Napolyon Bonapart’ın Avrupa’daki en büyük komutanı olmasının serüveni

Napolyon Bonapart, 16 yaşında topçu subayı olarak başladığı askeri hayatına Avrupa’nın en güçlü komutanı olana dek devam etmiştir. ‘’Para, para, para’’ sözüyle anılan Napolyon Bonapart nasıl bu kadar güçlü olmuştur? Napolyon’un gücünün arkasındaki sır nedir? İşte cevabı haberimizde…

KÜLTÜR-SANAT 14.04.2022, 15:27 15.04.2022, 09:37
Napolyon Bonapart’ın Avrupa’daki en büyük komutanı olmasının serüveni

Gerçek adı ‘’Napoleon di Buonaparte’’ olan Napolyon Bonapart 1769 yılında Cenova’ya ait bir ada olan Korsika’da doğmuştur. Napolyon bir yaşındayken Korsika adası, Fransa topraklarına dahil olmuştur. Napolyon Bonopart, Annesi Laetitia ve babası Carlo Buonaparte’in toplam sekiz çocuğundan ikincisidir. Buonaparte’ler İtalyan kökenli bir orta soylu aileydi. Napolyon ilk öğreniminin ardından Fransa’da Askeri Okula başlamıştır.

Askeri okulda matematik ve geometri alanındaki başarısı sayesinde Paris’ teki Askeri Akademi’ye kabul edilmiştir. O dönemde Napolyon’un babasının vefat etmesi üzerine iki yılda bitirmesi gereken okulu maddi olarak karşılayamayacağından dolayı bir yılda tamamlamıştır. Napolyon Bonapart Fransız Askeri Akademisi’ni bitiren ilk Korsikalıdır. 

Napolyon Bonapart’ın Yükselen Kariyeri

Okuldan ‘’topçu subayı’’ olarak 16 yaşında mezun olan Napolyon, 1789 yılında çıkan Fransız Devrimi’ni desteklemiş ve devrimin Korsika’ya yayılması için çalışmıştır. 

Fransız Devrimi’nin ardından ‘’meclis yönetimi’’ için çalışmalar başlasa da halkın bir kısmı hala Kral’ı desteklemekteydi. Kral’ın taraftarları 1783 yılında Kral’ın yeniden yönetime geçmesi için İngiliz Hükümeti’nden yardım istemişlerdir. Bunun üzerine de İngilizler, Fransa’nın Tulon Limanı’nı kuşatmışlardır. Fakat Napolyon Bonapart tarafından hazırlanmış olan plan sayesinde İngilizler buradan çekilmek zorunda kalmışlardır. 

Bonapart, planının işe yaraması üzerine terfi alarak rütbesi generalliğe yükseltilmiştir. Ve bu rütbeyi daha 24 yaşındayken almıştır. 



1794 yılında İtalya’daki topçu birliklerinin komutanlığı görevine getirilmiştir. Aynı yıl yeni yönetim tarafından şüpheli olarak görülerek tutuklanmıştır. Kısa bir süre sonra serbest bırakılan Bonapart, Paris’e dönüp burada çıkan ayaklanmaları bastırmaya çalışmıştır. 1796 yılında ise Fransız Kuvvetleri’nin Başkomutanı olmuştur. 

1796 yılında âşık olduğu ‘’Josephine’’ ile evlenmiştir. Evlendiklerinde Josephine 32, Napolyon ise 26 yaşındaydı. Fakat evlilik cüzdanlarında Josephine’in yaşı dört yaş küçük ve Napolyon’un yaşı da 18 ay büyük olarak kaydedilmiştir. Evliliğinin üçüncü gününde İtalya seferine çıkmıştır. Büyük aşkla evlendiği Josephine’e savaş alanından her gün düzenli olarak mektup yolladığı bilinmektedir. Seferdeyken karısı Josephine’ e yazdığı mektuplar bugün ‘’Fransa Ulusal Arşivi’nde’’ koruma altındadır. 

İtalya seferini başarıyla bitiren Napolyon, daha sonra Avusturya ile savaşa girmiştir. Girdiği tüm meydan savaşlarından galibiyetle ayrılmıştır. Bu galibiyetler diğer Avrupa ülkelerinde şaşkınlıkla karşılanmıştır. 
1797 yılında imzalanan ‘’Compo Formio’’ anlaşması ile Venedik Cumhuriyeti tarihten silinmiş, Fransa sınırlarını oldukça genişletmiş ve Osmanlı Devleti ile komşu olmuştur. 

