Yargıtay'dan emsal karar: Eşinin dedikodusunu yapan koca yandı!

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, arkadaş ve iş ortamında eşinin dedikodusunu yapan erkeği ağır kusurlu buldu. Emsal niteliğinde bir karar ile eşinin dedikodusunu yapmak hem boşanma hem de tazminat nedeni sayıldı.

GÜNDEM 12.04.2020, 10:44 12.04.2020, 10:46
Yargıtay'dan emsal karar: Eşinin dedikodusunu yapan koca yandı!

Yeni evlilik yapan bir çift, kısa bir sürenin ardından geçimsizlik yaşamaya başladı. Eşini ayrı bir eve çıkması için ikna edemeyen kadın, kayınvalidesi ile beraber yaşamaya başladı. 

Çift, daha sonra Aile Mahkemesi'ne giderek karşılıklı boşanma davası açtı. Aile Mahkemesi, evlilik sırasında davacı-davalı erkeğin hem bağımsız konut sağlamadığını, hem de ailesinin evliliğe ve düğün sürecinde eşine yönelik olumsuz müdahalelerine ses çıkarmadığını vurguladı. 

Aile Mahkemesi, davalı-davacı kadının ise eşine hakaret ve aşağılayıcı nitelikte "Sen erkek misin, şerefsizsin, seninle evlendiğime pişmanım" gibi ifadeler kullandığı gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmasına, kadın yararına aylık 300 lira tedbir nafakası verilmesine, tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle kadının maddi ve manevi tazminat isteklerinin kabul edilmemesine yönelik karar aldı. 

Daha sonra her iki taraf da söz konusu kararı istinafa götürdü. Bölge adliye mahkemesi, davacı-davalı erkeğin istinaf talebini kabul etti. Kadının yoksulluk nafakası talebi reddedildi. Aynı zamanda, kadının istinaf taleplerinin esastan reddine karar verildi. Davalı-davacı kadın tarafından hüküm temyiz edildi. 

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, emsal niteliğinde bir karar ile eşinin dedikodusunu yapmayı boşanma nedeni saydı.

Söz konusu kararda, şu ifadelere yer verildi:

"Yapılan yargılama ve toplanan delillerden mahkemece tarafların kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında davacı-davalı erkeğin 'eşinin kız olmadığı yönünde söylenti çıkararak' eşini evden gönderdiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. Evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir."

Yorumlar (0)