Yemen kriziyle ilgili bilinmesi gerekenler

Suudi Arabistan'ın milli petrol şirketi Saudi Aramco’nun fabrikasına cumartesi günü düzenlenen saldırının ardından kriz tırmanıyor.

GÜNDEM 17.09.2019, 11:13 17.09.2019, 13:03


Ölen ya da yaralananın olmadığı saldırıyla ilgili Yemen'deki Husiler,  saldırıyı 10 SİHA kullanarak düzenlediklerini iddia etmişti. Dünyanın en büyük petrol ihracatçısı olan Suudi Arabistan’ın tesislerine yapılan saldırı nedeniyle ülkenin petrol üretimi günlük 5,7 milyon varil azaldı. Buna bağlı olarak petrol fiyatları yüzde 10 arttı.

Peki Yemen’de durum neydi?

2014’te Yemen iç savaşı başlamadan önce ülkedeki Şii ve Sünni gruplar arasında bir mezhep çatışması olmadığı biliniyor. Yemen, Sünni Suudi Arabistan ve Şii İran gibi dış aktörlerin ülke içindeki gruplardan yana taraf almasıyla beraber Ortadoğu’nun en büyük çatışmalarından birine sahne oldu. Eylül ayında Suudi petrol üretim tesislerine yapılan yıkıcı saldırılar, küresel petrol arzını yaklaşık % 5 oranında düşürdü. Petrol fiyatlarında rekor bir artışı tetikleyen durum, ABD'nin Suudiler adına misilleme tehdidinde bulunması haberleriyle gündemdeki güncelliğini korumaya devam ediyor.

Kim saldırdı?

Saldırıların sorumlusunun 2014’te başkent Sana ve ülke kuzeyindeki belli bölgeleri kontrol eden Husiler olduğu iddia ediliyor. Amerikan hükümeti ise baskınların Yemen’den geldiğine dair bir kanıt olmadığını ve suçlunun Husileri destekleyen İran olduğunu öne sürüyor. İran sorumluluğu reddediyor. 

Husiler kim?

Adını kurucusu Hüseyin Bedir el Din el Husi'den alan Husi hareketi, merkezleri olarak kabul ettikleri Saada'da daha fazla özerklik kazanmayı ve Zeydi geleneklerine ve inancına zarar verdiklerini düşündükleri Sünni İslamcılardan korunmayı amaçlayan Şiiliğin bir kolu olan Zeyyidiye'ye mensup bir hareket. Husilerin Yemen nüfusunun yüzde 42’sine tekabül ettikleri biliniyor. Husiler 2004’ten 2010’a kadar başarısız birçok isyanda bulunmuştu. Arap Baharı isyanının ardından başlayan isyanlar sonucunda 2014 yılında Birleşmiş Milletler destekli Ulusal Diyalog Konferansı anayasal bir kongre ve yeni seçimler için bir zemin sağlamıştı. Ancak Husiler teklif edilen federasyonu hâkim oldukları bölgeler kıyıdan uzak ve kaynak bakımından kısıtlı olduğu için reddetmiş ve başkent Sana’yı ele geçirmişlerdi.



Suudi Arabistan’ın rolü?

Suudi Arabistan 2015’teki savaşa Başkan Mansur Hadi hükümetini desteklemek amacıyla müdahale etmiş ve sürecin hemen son bulacağını ummuştu. Suud liderleri, Husilerin Yemen’i kontrol etmesinin İran’ın Arap Yarımadasındaki varlığını arttıracağını ve kendileri için tehdit yaratacağını düşünüyordu. Sonrasında İran ve Suudi Arabistan arasında Ortadoğu’nun liderliği için daha büyük bir güç mücadelesi başladı ve savaş patlak verdi. 2018 Birleşmiş Milletler raporuna göre savaştaki sivil kayıpların çoğunun Suudiler ve müttefiki Birleşik Arap Emirlikleri'nin hava saldırıları sonucu gerçekleşti. Birleşik Arap Emirlikleri bu yıl bölgeden çekilmeye başladı.        

Husilerin karşılığı

Gündeme düşen son saldırıdan önce Husilerin neredeyse başkent Riyad dahil pek çok Suudi şehrine saldırdığı biliniyor. Savaş sürecinde imkanları artan Husiler 2018’den itibaren  insansız hava araçları kullanarak saldırılarına başlamıştı.

İran’ın rolü

Yemen'deki Suudi müdahalesinin başlangıcında, birçok uzman, krallığın oradaki İran müdahalesini abarttığını söyledi. İran’ın Husileri desteklediği bilinse de silahlandırma çalışmaları yaptığına dair bir kanıt yoktu. Sonrasında İran’ın Suriye ve Irak’takine göre küçük ölçekli de olsa silahlandırma ve askeri eğitim desteği verdiği şüpheleri artmaya başladı. 

Amerika’nın rolü

Suudi Arabistan’ın müttefiki olan Amerika, Suudi destekli Yemen koalisyonu istihbarat silah ve lojistik olarak destekliyordu. Nisan ayında Amerikan Başkanı Trump, ABD'nin katılımını sona erdirmek isteyen Kongre'nin kabul ettiği bir kararı bölgedeki Amerikan varlığını korumak ve İran’la mücadele etmek maksadıyla veto etti. Trump yönetimi İran’ı Ortadoğu’da istikrarsızlaştırıcı faaliyetlere ve terör odaklarına destek vermekle suçlarken İran ekonomisinin temel ihraç ürünü olan petrol gelirinden mahrum etme amaçlı ekonomik yaptrımlarda bulundu.



Trump saldırıyı yapanın İran olduğunu bildiklerini ve misillemeye hazır olduklarını ima etmesine rağmen bu sabah yaptığı açıklamalarda saldırının arkasında "kesinlikle" İran'ın bulunduğuna inandığını, ancak ABD ‘nin "kesin" kanıt istediğini ifade etti. Bölgedeki kriz güncelliğini korumaya devam ediyor.
 

Yorumlar (0)