Venezuela Dışişleri Bakanı Plasencia, ilk söyleşisini Türkiye’ye verdi
Ağustos ayında göreve gelen Venezuela Dışişleri Bakanı Plasencia, Türkiye ile ilişkilerin güçlendirilmesi için dayanışma ve iş birliğini artırmayı hedeflediklerini ifade etti ver buna sebep olarak şunu ekledi: “Çünkü Maduro da Erdoğan da sorumlu iki lider ve her daim halklarının çıkarlarını gözetiyorlar.”
Venezuela Dışişleri Bakanı Felix Plasencia, ağustos ayında göreve gelmesinden 2 ay kadar sonra ekranlara çıkarak ilk söyleşisini verdi. Türkiye ile Venezuela arasındaki iş birliği ve dostluk bağını ilerletmek istediğini ifade eden Plasencia’nın ilk söyleşisini Türk Ajansı olan Anadolu Ajansı’na vermesi ise dikkat çekti.
İlk yurt dışı ziyaretini Türkiye’ye yaptı
İkili temaslarda bulunmak amacıyla ilk yurt dışı ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştiren Plasencia, mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile Ankara’da görüştü. Bu görüşmenin ardından Venezuelalı siyasi, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ve Ticaret Bakanı Mehmet Muş ile de temaslarda bulundu.
“Türkiye ile BM’nin korunması çabasına dayalı ilişkimiz var”
Plasencia: “Türkiye ile uluslararası hukukun savunulması konusunda hemfikiriz. Uluslararası toplumun ilkelerine bağlılık konusunda ve Birleşmiş Milletler sisteminin korunması çabalarına dayalı ilişkilerimiz var. BM sistemi, çok taraflılığını koruyabildiği için ikili ilişkilerin geliştirilmesi taahhüdü şu anda uygulanabiliyor. Venezuela ve Türkiye Cumhurbaşkanlarının arasındaki diyalog da samimi şekilde ilerliyor. Bu, ilişkilerimizi geliştirmek konusunda oldukça önemli. İki ülke arasındaki ilişki aynı zamanda tarihsel sürece de dayanıyor. Venezuela ve Türkiye arasında 70 senelik bir ilişki olduğunu söyleyebiliriz. Fakat Hugo Chaves ile başlayan ve şu anda da Nicolas Maduro ile gelişen yatırım ve iş birliğinin ayrı önemi var.”
“Yaptırımlar, Venezuela halkını olumsuz etkiliyor”
Plasencia: “Venezuela, ekonomisi ile dünya basınında sık sık gündeme geliyor. ABD’nin bazı kurum kararlarına ve uluslararası hukuka aykırı olarak bize karşı uygulanan bazı yaptırımlar var ve Venezuela halkı bundan olumsuz etkileniyor. Bu bir gerçek. Bu yaptırımlarım amacı ise Bolivarcı devrimin kökünü kazımak. Bu olumsuz durum sebebiyle Covid-19 aşılarına ve pek çok ilaca ulaşmakta güçlük çekiyoruz. Ülkemizi istikrarsızlaştırma çabalarına, engellemelere ve müdahaleci imparatorluğun yaptırımlarına karşı Maduro hükümeti, halk sağlığını garanti altına almaya çalışıyor. Engellemeler, halkımızda ekonomik, ruhsal ve fiziksel pek çok acıya sebep olsa da Maduro sonunda istediğimiz aşılara ulaşmayı başardı. Rusya, Çin ve elbette ki Türkiye gibi birkaç ülke ile kurabildiğimiz sağlık alanındaki ilişkiler, bu noktada bizim için çok önemli oldu. Küba gibi ülkelerle dostluk ilişkisi kurarak aşılara ulaşabildik. Onlardan Soberana’yı, Çin’den Sinovac’ı ve Rusya’dan da Sputnik’i aldık.”
“Ürünlerimizi ihraç etme sıkıntısı yaşıyoruz”
Plasencia: “Yaptırımlar bizi yalnız sağlık alanında değil ekonomi alanında da büyük oranda etkiledi. Ürünlerimizi ihraç etmekte zorluklar yaşıyoruz çünkü ABD, ihracatımız üzerinde baskılar yapıyor. Başkan Maduro, bu sorunların çözülmesi için defalarca çağrı yapsa da bu konuda çıkarları olan bazı kişiler, Caracas ile Washington arasında olumlu ilişkilerin kurulmasına her zaman set çekti. Biz, Venezuela olarak hiçbir ülkenin seçim sonucu kararına karşı çıkmadı. Aynı şey bizim ülkemiz için de uygulanmalı. Ülkemizde gelecek ay seçim yapılacak. Bu seçimlerin huzur ve güven ortamında geçmesini diliyorum. Halkımızın kararına uluslararası toplumda saygı duyulması. Tüm dünyadan gözlemcileri ülkemize davet ettik. Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler de buna dahil.”
“Muhalif kesim, Başkan Maduro’nun meşru hükümetini tanıdı”
Plasencia: “Venezuela’daki muhalif taraf ve Meksika ile yürüttüğümüz hükümet ilişkileri ve diyaloglar bizim için oldukça önemli. Muhalefet, geçtiğimiz süre zarfında Maduro’nun meşru hükümetini tanıdı ve ülkenin geleceğini konuşmak amacıyla Venezuela hükümeti ile masaya oturdu. Bu hem ülkemiz hem de taraflar için oldukça önemli bir sonuç. Öte yandan bazı ülkeler, Başkan Maduro’nun meşru hükümetini hala tanımış değil. Yaptırımlar, bunun en büyük göstergesi. Bir diğer göstergesi de Venezuela dışındaki milyarlarca dolarlık varlığın dondurulması. Venezuelalıların yurt dışında işlettiği şirketlerin faaliyetleri durduruldu ve vatandaşlarımızın mülklerine de el konuldu.”
