10 bin yıllık geçmiş perdesi, DNA analizleriyle aralanıyor!

Hacettepe ve ODTÜ Üniversitesi öğrencileri, yaklaşık 10 bin yıllık geçmişe ışık tutmaya başladı. Eski toplulukların sır perdesi aralayan 11 ülkeden 57 bilim insanı, topluluklar arasındaki kan bağı ve sosyal akrabalık üzerine araştırmalar yaptı ve ilginç bilgiler ortaya çıkardı. 

KÜLTÜR-SANAT 15.04.2021, 16:24 16.04.2021, 12:07
10 bin yıllık geçmiş perdesi, DNA analizleriyle aralanıyor!

10 bin yıllık sır perdesi, Anadolu insanının eski yaşamının araştırılmasıyla aralanıyor. Ankara’nın en ünlü ve bilinen üniversitelerinden Orta Doğu Teknik Üniversitesi yani ODTÜ ile Hacettepe Üniversitesi’nden bir heyet topluluğu, Neolitik döneme ait antik DNA izlerine rastladı. Anadolu’da hayat sürmüş insanlara odaklanan ekipte, toplamda on bir ülkeden elli yedi tane bilim insanı yer alıyor. DNA’lardan çıkan analizler sonucunda eski topluluklardaki kan bağından farklı olarak, bir de "sosyal akrabalık" türünün olabileceği keşfedildi.

Kan bağı olmayan bireylerin bir arada olabileceği düşünülüyor

Araştırmadan elde edilen bulgular, Neolitik Anadolu'da bulunan antik genomların da çeşitli akrabalık örüntülerinin bir arada var olduğunu gösterdiğini ortaya koydu. Konu hakkında uzun araştırma ise, bir bilim dergisinde yayına konuldu. Araştırma, aynı yere gömülen ve neolitik evrende yaşayan grupların birlikte gömüldükleri mezarda, aynı kan bağına sahip kişilerin yer aldığıydı. Fakat son çalışmada elde edilen bilgilere göre, gruplarda kan bağı olmayan bireylerin bir arada olmayabileceğini belirledi. Makale hakkında açıklamalarda bulunan ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Somel, projenin adını ‘Neogene’ olarak belirlediklerini, antropologlarla, arkeolog ve biyologlarla beraber çalışarak bu sonuçları elde ettiklerini belirtti.

Paylaşma bilincinin gelişmiş olabileceği insanların bir arada oldukları düşünülüyor

Somel araştırma ekibinin, Aşıklı Höyük ve Çatalhöyük gibi Neolitik Çağ dönemine ait yerleşim yerlerindeki arkeolojik kazılarda 60 tane insan kemiğini bulduklarını ve DNA larını incelemek üzere laboratuara aldıklarını ve evlerin içine gömülmüş insanlar arasındaki akrabalık ilişkisini incelemeye başladıklarını söyledi. Araştırma sonuçları hakkında konuşan Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Füsun Özer ise, o dönemde insanların akrabalık bağı olmadan da bir arada yaşamış olabileceğini düşündüklerini belirtti. Buna da “sosyal akrabalık" dendiğini belirten Özer, toplumlarda paylaşma bilincinin gelişmiş olduğunu ve kültürünü öne koyarak bir arada insanların hareket etmiş olabileceklerini düşündüklerini belirtti. 


 

Yorumlar (0)