Birçok yerde duyduğumuz ‘’Para, para, para’’ kalıbını hatırlamışsınızdır. Napolyon’a bir savaşı kazanmak için en gerekli şeyin ne olduğunu sorduklarında bu cevabı vermiştir. Bu söz günümüzde bile halen kullanılmaktadır.

NAPOLYON'UN MISIR SEFERİ

Avrupa’da yaptığı savaşlar yetmeyince 1798 yılında Napolyon Mısır seferine çıkmıştır. Osmanlı Devleti ordusu ile savaşan Napolyon, Mısır’ı ele geçirmiş, daha sonra Suriye’yi de ele geçirip İstanbul’a kadar gitme planları yaparken Akka’da Cezzar Ahmet Paşa’ya yenilmiştir. Mısır’a geri dönen Napolyon, Mısır’da yaklaşık olarak 3 bin askerini bırakarak Fransa’ya dönmüştür. 

Mısır seferine giderken yanına 150 kişilik bir ekip almıştır. Bilim insanı, mühendis, tarihçi, arkeolog, ressam vs. meslek sahiplerinin oluşturduğu bu ekip, Mısır tarihini, coğrafyasını, kültürünü vs. araştırılması için görevlendirilmiştir. 1798 yılında ‘’Mısır Enstitüsü’nü ‘’ kurmuştur. Bu ekip 23 Ciltlik ‘’Description de l’Egypte’’ (Mısır’ın Tanıtımı) serisi basılmaya başlanmıştır. 



Hatta bu ekip 1799 yılında Mısır’da ‘’ Rosetta Taşını’’ keşfetmiştir ve bu taş, Mısır hiyerogliflerinin çözülmesinde anahtar rol oynamıştır.  Jean François Champillion bu taş sayesinde hiyeroglifleri deşifre etmiştir. Rosetta Taşı her ne kadar Fransızlar tarafından bulunsa da daha sonra İngilizler tarafından ele geçirilmiştir. Bugün bu taş, Londra’da British Museum’da sergilenmektedir. 

Napolyon Mısır seferinden döndükten sonra 1799 yılında askeri bir darbe gerçekleştirerek yönetimin başına geçmiştir. Kendisini ‘’Birinci konsül’’ ilan ederek 10 yıl boyunca iktidar oluşunu garantilemiştir. 

1800 yılında Avusturya ile savaşarak galip gelmiştir.  Tabi sadece savaşlar değil ülkede birçok yenilik yapmıştır. Örneğin 1800 yılında Fransız Merkez Banka’sını kurmuştur. Ülkenin ekonomisini düzenlemiş, üniversitelerin müfredatını yeni çağa uygun hale getirtmiştir. Mahkemeleri, emniyet müdürlüğünü, vs. birçok alanı yeniden düzenlemiştir. 

Napolyon Bonaparte, 1802 yılında ulusal bir referandum düzenlemiştir.  Bu referandum da halihazırda 10 yıl boyunca konsül olarak kalacak olmasına rağmen; kendisini ‘’ömür boyu Konsül’’ olarak isteyip istemediklerini halka sormuştur. %99'luk bir oranla da Ömür Boyu Konsül ilan edilmiştir. 1804 yılında kendisini Fransa İmparatoru ilan ettirmiş ve Papa VII. Pius tarafından tacı takılmıştır. Tacının takılması ile I. Napolyon unvanını almıştır. 

Napolyon, kendi çevresine rütbeler vererek ülkede yeni bir soylu sınıfı yaratmıştır. 1804 yılında Fransız Medeni Kanunu’nu hazırlatmıştır. Bundan bir yıl sonra ise kendisini ‘’İtalya Kralı’’ olarak ilan etmiştir. 

1805 yılında İngiltere, Avusturya, Rusya, İsveç ve Sicilya toplanarak Fransa’ya karşı bir koalisyon kurmuştur.  Bonapart da bu sırada  Rusya ile bir antlaşma imzalamış ve bu antlaşmanın sonucunda da Fransa Batı ve Orta Avrupa’nın en büyük gücü haline gelmiştir.  Zaten Napolyon tüm Avrupa’yı birleştirerek tek bir ülke kurmayı hayal etmiştir. Bugünkü Avrupa Birliği’nin fikir babasıdır. 

Sürekli olarak seferde olan Napolyon, Fransız ordusunun yeterli olarak beslenmesi amacıyla bazı teknikler geliştirmiştir. Bugün kullandığımız konservelerin  temelini Napolyon Bonapart geliştirmiştir. Gıdaları cam kavanozlara koydurtarak ordusunun yeterli ve düzenli bir şekilde beslenmesini sağlamıştır. Onun bu yöntemi ülkede cam sanayisinin gelişmesini sağlamıştır. 

