Yunanistan'a karşı diplomatik hamle

Mevlüt Çavuşoğlu'nun imzasıyla AB (Avrupa Birliği) Yüksek Temsilcisi Borrell’e, BM (Birleşmiş Milletler) Güvenlik Konseyi Daimi Üyeleri ile BM Genel Sekreterliği ve NATO Genel Sekreterliği'ne Ege problemlerinin çözümüne dair ülkemizin görüşlerini ve tutumunu açıklayan mektuplar iletildi.

GÜNDEM 06.09.2022, 19:25
Yunanistan'a karşı diplomatik hamle

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun imzasıyla 25 AB başkentine, AB Güvenlik ve Dış İlişkiler Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'e, BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyeleri ile BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'e, Ege problemlerinin çözümüne dair ülkemizin görüşlerini ve tutumunu açıklayan mektuplar iletildi.

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiler doğrultusunda, 1 Eylül 2022'de gönderilen mektuplarda, Yunanistan’ın maksimalist taleplerine ve hukuksuz eylemlerine de işaret edildi.

Mektupta, Ege'de birbiriyle yakından ilişkili ve bağlantılı bir dizi problem bulunduğu, bu problemlerin, ulusal hava sahasının ve kara sularının genişliği, kara suları ve kıta sahanlığının sınırlandırılması, Doğu Ege'deki adaların gayriaskeri statüsünün ihlali, geçerli olan uluslararası sözleşmelerle egemenliği Yunanistan’a verilmemiş ada, kayalık ve adacıklar ile NAVTEX, FIR ve SAR gibi hizmet sahaları olduğu belirtildi.

"Türkiye diyalog ve iş birliğinden yana"

Yunanistan’ın, Ege Denizi'ndeki kara sularının genişliğinin altı deniz mili olmasına karşın, 10 deniz mili genişliğinde hava sahasına sahip olduğunu öne sürdüğüne işaret edilen mektupta, Yunanistan’ın başka herhangi bir ülke tarafından tanınmayan, örtüşmeyen hava sahası ve kara suları sınırlarına sahip dünyadaki yegane ülke olduğu vurgulandı.

Diğer taraftan mektupta, ülkemizin, Ege meselelerinin her iki ülkenin meşru çıkar ve temel haklarının karşılıklı olarak tanınmasıyla birlikte uluslararası hukuk kapsamında çözülebileceğine inandığı kaydedildi.

Bahse konu mektupta, ülkemizin iş birliği ve diyalog yanlısı tutumuna karşın Yunanistan’ın diyalogdan uzak durduğu, tansiyonu yükselttiği ve AB'yi Ege problemlerinin bir parçası konumuna getirdiği de ifade edildi. 

Yorumlar (0)