Bitlis’te gizem dolu kazı: Urartuların geçmişine ışık tutuluyor

Bitlis'in ilçesi Adilcevaz’da Urartular zamanına ait 2 bin 300 rakımda yer alan Kef Kalesi'nde 50 senenin ardından kazılar tekrar başladı. Urartu Kralı 2. Rusa tarafından kurulan 4 kaleden bir tanesi olan Kef Kalesi'nde yapılan kazılarda bulunanlar tarihe büyük bir ışık kaynağı olacak.

KÜLTÜR-SANAT 12.08.2022, 10:16 13.08.2022, 08:40
Bitlis’te gizem dolu kazı: Urartuların geçmişine ışık tutuluyor

Kültür ve Turizm Bakanlığının destek ve izniyle YYÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Coşkun'un liderliğinde gerçekleştirilen kazılarda; jeofizikçiler, dil bilimcileri, kimya, sanat tarihçileri ve antropologlardan oluşan 20 kişilik bir grup çalışıyor. 50 senenin ardından başlatılan kazıların 2 bin 300 rakımda gerçekleştirildiğini söyleyen Kef Kalesi Kazı Başkanı Doç. Dr. İsmail Coşkun, 60 bin metrekarelik bir kısımda kazının sürdürdüğünü ifade etti.

Zorlu bölgede kazı çalışmaları başlatıldı

Urartu Kralı 2. Rusa’nın inşa ettirdiği Kef Kalesi'nde yer alan saray yapısı için çalışmalara yoğunluk gösterdiklerini aktaran Coşkun, " Van YYÜ'nün destekleriyle ve Kültür ve Turizm Bakanlığının izinleri ile 2022 senesinde de kazılarımızı yapmaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıl kısa bir zaman aralığında kazı gerçekleştirdik, şimdi de ikinci dönem kazımızı sağlıyoruz. Ortalama 50 yılın ardından bölgede yeniden kazı yapmaya başladık. Bu bölgede yaklaşık yüz odanın bulunduğunu düşündüğümüz bir saray bulunuyor. Bu saray alanında devasa fil ayaklarını yeniden ayağa dikmek ilk planlarımızdan bir tanesi içerisinde bulunuyor. Bölgemiz büyük bir alanı içine alıyor ve 2 bin 300 rakımda çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz. 60 bin metrekarelik kocaman bir yerde kazı sürdürülüyor. Bu bölgeye ulaşım oldukça zor bu sebepten dolayı günün erken vakitlerinde gelip çalışmalara başlıyoruz" dedi.

Fil ayakları ayağa kaldırılıyor, tarih eski haline kavuşuyor

Adilcevaz ilçesini ve Süphan Dağı'nı rahatlıkla gören alanda kazı işlemlerini devam ettirdiklerini ifade eden Doç. Dr. İsmail Coşkun, "Süphan Dağı, Urartular adına oldukça değerli. Çünkü bir tanrı sıfatında görülüyor. Görüş olduğunuz kale milattan önce 685 ve 645 seneleri arasında hayatını sürdüren 2. Rusa tarafından inşa ediliyor. 4 adet büyük şehir 2. Rusa tarafından inşa ediliyor. Kef Kalesi, Toprak Kale, Bastan ve Ayanıs bu şehirlerdendir. Burada bulunan şehrimiz Adilcevaz ilçemize oldukça hakim bir bölgede ve yolda gerçekleşen gidiş ve gelişleri rahatlıkla denetleyebilecek bir alanda bulunuyor. Geçtiğimiz yıl fil ayaklarından yalnızca bir tanesini ayağa dikebildik, çünkü o zaman mevsim kışa geliyordu. Doğal koşullar fil ayağını kaldırmamıza engel olmuştu. Bu yıl da diğer fil ayaklarını da tek tek ayağa kaldıracağız bu şekilde hem kültür hem de turizm noktasında Adilcevaz'ın değerlerini gün yüzüne çıkaran bir çalışma olmasını planlıyoruz" diye konuştu.