NOT: Ayrıca fethettiği ülkelerin hepsinde trafiğin sağdan ilerlemesini zorunlu kılmıştır. Bugün trafik akışının soldan ilerlediği Avrupa ülkeleri, Napolyon’un işgal edemediği ülkelerdir. (İngiltere ve onun sömürge ülkeleri)
1807 yılında Etrurya’yı fethetmiştir. 1808 yılında Portekiz ve İspanya’yı işgal etmiştir. Fakat Madrid halkı ayaklanınca İngilizler bu fırsattan yararlanıp karşı saldırıya geçmişlerdir.  Bonapart, ordusuyla tekrar İspanya üzerine yürüyerek Madrid’i yeniden Fransa sınırlarına dahil etmiştir. 1809 yılında Avusturya ile anlaşma imzalayarak Dalmaçya kıyılarını da topraklarına katmıştır.


Napolyon Bonapart’ın evli olmasına rağmen henüz çocuğu olmamıştı. Dolayısıyla kendinden sonra İmparatorluğun başına geçirecek bir varisi yoktu. Bu yüzden eşiyle boşanmış ve çocuk sahibi olmak amacıyla Avusturya İmparatorunun kızı olan Marie – Louise ile 1810 yılında evlenmiştir. 1811 yılında da II. Napolyon adını verdikleri çocukları dünyaya gelmiştir. II. Napolyon doğar doğmaz Roma Kralı ilan edilmiştir.
 

Napolyon’un Gerileme Dönemi

Hazır varisi doğmuş ve kral da ilan edilmişken, Napolyon yaklaşık 700.000 kişilik ordusunu topladı ve Rusya seferine koyulmuştur. Moskova’yı ele geçirdi geçirmesine ama Ruslar geri çekilirken her yeri yakmış, yıkmışlardı. Napolyon da kışı Rusya’da erzak vs. olmadan geçirmek istemedi ve geri döndü. Yolda askerlerinin büyük bölümü, soğuktan, hastalıktan vs. ölmüştü. 

NOT: Napolyon’un 1800’lü yıllarda anayasal düzenlemeler yaptığını söylemiştik.  Bu düzenlemelerde ‘’Code Napolyon’’ adıyla yeni kanunlar hazırlamıştır. Napolyon Rusya ile girdiği savaşı maddi olarak karşılamak amacıyla Fransa’nın Amerika’daki topraklarını satmıştır. Fransa’nın Amerika’daki topraklarını satması Amerika’nın neredeyse iki katı büyümesini sağlamıştır. Bugün Amerika’da Louisiana Bölgesinde hala Napolyon Kod’ları geçerlidir ve uygulanmaktadır. 

1813 yılından itibaren ise Napolyon eskisi kadar güçlü değildir. Savaşlarda yenilmeye başlamıştı. Rusya’dan döndükten sonra hızlı bir şekilde kurduğu 400.000 kişilik ordusu ile Rusya, Prusya, İsveç ve İngiltere ordularıyla savaşıp galip geldi fakat, Avusturya ile yaptığı ‘’Leipzig Savaşı’nda ‘’ yenilerek Alman topraklarından geri çekildi. Hollanda ve Almanya’da ayaklanmalar devam ederken İspanya Fransa’nın egemenliğinden çıktı. 

1814 yılında, Fransa’ya karşı kurulan koalisyon ülkelerinin orduları Paris’e girdi ve Napolyon Elba Ada’sına sürüldü. Fransa’da ise yeniden monarşi kabul edildi ve XVIII. Louis 1814 yılında tahta çıktı. Napolyon sürgünde fazla kalmadı. 1815 yılında Elba adasından kaçarak Fransa’ya döndü ve tahta yeniden geçti. XVIII. Louis ise ülkeden kaçmak zorunda kaldı. 

Tahta geçtiği gibi koalisyon ülkelerinden intikamını almak isteyen Napolyon, 1815 yılında Belçika’da gerçekleşen ‘’Waterloo Meydan Savaşında’’ İngiliz ve Prusya ordularına yenildi. İngilizler tarafından Saint Helena Adası’na sürgüne gönderilen Napolyon, bu sefer buradan kaçamadı ve 1821 yılında 52 yaşındayken burada öldü. Ölüm nedeni olarak mide kanseri olduğu söylendi. Külleri 1840 yılında Paris’e getirildi ve orada gömüldü. 


