Kaşıkçı Elması çalındı mı? Milli Saraylar'dan açıklama geldi!

Tarihi elmasların en ünlüsü ve en büyüklerinden biri olarak bilinen 86 karatlık Kaşıkçı Elması'nın Topkapı Sarayı'ndan çalındığı iddiası ortaya atılmıştı.

Sosyal medyada gündeme oturdu

Söz konusu iddia sosyal medyada gündeme otururken bunun üzerine Milli Saraylar'dan konuyla ilgili açıklama geldi.

86 karatlık, çevresi 49 adet çift sıra şeklinde iri pırlantayla süslenmiş olan Kaşıkçı Elması'nın, Topkapı Sarayı'ndan çalındığı yönündeki iddiaları sosyal medya platformlarında gündeme oturmuştu.

Elmasın yerini soran ve çalınıp çalınmadığını merak eden kullanıcılar tarafından binlerce paylaşım yapıldı. Kısa süre içinde iddia, TT listesinin zirvesine otururken, farklı müzelerdeki birtakım eserlerin de kayıp olduğu yönündeki iddialar, tartışmayı farklı boyutlara götürdü. 

Milli Saraylar açıklama yaptı: “İddialar doğru değil”

Tartışmalar devam ederken Milli Saraylar'dan konuyla ilgili açıklama geldi. "Tarihî elmasların en ünlüsü ve en büyüğü olarak bilinen Kaşıkçı Elması, 2,5 senedir Topkapı Sarayı’nda silah koleksiyonunun bulunduğu Dış Hazine Bölümü’nde sergilenmektedir" sözlerine yer verilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

"Kaşıkçı Elması’nın değiştirildiği ya da kaybolduğu ile ilgili gerçek olmayan iddialar, Türkiye turizminin canlanmaya başladığı dönemdeki hareketliliği baltalamaya karşı maksatlı ve kamuoyunu yanıltmaya ilişkin girişimlerdir. Başkanlığımızın her türlü bilgi sunma ve iletişim kanalları tüm kamuoyuna açıktır. Gerek sosyal mecrada gerekse basında yer bulan gerçek dışı ve mesnetsiz iddialara ilişkin hukuki yollara başvurulacaktır."

Kaşıkçı Elması’nın değeri ve önemi

Dünyanın sayılı mücevherlerinden biri olarak bilinen "Kaşıkçı Elması"nın, birçok elmas uzmanı tarafından 19. yüzyılda kaybolan tarihi "Pigot Elması" olma olasılığı kanıtlanmaya çalışılsa da, söz konusu elmasın Saray Hazinesi'ne 1680'lerin başında satın alma yoluyla girdiği ifade ediliyor.

Kaşıkçı Elması'nın Saray'a gelişi ile ilgili pek çok değişik fikir öne sürülse de Sultan IV. Mehmed zamanında Defterdar Sarı Mehmed Paşa'nın yazmış olduğu 'Zübde-i Vekaiyat (Olayların Özü)' isimli eserde öne sürülen görüş ön plana çıkıyor. Bu eserinde Defterdar Sarı Mehmed Paşa, 1090 (Mayıs 1679) olayları esnasında 'Kaşıkçı Elması'nın bulunuş hikâyesini şu şekilde anlatıyor:

"Eğrikapı semtinde bulunan çöplükte yuvarlak bir taş keşfedilmiş ve yaymacı 3 kaşığa değişerek hırdavata bırakılmıştı. Ardından göstermiş olduğu kuyumculardan bir tanesi bu taşı 10 akçeye almış ve bunu, kendi meslektaşlarına göstermişti. Taşın elmas olduğu fark edilince o da hisse istemiş, bu sebeple aralarında tartışma çıkmış, ardından olay kuyumcubaşıya yansımıştı. O da birer kese akçeyi her iki kuyumcuya verip taşı ellerinden almıştı. Vezir-i Azam Mustafa Paşa Hazretleri ise daha sonra bu taştan haberdar olmuş ve bu elması kuyumcubaşıdan alma kararı almıştı fakat olay, padişaha kadar gitmiş ve o da söz konusu taşın Saray'a gönderilmesi yönünde emir vermişti. Sonuç olarak, taş ortaya çıkarılıp, işlettirilince 84 karatlık eşsiz ve çok değerli bir elmas olduğu fark edildi ve padişah tarafından el konuldu. Bunun için kuyumcubaşıya birkaç kese akçe ve kapıcıbaşılık ihsan edilmiştir."

Kaşıkçı Elması'nın kayıtlara 86 karat ve 84 karat olarak farklı farklı geçmesinin sebebinin; antik ve metrik karat sistemleri arasındaki farktan dolayı olduğu belirtiliyor.