, mevsimlere göre ince ya da kalın olurdu. Tabi Orta Asya’da Türkler gömleğe ‘’könğlek’’ demekteydiler. Bu kelime zamanla türeyerek bugünkü şeklini almıştır. 

5- Elbise



Türklerin elbise giydikleri, kurganlardan (mezarlar) çıkarılan örnekler sayesinde anlaşılmıştır. Bugün giyilen elbiselerden yapı olarak biraz farklıdır. Örneğin elbiseler tek parçadan değil, iç ve dış elbise olarak iki parçadan oluşuyordu. Ayrıca kadın ve erkeklerin giysileri renk bakımından ayrışsa da o zamanlarda erkekler de elbise giyiyordu. Erkeklerin elbiseleri kadınların elbiselerine göre birazcık daha kısa, kadınların elbiseleri de erkeklerin elbiselerine göre biraz daha fazla nakışlı olmaktaydı. 

  • Divan-ı Lügat-ül Türk’te elbise için ‘’don/ton
  • İpek elbise için; mindetü,
  • Koyun ya da deve tüyünden yapıla elbiseye ; kars
  • Kadınların üst elbiselerine; kezlik'' denmektedir.


Altın Elbiseli Adam 

Altın Elbiseli Adam, Türklerin elbiselerine dair en eski örnektir. Kazakistan’da 1969 yılında yapılan bir inşaat kazısında fark edilen bir kurganda bulunmuştur.  Giysinin üzerinde leopar, pars, kartal, koç, geyik, at ve kuş gibi hayvan motiflerinin bulunmaktadır. Kaftan altın ip ile dikilmiş ve yine altınla işlenmiş olarak bir demir kılıç, hançer ve bir adet de kamçı bulunmuştur. Altın elbiseli adam’ın mühür olarak kullandığı düşünülen bir de yüzüğü bulunmaktadır. Bu elbise günümüzden 2500 yıl öncesine baktığımızda çok süslü geliyor olabilir. Fakat bu elbise özel olarak ölen kişiyi defnetmek için dikilmiştir. Fakat yine de 2500 yıl öncesinde Türklerin giyim- kuşamlarına dair önemli bilgiler sağlamaktadır.



Kuşak 



Orta Asya’da da kıyafetler ‘’suf’’ adındaki yün bir kemerle tamamlanırdı. Giyilen kıyafetlerin hem üstte toplu durmasını hem de bağlanılan kuşağa hançer, bıçak vb. aletlerin de koyulabilmesini sağlıyordu. Bugün Karadeniz’deki insanların hala kuşak taktığını görebilirsiniz.

Aksesuarlar

Erkekler de kullanmakla beraber, kadınlar arasında aksesuar kullanımı yaygındı.  Boğmak adındaki kolye, tolgağ adındaki küpe ve didim adındaki taç en çok kullanılan aksesuarlar arasındaydı. Yapılmış olan en eski heykellere bakıldığında erkeklerin küpeli olarak tasvir edildiği görülmüştür. Neredeyse küpesiz erkek tasviri bulunmamıştır. 

Düğme ve Pelerin Kullanımı



Özellikle Avrupa tarihi ile ilgili filmlerini izlediğinizde, askerlerin ve halkın genellikle kopçalı kıyafetler giydiğini görebilirsiniz. Fakat Orta Asya Türkleri kopça değil, düğme kullanmışlardır. Dikilen düğmeler; gömleklerde, pelerinlerde vb. kullanılıyordu. Fakat o zamanlar bu düğmeler sol tarafa doğru açılmaktaydı. 

Saçlar Hep Önemliydi 



Eski Türk tasvirlerine bakıldığında, Hunlar, Göktürkler, Uygurlar, Avarlar, Hazarlar, Oğuzlar ve hatta Bulgar Türkleri’ nde dahi Türk erkekleri sakalsız, uzun saçlı ve bıyıklı olarak tasvir edilmişlerdir. Günümüzde özellikle Doğu Karadeniz’de bu gelenek devam ettirilmekte ve erkekler genellikle saçlarını uzatmaktadır. 



Günümüzde Türkler bir çok farklı coğrafyada bir çok farklı kültürle ve iklimle karşılaştığından giyim kuşamında da değişiklikler olmuştur. Aşağıda farklı Türk boylarında kadınların geleneksel kıyafetleri yer almaktadır. 

Anadolu dönemi
Türkler yerleşik hayata geçip, İslamiyet’i kabul ettikten sonra giyim kuşam gelenekleri de değişmeye başlamıştır. Erkek ve kadın giysileri arasındaki fark artarak keskinleşmiştir. Anadolu’nun Orta Asya’dan daha sıcak olması nedeniyle kürk kullanımı da azalmıştır. Osmanlı döneminde ise giyim kuşam çok daha farklılaşmıştır ve bu alan çeşitlilik konusunda çok genişlemiştir. 
 


 

Yorumlar (0)