"Yunanistan Lozan'ı ihlal ediyor!"

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aksoy, Yunanistan Cumhurbaşkanlığının müftülüklere dair düzenlemeler içeren kararnamesi ile Lozan Barış Antlaşması’nın ihlal edildiğini açıkladı.

GÜNDEM 22.06.2019, 09:34 22.06.2019, 18:05
"Yunanistan Lozan'ı ihlal ediyor!"

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Yunanistan Cumhurbaşkanlığının müftülüklere dair düzenlemeler içeren kararnamesine ilişkin bir soruya verdiği yazılı yanıtta, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu'nun (BTTADK) söz konusu kararnameye bugün yaptığı açıklamayla güçlü bir tepki verdiğini hatırlattı ve açıklamada belirtilen görüşlerin Dışişleri Bakanlığı tarafından da paylaşıldığını kaydetti.

Kararnamenin 2018 yılının Ağustos ayında gündeme geldiğini ve Türk azınlığının 'haklı ve güçlü' tepkilerini çektiğini ifade eden Aksoy, Yunanistan’daki Türk azınlığın Lozan Barış Antlaşması’yla teminat altına alınan karşılıklılık temelindeki haklarının görmezden gelindiğini belirtti.

"Müftülük kurumunun özerkliği yok ediliyor"

Kararname ile müftülük kurumunun özerkliğinin yok edildiğine ve bu kurumun alelade devlet dairesine dönüştürüldüğüne işaret eden Aksoy, şu şunları söyledi:

“Yunanistan, Türk azınlığın seçtiği müftüleri tanımayarak Lozan Barış Antlaşması’nı ihlal etmektedir. Bu kere de yanlış uygulamalarını düzeltmek yerine müftülük makamını ve azınlık müftülerini yeni kurduğu bir devlet dairesine bağlamak suretiyle ihlallerini daha da vahim bir hale getirmektedir. Yunanistan’da müftülüklerin idari statü ve yapıları ile yargı yetkilerine ilişkin kapsamlı düzenlemeler içeren söz konusu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, azınlığın dini ve hayır kuruluşlarını tesis etme ve yönetme hakkını teminat altına alan 1923 Lozan Barış Antlaşması’na aykırıdır."

"Azınlığın seçtiği meşru müftüleri tanımalıdırlar"

Kararnamenin Yunanistan’daki Türk azınlık tarafından kabul edilebilir bir yönü bulunmadığına dikkat çeken Aksoy, şu şekilde konuştu:

“Söz konusu düzenlemenin Yunanistan’ın Türk azınlığın sorunlarının çözümü için azınlık temsilcileriyle geniş kapsamlı ve samimi iletişim kurmak, görüşlerini almak yerine sorunun kaynağını teşkil eden, dini konulardan sorumlu devlet kurumlarının içinde özellikle Türklere baskı uygulayan çevrelerce gerçekleştirmesi, Yunan zihniyetinin iyi niyetten uzak olduğunu kamuoyuna bir kez daha sergilemiştir.

Yunanistan’ın yapması gereken, azınlığın seçtiği meşru müftüleri tanıması ve yasadışı atanmış müftüleri dayatma konusundaki yanlıştan dönmesidir. Yunanistan’dan ayrıca beklentimiz, adlarında sadece 'Türk' kelimesi geçtiği için yasakladığı sivil toplum kuruluşlarıyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulaması, azınlığın vakıf idareleri ve vakıf malları üzerinde tam söz hakkına sahip olmalarını temin etmesi, Yunan Vatandaşlık Yasası’nın ilga edilmiş olan 19. maddesi bağlamında vatandaşlıktan çıkartılan azınlık mensuplarını yeniden vatandaşlığa alması, öte yandan azınlık anaokulları ve diğer seviyelerde azınlık okulları açma taleplerini karşılamasıdır.”

"Türk azınlığının dini haklarına müdahalesi kaygı verici"

Aksoy, Yunanistan’ın kendi Türk azınlığının dini özgürlüğüne ve haklarına müdahaleci sicilini tekrar ortaya koyan bu gelişmenin bir AB ülkesinde yaşanıyor olmasının ayrıca kaygı verici olduğunu ifade eden Aksoy, şunları söyledi:

“Yunanistan’daki insan haklarının durumunu takip eden uluslararası ve bölgesel kuruluşlar ile AB kurumlarını, Yunanistan’ın, Avrupa değerleri ve evrensel insan haklarıyla çelişen tasarrufları konusunda tarafsız incelemelerde bulunmaya davet ediyoruz. Türkiye, Yunanistan’daki Türk azınlığın haklı çıkar ve taleplerinin takipçisi olmaya devam edecek olup, azınlığın haklarında meydana gelecek gelişmeler ikili ilişkilerimiz üzerinde de olumlu etki yapacaktır.”
 

Yorumlar (0)