 

NAPOLYON’UN SAVAŞLARDAN GALİP AYRILMASININ SIRRI: KİTAP AŞKI

Napolyon her savaşa çıkmadan önce, savaşacağı ülke ile ilgili kitaplar okur, savaşa giderken de yolda okumak için yanına birçok kitap alırdı. Fransa’nın resmi olarak başkanı olduktan sonra kaldığı her saraya aynı iç mimaride kütüphaneler yaptırmıştır. Bu kütüphanelerin her birinde aynı kitaplar aynı sıraya dizilmiş şekilde sıralanmaktadır. Böylece Napolyon bir sarayından diğerine gittiğinde yanında kitabını taşımasına gerek kalmamış ve saraya ulaştığında da aynı raftan aynı kitabı alıp okuyabilmiştir. 

Napolyon 1796 yılına İtalya seferine çıkmadan önce Milli Kütüphane’ye gidip eski Fransa – İtalya savaşları, İtalya coğrafyası gibi konuları ele alan kitaplar okumuştur. İtalya’nın coğrafi özelliklerini öğrenip savaş sırasında Avusturya Ordusu’na arkadan saldırmıştır.  

Yine Mısır’a giderken yanına üç yüz adet kitap almıştır. Bu kitaplar Mısır’ın tarihi, kültürü, mimarisi, coğrafyası vs. ile ilgiliydi. O tarihe kadar Mısır’la ilgili hiçbir şey bilmeyen Avrupa’da Napolyon’un hazırlattığı Mısır’ın Tanıtımı adlı, ölçüleri 100x70 cm olan dev ansiklopediler sayesinde öğrenmiş oldular.

Napolyon 1912 yılındaki Rusya seferi sırasında kuryeler aracılığı ile kitaplar istemeye ve okumaya devam etmiştir. Kuryeler Fransa’dan Polonya’ya, Polonya’dan ise Rusya’ya kitap taşımışlardır. Fakat Rusya’dan soğuk kış koşulları nedeniyle çekilen Napolyon’un kitapları çetin kış koşullarında sadece okumak için değil ısınmak amacıyla da kullanılmıştır. 



Napolyon sadece seferden sefere koşarken kitap okumamış, aynı zamanda bir aşk romanı yazmıştır. 1795 yılında eşi ‘’Josephine’’ ile tanışmadan önce yazdığı ‘’Clisson et Eugénie’’ adında kız kardeşi ve onun kocası arasındaki ilişkiyi konu alan bir aşk romanı yazmıştır.  Roman, Napolyon hayattayken yayınlanmamıştır. Ölümünden sonra ise açık arttırmalarda kısa parçalar halinde satılmıştır.  2009 yılında ise roman tam metin halinde İngilizce’ye çevrilmiştir. Okumak isteyenler varsa dijital platformlarda bu kitabı bulabilirsiniz. 

NAPOLYON’UN MONA LİSA SEVGİSİ

Leonardo Da Vinci’nin ‘’Mona Lisa’’ portresini günümüzde bilmeyen yoktur. Fakat 1800 yıllarda Bonapart, Mona Lisa tablosunu saraydaki yatak odasına astırmıştır. Ancak Napolyon sürgün edildikten sonra tablo Fransa’daki Louvre Müzesi’ne geri asılmıştır.  



Ayrıca; Beethoven ve Napolyon Bonapart aynı dönemde yaşamışlardır. Napolyon’un Fransız Devrimi ve sonrasında yaptıkları Beethoven’ı etkilemiş ve ‘’Bonaparte’’ adını verdiği bir beste yapmasını sağlamıştır. Fakat 1804 yılında Napolyon’un kendisini imparator ilan edip monarşi yönetimine geri döndüğü için bu bestenin adını ilk önce yırtmış daha sonra ise  değiştirmiştir. 

NAPOLYON KOMPLEKSİ NEDİR? 



Napolyon’un boyu hakkında çok fazla söylenti çıkmıştır. Boyunun 1.60 uzunluğunda olduğu bilinen Napolyon, küçücük bir adam olarak tasvir edilmiştir. Özellikle İngiliz basınında Napolyon karikatürleri oldukça alaycı ve aşağılayıcı şekilde çizilmiştir. Dolayısıyla karikatürleri gören, yazıları okuyan insanlar Napolyon’un minicik bir adam olduğuna inanmışlardır. Günümüzdeki kısa boyluların, boy komplekslerinin adının ‘’Napolyon Kompleksi’’ olmasının sebebi budur. 


 

Yorumlar (1)
Ramazan Sekmen Em.Öğr. 2 yıl önce
Emeğiniz için teşekkürler.