Batı öldürürken, ecdat sesle tedavi ediyordu
Orta Çağ’ın karanlık Avrupa’sında akıl hastaları yakılarak katledilirken, Sivas’a bağlı Divriği ilçesinde sekiz asır evvel inşa edilen Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası'nda akıl ve sinir hastaları sesle tedavi ediliyordu.
UNESCO tarafından ülkemizde koruma altına alınan ilk eser olan Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası, benzersiz mimari özelliklerinin yanı sıra, bilinmeyen diğer özellikleri ile de ilgi çekiyor. 1228'de Selçuklulara bağlı Mengücekli Beyliği döneminde Mengücek şahı Süleyman Şah’ın oğlu Ahmet Şah ve karısı Melike Turan Hanım tarafından inşa ettirilen cami, 1985'te UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Kalıcı Listesi'ne dahil edilen ilk anıtsal eserdir. Eserin başmimarı Muğis oğlu Ahlatlı Hürrem Şah tarafından inşa edilen cami, mimari özelliği kadar ses akustiği ile de dikkat çekiyor. Caminin belli kısımlarında çıkartılan sesler hiçbir teknolojik cihaza gereksinim duyulmadan caminin dört bir yanına yayılıyor. Orta Çağ'ın karanlık Avrupa’sında akıl hastaları yakılarak katledilirken, sekiz asır evvel inşa edilen Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası'nda akıl hastaları sesle tedavi ediliyordu.
"Bir sesin tizi, bası, ekolayzırı ayarlanmış"
Divriği Ulu Cami müezzini Nail Ayhan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Şifahanenin iç bölümünde genel manada bütün hastaların hastalıklarına bakılsa da asıl kullanım amacı sinir ve akıl hastaları. O dönemlerde Avrupa ülkelerinde sinir ve akıl hastaları yakılırken, bizim atalarımız bu hastaları tedavi etme yolunu tercih etmiştir. Karşımızda bulunan kısmın adı 'Büyük Eyvan' olarak geçiyor. Buranın yapılmasındaki ana amaç, burada bir akustik yakalamak. Bir sesin tizi, bası, ekolayzırı bu sahnede ayarlanmıştır. Hastalar teveccüh odalarında yatarlarken Kur'an-ı Kerim'deki şifa ayetleri ve su sesi ile tedavi edilmişlerdi.” dedi.
