Dünyayı şaşırtan keşif: İlk beyin ameliyatı Aksaray'da

Ülkemiz tarihi zenginlikleriyle birlikte dünyanın en eşsiz yerlerinden biri olarak görülüyor. Aksaray’da yer alan ve 10 bin 500 yıllık bir kafatasından elde edilen verilere göre dünyanın ilk beyin ameliyatı bu bölgede yapıldı. Ameliyat gerçekleştirilen kadın, ameliyattan sonra 10 gün daha yaşayarak hayata gözlerini yumdu. Müzede yer alan kafatası görenleri oldukça heyecanlandırıyor.

KÜLTÜR-SANAT 20.03.2022, 15:56 20.03.2022, 17:39
Dünyayı şaşırtan keşif: İlk beyin ameliyatı Aksaray'da

Ülkemizdeki tarihi ve kültürel zenginliklerin her geçen gün bir yenisi daha ortaya çıkıyor. Kapadokya ve Orta Anadolu’nun ilk yerleşim yeri olarak da bilinen Aksaray’da yaşanan dünya ilkleri herkesi şaşırtıyor. Bu ilkler arasında yer alan dünyanın ilk beyin ameliyatı 10 bin 500 yıl önce Aksaray’da gerçekleştirildi.

İlk çalışmalar 1989 yılında gerçekleştirildi

Gülağaç ilçesinde yer alan bir köyde bulunan Aşıklı Höyük’te her yıl yapılan yeni çalışmalarla birlikte tarihin gizli sayfaları gün yüzüne çıkarılmış oluyor. Höyük tarihi dokusuyla her gün birçok ziyaretçiye de ev sahipliği yapıyor. Höyükte bulunan 11 iskelet arasında bir tanesi de dünyadaki ilk beyin ameliyatının yapıldığı kafatası. 1989 yılında ilk kazının gerçekleştirildiği Aşıklı Höyük’te ameliyat malzemeleri ve obsidyen malzeme bulunuyor.

Yerleşik hayatın ilk örneklerinden

Aşıklı Höyük bölgesinde Orta Anadolu’da hayvanların evcilleştirilmesine yönelik en eski izlerin bulunduğunu belirten Aksaray Müze Müdürü Yusuf Altın şu açıklamalarda bulundu:

Buradaki ilk kazı çalışmaları 1989 yılında rahmetli Ufuk Esin tarafından gerçekleştirildi. Burada müze kurtarma çalışmalarının ardından Cumhurbaşkanlığı kazıları ile çalışmalar devam ettirildi. 1950’li yıllarda yabancı bilim insanları tarafından yapılan araştırmalar sonucunda tespitler yapılmış ve bölgede yapılacak kazı çalışmaları 1989 yılına kadar beklemişti. Yapılan ilk kazılarda 11 adet iskelet bulundu ve bu iskeletlerin bir tanesi oldukça ilgi çekiyor. Aşıklı Höyük kelimesindeki “Aşık” kemik anlamına geliyor. Milattan önce 8400 yılı ila milattan önce 7300 yılları arasında yaklaşık 1000 yıllık bir bölümde göçer toplumlardan yerleşik hayata geçen toplumlara geçen topluluklar burada yaşamışlardı. İlk başta megaron olarak adlandırılan yuvarlak olan ev tipinden daha sonra dikdörtgen ve dar geçitlerden oluşan 2 ve 3 odalı yerleşim planlarına geçildi. Burada hayvan evcilleştirilmesine yönelik ilk izlere de rastlıyoruz.

Bazıları bel hastalığı ve demir eksikliğinden ölmüş

Öte yandan avcı toplumların kullandığı obsidyen malzemeler de bu bölgede yer alıyor. Daha sonra bu hayvan kemikleri ile beraber bazı aletler yapıyorlar. İskeletler karbon 14 ve çeşitli tarihlendirme yöntemleriyle incelendiğinde buradaki insanların genel olarak 20 ila 30 yaş arasında olduğunu ve bazılarının 50 yaşını geçtiğini söyleyebiliyoruz. Öte yandan burada bulunan iskeletlerden elde edilen bilgilere göre bu insanların bazıları demir eksikliği ve bel hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetmiş.

20 – 25 yaşlarında ölmüş ve bel ağrısı varmış

Buradaki iskeletlerin bir tanesi oldukça farklı. Trapanasyon olarak adlandırılan bu iskelette kafatası üzerinde delikler yer alıyor. Bu iskeleti incelediğimizde bu hastanın o zamanlarda 20 – 25 yaşlarındayken öldüğünü ve belinde hafif bir ağrının olabileceğini biliyoruz. O günlerde yaşayan toplumların yoğun bir çalışma ve toplayıcılık rutinleri olduğunu bildiğimiz için bel hastalıklarının olması oldukça normal.

Dünyadaki ilklerimiz arasında yer alıyor

Öte yandan beynin iki tarafında da deliklerin yer aldığı ve bu deliklerin daha sonra kapatılmaya çalışıldığını görüyoruz. Yapılan incelemelere göre hasta gerçekleştirilen ameliyat sonrasında 10 gün daha yaşayarak hayatını kaybediyor. Delme işleminden sonra yaşamaya devam etmiş zira vücut kendini onarmış. Burada bundan yaklaşık 10 bin 500 yıl önce bir beyin ameliyatının gerçekleştirilmiş olması dünyadaki ilklerimiz arasında yer alıyor.

Yorumlar (0)