Yunanistan'ın göçmen itme faaliyetleri, AB'nin radarında!
Yunanistan tarafından Muğla açıklarında Türk kara sularına itilen 6 göçmen hayatını kaybetti, ölenlerden ikisinin bebek olduğu belirtildi. Avrupa Birliği (AB), can kayıplarına yol açan söz konusu olayın soruşturulması gerektiğini aktardı. AB Komisyonu sözcülüğü, "Olayın sorumlularının ortaya çıkarılması gerekiyor. Bunun takipçisi olacağız." açıklamasında bulundu.
Ege Denizi'ndeki göçmenleri Türk kara sularına doğru iten Yunanistan, daha önce birçok sivilin hayatını kaybetmesine neden olmuştu. Yunanistan'ın bu politikası, başka Türkiye olmak üzere uluslararası kamuoyunun tepkisini çekiyor. Bazı geri itme faaliyetleri nedeniyle yaşanan can kayıpları; The Guardian, Le Monde ve Der Spiegel gibi gazetelerin yazılarına konu oldu.
Yunanistan'ın yasa dışı faaliyetlerini ortaya çıkardılar
Yunanistan'ın göçmenleri geri itme faaliyetleri, bahsi geçen gazetelerin çalışmalarıyla kanıtlandı. Ege Denizi'nde yaşananlarla ilgili çalışma yapan uluslararası basın kuruluşları, Avrupa Birliğinin sınır koruma ajansı olan Frontex'in de bu faaliyetlere sistematik olarak katıldığını ortaya çıkardı. Frontex Direktörü Fabrice Leggeri, gelen yoğun eleştiriler üzerine görevini bırakmak zorunda kaldı.
2'si bebek, 6 kişi can verdi
Yunan yetkililer her ne kadar reddetse de dünya çapında okura sahip uluslararası gazetelerin araştırmaları, Ege'deki geri itme faaliyetlerini ortaya çıkardı. Yunanistan'ın, botlarla Avrupa'ya gitmeye çalışan göçmenleri Muğla açıklarında yakalayarak geri itmesi nedeniyle 2'si bebek olmak üzere 6 kişi can verdi. Hayatını kaybedenlerden 3'ünün çocuk, diğerinin ise bir kadın olduğu tespit edildi. Türkiye, geri itilen göçmenlerden 73'ünü kurtardı.
AB Komisyonu: Bunun takipçisi olacağız!
Avrupa Birliği (AB), can kayıplarına neden olan söz konusu olayın soruşturulması gerektiğini aktardı. AB Komisyonu sözcülüğü, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Olay bize Türkiye tarafından bildirildi. Bunun gibi trajedilerin engellenmesi adına çalışmalar sürüyor. Denizlerde yardım isteyen kişilerin can güvenliği sağlanmalı, her ülke bununla ilgili sorumluluk üstlenmeli. Gerçeklerin gün yüzüne çıkması ve sorumluların cezalandırılması için ulusal makamlar soruşturma başlatmalıdır. AB Komisyonu bunun takipçisi olacaktır.