Defineciler tarihe zarar veriyor

Definecilerin Kef Kalesi'ne dadandığını ve birden fazla bölgede çukurlar açarak kalede tahribat meydana getirdiklerine dikkat çeken Coşkun, "Kazı bölgesi oldukça yüksek bir alanda yer alıyor. Bazı kişiler buraya geliyor ve define çukurları açıyorlar. Dolayısıyla alanı tahrip ediyorlar. Burada kolon vazifesi gören devasa fil ayaklarının içerisinde define aramaları gerçekleştirilmiş. Bu bölgede defineciler adına çok değerli eşyalar olmadığını da ifade etmek gerek. Çünkü boşu boşuna buraya gelip tarihi yapıyı tahrip etmenin bir manası yok. Biz ilk olarak bu tahribatın önüne geçilmesi adına birden fazla tedbir ve planlama yapmaya çalışıyoruz" dedi.

Urartuların geçmişi büyük bir tarihi içerisinde barındırıyor

Kef Kalesi Kazı Başkan Yardımcısı ve Van YYÜ Dil Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Orhan Varol da bölgede bazı yazıtların olduğunu tespit ettiklerini ifade etti. Varol, "Bu bölgede çalışmamızın asıl hedefi Urartu yazıtları için birtakım bilgilere ulaşırsak onlar adına çalışmalar da yapabiliriz oldu. Burası oldukça değerli bir bölge. Çünkü bu bölge Urartular için zenginliğin yaşandığı bir dönemden geçiyor. Bu alanda bir Urartu yazı deposunun bulunması oldukça mümkün. Bölgede mevcutta fil ayakları olduğunu tespit ettik ve bu fil ayaklarının yer aldığı alanda yazıtlar meydana çıkartıldı. Bunlar içerisinde en az zarar almış olanı mevcutta Anadolu Medeniyetler Müzesi'nde sunuluyor. Yazıtlar üstünde en fazla aşıhusi evinden söz ediliyor. Benzer eserler uruşhusi tanımıyla Urartu yazıtları içerisinde yine bulunuyor. Bu hazine evi şeklinde ifade ediliyor. Burada 'hus' ifadesinin ev ile ilişkisinin bulunduğu, yani biraz Avrupa ve Hint dilleriyle alakalı olduğu manasını içerisinde bulundurduğu görülüyor. Aslında Urartucanın da bu kısımda fazlasıyla saf bir dil olarak geçmediğini, farklı dillerle etkileşim halinde olduğunu, burada Avrupa ve Hint kökeni bulunan insanlarında olduğu ve o kişilerinde belirli birtakım ifadelerinin de Urartu'nun söz varlığına aktarıldığı fark ediliyor. Burada yapılan kazı işlemlerinin bu konulara ışık tutacağını düşünüyoruz" şeklinde konuştu.

Gizem aydınlatılacak, tarih gözler önüne serilecek

Kef Kalesi Kazı Başkan Yardımcısı ve Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Erdal Polat, "Türkiye'nin Doğu Anadolu kesiminde Urartu Krallığı büyük bir hakimiyet oluşturan güçlü bir yapılanmaydı. Tahta geçen İkinci Rusa belirli imar çalışmaları gerçekleştirdi. Kef Kalesi de bu imar çalışmalarının gerçekleştirildiği bölgelerden bir tanesidir. Kazı çalışmalarımıza başladık. Bu çalışmalar kapsamında dolgu toprakları bölgeden alıyoruz daha sonra fil ayaklarını meydana getiren bazalt taşlarını ayağa dikme işlemlerini gerçekleştiriyoruz. Bununla birlikte Adilcevaz Koruma Kurulunda bulunan ve üstünde tanrı motifleri yer almış olan belirli figürlü taşlar da var. Bahsetmiş olduğum bu figürlü taşlar bu kazı alanında da bulunmaktadır. Arkeoloji geleceği oluşturmak adına geçmişin gizemini aydınlığa çıkarmak ister. Bizlerde 50 senenin ardından Kef Kalesi'nde çalışmalara başladık. Gerçekleştireceğimiz kazılar ile beraber bu gizemi ışığa kavuşturacağız" diyerek sözlerine son verdi.

Yorumlar (0)